Narin

  Bu topraklar sıradan insanı kaldırmaz. Yaklaşık elli uygarlığın, iki yüz kültürün ağırlığını yüksünmeden taşıyabilecek nitelikte halk gerek. Başka türlüsü hüsrandır, yenilgidir, köleliktir, işkencedir. Özellikle son çeyrek yüzyılda kimlik diyasetine başını açıp koşanlar hormonlu bir güç elde ettiler. ABD kendini tam tersi ama dünyayı bu siyasete göre düzenliyordu. Çünkü zamanla Balkanizasyon adını alacak bu strateji […]

 

Bu topraklar sıradan insanı kaldırmaz. Yaklaşık elli uygarlığın, iki yüz kültürün ağırlığını yüksünmeden taşıyabilecek nitelikte halk gerek. Başka türlüsü hüsrandır, yenilgidir, köleliktir, işkencedir.

Özellikle son çeyrek yüzyılda kimlik diyasetine başını açıp koşanlar hormonlu bir güç elde ettiler. ABD kendini tam tersi ama dünyayı bu siyasete göre düzenliyordu. Çünkü zamanla Balkanizasyon adını alacak bu strateji üçüncü dünyanın savaşlar içinde boğulması, açlık, hastalık, güvencesiz ucuz işgücü olması, din, tarikat, cemaat, aşiret egemenliği, eğitimdizlik, kültürsüzlük, üretimsizlik getiriyordu; hem de hızla. Kendilerine liberal diyen boşlar da bu işin yardakçısı, yancısı, dolar maaşlısı oldular.

Bu düzen bilgisizlikten, aydın düşmanlığından beslenir. Gerçek anlaşıldığında artık çok geçtir. O da anlaşılırsa.

Adı gibi Narin şirinimizin başına getirilenlerin suçluları, ona en “yakın” çemberden başlıyor. En çok adı geçen suçlu muhtar, Kuran kursu hocası, dinci kıyıcı örgüt artığı, belli ki korunan biri. Ve acımasız, sevgisiz, şefkatsiz. Ne ki böyle biri güç ve para sahibi.

Özellikle bölge aydını artık aklını başına toplamalı. Zihin yapısını sıfırlamalı, bu bataklığı nasıl kuruturumun derdine düşmelidir. Aydın varsa tabii. Bu iş öyle kıyım örgütü, ABD seviciliğiyle olmuyor. Hele her eleştiri yöneltene ırkçı diye höykürmekle, her tür ağayı arkaya alıp b.k atmakla hiç olmuyor.

Narinler için gerçek gözyaşı yerine timsah gözyaşı döküldüğü çok açık.

Çocuklarını yiyen timsahlarla dolu her yan. Bu sonuçta emeği geçen herkes bir taraflarına bir şeyler yakabilir. Başa “Laiklik tehlikede değildir, laikçi teyzeler…” laflarını edenleri, miting yapan bir milyon tertemiz yürekli insana darbeci diyenleri başa alıyoruz. Hiçbir konuda ahlakınız, ilkeniz olmadı. İlkel de gerici de kişiyi, çocuğu ezen, yok eden de olsa her güruh saygındır, demeye getirdiniz. Ahlaksızsınız. Bize okumuşlar gerekmez dediniz, suçlusunuz. Hele aydın hiç değilsiniz. Adınızın başına prof koyup “Aşiretler dayanışma kurumudur, cemmaatler, tarikatlar sivil toplum örgütüdür,” incileri dizdiniz, suçlusunuz…

Halk TV’de muhabir yaklaşık, “Narin beşte geleceğim demiş, üçte gitmiş. Beşte gitse ölmeyecekti. İli saat ölümüne neden oldu,” demekte. Türkçeye, mantığa bakar mısınız? Daha böylesi nice aymzlık örnekleri. Başımı nereye vursam. Yıkımdan yıkım beğen. Çocukları aile, çevre, dernek, kurum, baro, okul, yurt, vakıf… korumuyor. Çocukları kim koruyacak? Bir de Cumhuriyet’le sidik yarıştırırlar. Ört ki ölem!

 

 

Exit mobile version