Yaklaşan yerel seçimler, siyasetçinin ve aday adayı olan isimlerin gündeminde. Ama en çok da, daha iyi bir şehir hayal eden vatandaşın gündeminde. Antakya’dan Defne’ye, Payas’tan İskenderun’a uzanan hatta biriken beklentiler, 31 Mart 2019’da kurulacak sandıkları bekliyor.
Daha temiz caddeler… Engelli bireyleri anlayan kaldırımlar… Temiz parklar… Daha çok ağaç… Kokusuz bir Asi Nehri… Hesap veren yönetimler… Tarihi ve kültürüne sahip bir idare… Sorunsuz müzeler… Konser alanları… Tiyatro salonları… Bugüne kazandırılmış tescilli evler…
Eldeki listeye istediklerini yazanların ve daha iyi bir şehirde yaşamak isteyenlerin ortak kaygısı, son kullanım tarihi düşük tutulan projelerin kentte yarattığı maliyetler. Bunun son örneği, Antakya’nın Atatürk Caddesi. Bir zamanlar, yeşil alanlı peyzajı ve bisiklet yolları ile sunulan cadde, bugünlerde kırık kaldırımları ve sürekli değişen trafik akışı ile tartışılan şehrin en sorunlu başlıklarından bir tanesi. Beklenen ve istenen, kısıtlı yerel idare kaynaklarının artık ‘net projelerle’ yaşama eklenmesi! Bu yapılırken de, Kent Konseylerinin, yapılanların yanlışında konuşabilmesi, kent halkı adına ‘kontrol ve denetimi’ elden bırakmaması! Peki, mümkün mü? Yoksa ‘yap-boz’a devam mı? -Tamer Yazar-