Milletvekili ŞAHİN…

Hatay sahillerindeki DENİZ ANASI tehlikesini TBMM’ye taşıdı: İzi kalıcı, kalp riski de yapar… CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, Samandağ’dan Arsuz-Dörtyol’a kadar uzanan sahil şeridini kapsayan zehirli denizanası istilasını Meclis gündemine taşıyarak, hükümeti göreve davet etti. Milletvekili Şahin, görüştüğü uzmanların, denizanasının zehirli olduğunu ve insanlarda yıllarca iz bırakabileceğini, en önemlisi de kalp krizi riskine yol açabileceğini […]

Hatay sahillerindeki DENİZ ANASI tehlikesini TBMM’ye taşıdı:

İzi kalıcı, kalp riski de yapar…

CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, Samandağ’dan Arsuz-Dörtyol’a kadar uzanan sahil şeridini kapsayan zehirli denizanası istilasını Meclis gündemine taşıyarak, hükümeti göreve davet etti. Milletvekili Şahin, görüştüğü uzmanların, denizanasının zehirli olduğunu ve insanlarda yıllarca iz bırakabileceğini, en önemlisi de kalp krizi riskine yol açabileceğini söylediklerini hatırlattı.

Bu arada, Samandağ ilçesi başta olmak üzere; İskenderun, Dörtyol ve Arsuz ilçeleri sahillerine vuran zehirli göçmen denizanaları bölgede de endişe uyandırıyor.

Milletvekili Suzan Şahin, TBMM’nin gündemine taşıdığı denizanası istilası ile ilgili şunları kaydetti:

“2021 yılında İsrail ve Lübnan’da görülen zehirli tür denizanaları, bu yıl Hatay’da kıyıya vurdu ve yaklaşık 14 kilometre uzunluğundaki sahil şeridinin farklı noktalarında görülmektedir.”

İstilacı denizanaları ile ilgili olarak, İskenderun Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Dekanı Prof. Dr. Cemal Turan’ın yaptığı açıklamalara da dikkat çeken Suzan Şahin, uzmanların, denizanalarının, Süveyş Kanalı yoluyla Akdeniz’e geçtiğine belirttiğini, ayrıca kıyıya vuran denizanalarının da denizlerdeki ekosistemi tehdit ederek balık stoklarını azalttığını, halk ve balıkçı sağlığını tehdit ettiğini, patlayan bir tür olduğu için çok dikkatli olunması gerektiğini, balıkçı ağlarını doldurarak günlük avları engellediğini ve insan vücuduna temas ettiği takdirde de yıllarca kalabilecek izler bıraktığını, hatta insanlarda kalp krizi geçirme riskinin olduğunu belirttiklerine dikkat çekti.

Milletvekili Suzan Şahin, konuyla ilgili olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanının cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na bir önerge verdi. Şahin, “İskenderun Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri ve

Teknoloji Üniversitesi Hocaları, normalde Mart ayında ortaya çıkan denizanalarının erken görülmesiyle ilgili incelemeler başlattığını hatırlattı ve şöyle devam etti:

“İskenderun Körfezi’nde denizanalarının akıntıya kapılmaları durumunda, bu kıyılarda da görülebileceğine dikkat çektiler ve istilacı egzotik bir denizanası türü olan rhopilema nomadica (göçmen denizanası) türünün yoğun bir popülasyonunun görüldüğünü belirttiler. Uzman akademisyenlerin yaptığı açıklamalarda, özellikle gırgır avcılığında 35 kulacın üzerindeki derinliklerde görülen denizanasının yoğunlaştığının net bir şekilde görüldüğü, çok erken bir dönemde kıyılarda görülmeye başlandığı, zehirli bir tür olarak bilindiği belirtiliyor.

Doğu Akdeniz kıyılarında, son yıllarda, Şubat-Mart aylarında denizanasının aşırı artışları görülmekte. İlk olarak Lübnan ve Suriye kıyılarında aşırı artışı gözlenen göçmen denizanası Rhopilema nomadica, bir hafta sonra, Türkiye kıyılarında görülmekte. Önce Türkiye’nin doğu kıyılarından, yani İskenderun ve Mersin Körfezi’nden, sonrasında Antalya Körfezi’nden bildirilen bu tür için balıkçı ve denizcilerden birçok ihbar kaydedildi. Şubat ayı içerisinde değişen sıklıklarla yapılan gözlemler, Mart ayında da devam etmekte.”

TEMASTAN KAÇININ!

Yakıcı kapsüllerinin olması nedeniyle, bu tür deniz anaları ile temas edildiğinde yangı, kaşıntı, deride kızarıklık ve su toplama gibi klinik etkiler görülebileceğinin altını çizen Suzan Şahin, “Yüzücülerin, dalgıçların ve amatör ve profesyonel balıkçıların dikkatli olmaları ve denizanasıyla temastan kaçınmaları gerekir. Ayrıca alerjik bünyelerde daha ciddi klinik vakalar görülebilir. Özellikle küçük çocukların, kıyılara vurmuş denizanalarına elle temas etmemeleri, temas etmişlerse, ellerini vücutlarına ve gözlerine sürmemeleri gerekir. Denizanalarında bulunan yakıcı kapsül hücreleri, deriyle teması sonucunda patlar ve yanma ve kaşıntı başlatır. Kaşıntı daha sonra, yerini acıya ve kızarıklığa bırakır. Tatlı su kapsüllerin daha hızlı patlayıp deriye nüfus etmesine neden olur, bu nedenle sadece tuzlu su, amonyak veya sirke ile temas eden bölgenin yıkanması tavsiye edilir. Ciddi yaralanmalarda, doktora başvurmak gerekir. Tüm halkımızı dikkatli olmaya, yetkilileri de bir an önce göreve davet ediyorum.”

Denizanalarının olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla, izleme programlarının oluşturulmasının çok önemli olduğunu söyleyen CHP’li Şahin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bir an önce harekete geçerek, halk ve doğa sağlığını tehdit eden denizanalarının temizliği ile ilgili çalışma başlatması gerektiğini de sözlerine ekledi.

-Haber/Cemil Yıldız-

Exit mobile version