Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, 7. Dönem Toplu Sözleşme  görüşmelerinin bundan önceki 6 dönemde olduğu gibi hayal kırıklığı ile sonuçlandığını söyledi Kahveci, “Üzerinde uzlaşmaya varıldığı ifade edilen genel konulara ilişkin 50 başlığın büyük çoğunluğu geçtiğimiz dönemlerde karar altına alınan konulardan ibarettir. Allanıp pullanarak kamuoyuna sunulan bu 50 madde arasında refah payı, enflasyon farkının maaşlara aylık olarak yansıtılması, 8 bin 77 TL’lik ek ödemenin taban aylığa yansıtılarak emekli maaşlarına da eklenmesi, yardımcı hizmetliler, bayram ikramiyesi, vergi dilimlerinin %15’e sabitlenmesi, başta kira, ulaşım, ısınma ve yemek yardımı olmak üzere yeni sosyal yardım kalemlerinin oluşturulması, eş yardımı ve çocuk parası gibi ödemelerin artırılması gibi hiçbir hayati konu anlaşılan maddeler arasında bulunmamaktadır” dedi.

Genel Başkan Önder Kahveci değerlendirmesi şöyle:

“7. Dönem toplu sözleşme görüşmeleri de bundan önceki 6 dönemde olduğu gibi hayal kırıklığı ile sonuçlanmıştır. Maaş zamları dışında diğer bütün konularda ve hizmet kollarında anlaşma sağlandığı için Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na yalnızca 2024 ve 2025 yollarına ilişkin maaş artışı konusu taşınacaktır. Hal böyle olunca zaten çoğunluğu kamu işveren tarafını temsil eden Kurul’dan da hükümetin önerisi dışında bir maaş zammı çıkma ihtimali bulunmamaktadır. Bu durumun en önemli sebebi 22 günlük süreyi havanda su döverek geçiren ve bir türlü konuları masaya getirip madde madde tartışmayan basiretsiz yetkili konfederasyondur. Türkiye Kamu-Sen’in bütün uyarılarına rağmen bir türlü pazarlık masasına dönüştürülmeyen toplu sözleşme masası, 6,5 milyon memur ve memur emeklisi, aileleriyle 25 milyon vatandaşımızın umutlarının başka bahara kalmasına neden olmuştur.

Yıllardan beri toplu sözleşme sisteminin değiştirilmesi ve masasının  geniş katılımla, öteleyen değil sorunları çözen bir yapıya kavuşturulması gerekliliğine vurgu yapıyoruz. Bu yanlış kurgu, ülkemiz nüfusunun neredeyse üçte birini ilgilendiren son derece önemli bir platformun etkisiz ve sonuçsuz kalmasına neden olmaktadır. En iyimser resmî enflasyon tahminin %33 olduğu 2024 yılı için %25; %15 enflasyon tahminine karşılık %11 zam önermek ve bu teklifi ileriye taşıyamamak, ülke ekonomisi son yılların en yüksek büyüme rakamlarına ulaşmışken memur ve emeklileri enflasyonun bile altında bir maaş artışına mahkum etmek bu yetersiz sistem ve yetersiz yetkili konfederasyonun eseri olmuştur. 2012’den beri toplu sözleşme görüşlerini adeta bir fiyaskoya dönüştüren sözde yetkili sendikaların basiretsizliğini de bir kere daha tarihe not düşeceğiz.

Kamu çalışanlarımız bu sendikaların mücadele gücünün olmadığını, masada dirayet, meydanlarda kararlılık gösterecek bir zihniyetten uzak olduklarını bir kere daha gördüler. Ne yazık ki, yetki ve toplu sözleşme sistemi değişmediği sürece memurlarımız benzer sonuçları yaşamaya devam edecek.