Toplumsal ile kişisel aydınlanma birlikte ve dengeli yaşanmazsa sorunların epey kaynağına dönüşür. Türkiye’mizde bırakın bu dengeyi, bireyleşebilen neredeyse yok. Oysa birey olunmadan hiçbir biçimde aşama kat edemezsin. Bireyleşmenin başat yolu ise özüne yoğun emek vermektir. Okuyarak, araştırarak, dipnottan kitaplara, yeniden dipnotlara uzun yolculuklara çıkarak, dünyayı var eden her nene ilk görüş şaşkınlığıyla ve bilme sevgisiyle bakarak, sergiye, dinletiye, oyun sanatına hayranlıkla… Zor mu dediniz? Güzellik zorlukladır. Tatlı huzursuzluk.
Çeyrek yüzyıldır halkın düşürüldüğü durum içler acısı. Bir an için de olsa bir mürit ile bireyin karşılaştığını düşünün. Birbirlerinin dünyasını nasıl anlayacaklar, nasıl iletişim kuracaklar? Özellikle de mürit!.. Onun daracık hücresinde yasaklardan, tabulardan kendisine yer kalmaz. Ona göre toplum, kadın, çocuk, inanç, eşitlik, hak… nedir? Az ya da çok bunu biliyoruz.
Özgüven sorunu içindedir insanımız. Kimsenin ne kendine ne karşısındakine güveni var. Bu gerçeğin toplumun getirildiği ortamla da ilişkisi yoğun bulunmakla birlikte kişinin kendinden kaynaklanan nedenleri de yadsınamaz. İşin daha garibi, karşıya hakarete hazır bulunmaları. Vah ki vah…
Hastaneye ziyarete giden dört kişi. Üçü orta yaşın az üstünde, biri genç erkek. Yaşı ilerilerden bir kadın gencin anasıdır. Salt hastaneye çalışan, on dakikada bir dolaşan otobüsteler. Ana az geriden gelmekte. O ara bir kadın boş gördüğü delikanlının yanına oturmak isteyince, Annem geliyor, diyerek engeller. Önde oturan yaşı ilerlemiş kasketli adam gülmece katmak amaçlı, hafif geriye dönerek “Anasız oturmak zor galiba” demesiyle, delikanlı veryansın eder. Ne köylülüğü, ne cıvıklığı, cahilliği kalır. Adam ise içinden “Neden dilini tutmazsın sanki” diye geçirmektedir.
Bir küçürek öykü daha nasıl olur sizce?
Kadın kuaförü ise erkek tıraş etmez. Maazallah, kuaföre gelen kadınlar “jinekolojik” sorun yaşayabilirler. Aman aman aman…
Tuvaletlerde el yıkama bölümü ortak alan olamaz! El yıkarken ya bir nen olursa?..
Çok öykü var. Çalışmak gerek!