2 Temmuz 2025 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda oylanan “İklimi Değiştirme Kanunu”, muhalefet cephesindeki katılım eksikliğiyle tartışma konusu oldu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülen ve 2 Temmuz 2025 tarihinde oylanan “İklimi Değiştirme Kanunu”, 242 kabul oyuyla Meclis’ten geçti. Ancak oylamaya damga vuran asıl unsur, muhalefet milletvekillerinin büyük bölümünün oylamaya katılmaması oldu.
CHP’den 55, İYİ Parti’den 19, Saadet Partisi’nden 1, Demokrat Parti’den 1, Gelecek Partisi’nden 0 ve diğer bazı muhalefet partilerinden toplam 130 milletvekili oylamaya katılmadı. Bu sayı, muhalefet bloğunun neredeyse yarısını temsil ediyor.
“hayır” demek yerine salonda yoktular
CHP 80 ret oyuyla iktidara karşı net bir duruş sergilese de, oylamaya katılmayan 55 milletvekili parti içinde soru işaretlerine neden oldu. İYİ Parti’den yalnızca 10 vekil “hayır” oyu kullanırken, 19’u oylamaya katılmadı. DEM Parti 41 vekiliyle oylamaya girerken 15 ret oyu kullandı.
Özellikle iklim krizi gibi küresel bir sorunla ilgili yasal düzenlemenin Meclis’te görüşüldüğü bir oturumda muhalefetin böylesine büyük oranda yokluk göstermesi, seçmen nezdinde hayal kırıklığı yarattı.
Sosyal medyada ve sivil toplum çevrelerinde muhalefet partilerine yönelik eleştiriler yükseldi. Seçmenler, “Biz bu vekilleri o koltuklara otursunlar diye değil, bizim adımıza söz söylesinler diye seçtik. Mazeretsiz katılmamak siyasi bir sorumsuzluktur.” diyerek tepki gösterdi.
iktidar bloğunda da eksik var ama kabul çoğunluğu sağlandı
İktidar kanadında da 80 milletvekilinin oylamaya katılmaması dikkat çekti. Buna rağmen AKP’nin 213, MHP’nin 28 ve bazı bağımsız vekillerin oylarıyla yasa kabul edildi.
Ancak muhalefetin daha organize ve istikrarlı bir karşı duruş sergilemesi halinde bu kanunun geçmesi engellenebilirdi. Bu durum, muhalefetin Meclis stratejisini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
siyaset uzmanlarından uyarı: “sadece sosyal medyada muhalefet olmaz”
Siyaset bilimciler ve parlamenter gözlemciler, muhalefet milletvekillerinin kanun tekliflerine ret oyu vermek yerine salonu terk etmesini, “aktif siyaset yerine pasif bir muhalefet anlayışı” olarak değerlendiriyor. Uzmanlara göre, Meclis’te bulunmamak, yasama sürecine etkisiz kalmak anlamına geliyor ve bu da demokratik temsiliyeti zedeliyor.