İyi günler sevgili okuyucu.
Yıllar geldi geçti ve memleketimizin mitolojik öyküleri deforme olup revize edildi. Belki birileri bu yeni mitolojik öykülerden dersler çıkarır diye biz umut besledik. Bakalım siz ne diyeceksiniz… Buyurun bakalım yeni öykülere:
Tanrıların tanrısı Zeus, güzeller güzeli Dafne’yi bekaretin ve masumiyetin sembolü olarak Antakya’ya gönderir. Dafne, ilk iş olarak doğal güzelliğiyle insanları büyülemiş olan Harbiye yöresine gider ve zamanının büyük bir kısmını, burada doğanın içinde doğanın tadını çıkararak geçirir. Gel gör ki, o dönemin en büyük savaşçısı Apollon İbrahim yolların da fatihidir. Görür görmez gönlünü kaptırdığı Dafne’yi yakalamayı kafaya takar.
Gel gör ki, Dafne öyle kolay lokma değildir. Her fırsatta Apollon İbrahim’den kaçar. Bunun üzerine, Apollon İbrahim komutanlarına bir talimat verir: “ Kazın yolları” ! Dafnenin gidebileceği tüm yollar kazılmaya başlanır. Elektrik için kazılır, su için kazılır, doğalgaz için kazılır. Hep ayrı ayrı, yeniden ve tamir edilmeksizin kazılır. Öyle de kalır yollar. Halk isyan eder, ama yollar kazılarak aşılır. Dafne, sırra kadem basar, ama yolların kazımı günümüze kadar devam eder. Artık Harbiye yöresi ve bu yöreye ulaşan tüm ana ve tali yollar köstebek yuvasıdır. Oysa Dafne, yollardaki çukur ve engellerden artık gezemez ve yürüyemez olduğu için Zeus’a yalvarmış ve bir ağaca dönüşmüştür. Rivayet odur ki, bu ağaç da bulunabilse kazılacak. Yani Harbiye halkı umutlanmasın… Bu kazılar bu aşk bitmeden tamir olmayacak.
Bir başka hikayemiz de, Büyük İskender’in unutulmaz komutanlarından biri olan, fetihçi hekim Seleukoz Lütfü’nün büyükşehir sevdası üzerinedir. Seleukoz Lütfü, Silpiyus dağının zirvesine çıkarak, yaratmak istediği büyük şehrin bir mucizeyle işaret edilmesini diler. Bunun için Tanrı Zeus’a kurban keser ve beklemeye koyulur. Derken gökyüzünde devasa bir kartal belirir. Kartal, seleukoz Lütfü’ye yaklaşır ve kurbandan koca bir parça alarak kutsal işareti verir. Bunun üzerine Seleukoz Lütfü müdürlerine talimat verir. Kartal, aldığı kurban parçasını nereye bırakır ise orası kazılacaktır. Yeni ve görkemli bir şehir için bu kazılar şarttır. Alt yapı ve üst yapı adına ne derseniz deyin, her yer kazılacaktır. Kartal, gökyüzünden süzülür ve tam kurban etini bırakacağı sırada yüzlerce güvercine dönüşür. Her güvercinin de ağzında bir gıdımlık kurban parçası vardır. Hatay’ın dört bir yanına yayılırlar ve aklınıza gelebilecek her yere kurban parçasını bırakırlar. Ama talimat çok açıktır. Seleukoz Lütfü geri adım atmaz ve güvercinlerin hepsinin bıraktığı işaretlerin kazılmasını ister. Yani gökyüzünde güvercin oldukça Hatay kazılacaktır.
Gerek Büyük Şehir Belediye Başkanımız Sayın Lütfü Savaş ve gerekse de Defne Belediye Başkanımız Sayın İbrahim Yaman’dan, okuyucuyu biraz olsun neşelendirmek amacıyla kaleme aldığım mitolojik bu öykülerden dolayı hoşgörü bekliyorum. Sakın bana kızmasınlar. Her ikisinin de ne denli iyi niyetli ve özverili olduğunu çok yakından bilen bir gazeteciyim. Eleştiriyi mizahla karıştırmak, harmanlamak istedim.
Buradan bir acı gerçeğin altını çizmek istiyorum. İlimizin yolları o denli kazılmaktadır ki, artık vatandaş sabrı iyice tükenmiştir. Her gün bize gelen şikayet ve eleştirilere artık yanıt veremez hale geldik.
Kuşkusuz ki bugün yapılan bu kazıların uzun vadeli sonuçları büyük bir konfor ve rahat getirecek. Sabırsızlıkla o günleri bekliyoruz. Lakin vatandaş da haklı. Gün geçmiyor ki yeni bir kazı ile karşılaşmasın. Son yıllarda kentlerimizde yaşanan kazı çalışmaları Hatay’daki yaşam kalitesini ciddi ölçüde geriletmiştir.
Değerli başkanlarımızdan, onların da espri anlayışına güvenerek rica ediyoruz. Lütfen şu kazı işi artık bir son bulsun ve yaşanabilir ideal bir kent ile buluşalım. Sıra ona gelmedi mi ?
İyi çalışmalar.