Nazım Hikmet’in Şiirlerinde Duyguların Dansı

(1902 Selanik- 1963 Moskova) Bu coğrafyada yaşayıp da Türkçe ’de yazılmış en güzel şiirlerin yazarı Nazım’dan hiç değilse birkaç dize okumamış insanımız, şiir yazıp da ondan esinlenmemiş şairimiz yok gibidir. Nazım Hikmet 15 Ocak 1902 tarihinde Selanik’te doğmuş, 3 Haziran 1961 tarihinde Moskova’da yaşama veda etmiştir. Bugünlerde Moskova başta, birçok kentimizde “Haziran’da Ölmek Zor” başlığı […]

(1902 Selanik- 1963 Moskova)

Bu coğrafyada yaşayıp da Türkçe ’de yazılmış en güzel şiirlerin yazarı Nazım’dan hiç değilse birkaç dize okumamış insanımız, şiir yazıp da ondan esinlenmemiş şairimiz yok gibidir.

Nazım Hikmet 15 Ocak 1902 tarihinde Selanik’te doğmuş, 3 Haziran 1961 tarihinde Moskova’da yaşama veda etmiştir. Bugünlerde Moskova başta, birçok kentimizde “Haziran’da Ölmek Zor” başlığı altında büyük ustayı anma toplantıları yapılmaktadır.

Nazım Hikmet Vasiyetname adlı şiirinde şöyle diyor:

“Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,

ölürsem kurtuluştan önce yani,

alıp götürün

Anadolu’da bi köy mezarlığına gömün beni,

…………..

Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,

Öylece gibi de görünüyor

Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni

ve de uyarına gelirse

tepemde bir de çınar olursa

taş maş da istemez hani.”

Büyük ustanın vasiyetine uyularak Anadolu’nun iki güzel köşesinde sembolik mezarlar yaptırılmıştır. Birincisi Eskişehir ili, Seyitgazi ilçesi Doğançayır Mahallesi’nde. Doğançayır önce beldeydi, büyükşehir yasası çıkınca mahalleye dönüştürülmüştür.

Doğançayır Belediye başkanı Sayın Kemal Ulukoca Nazım’ın mezarının beldesine taşınması için iki kez Kültür Bakanlığına başvurmuş fakat bu isteği kabul görmemiştir. Bunun üzerine 2000 yılında beldede temsili mezar hazırlatmıştır. Söz konusu mezarı şairin şiirindeki vasiyetine uygun olarak şehitlik yanına yaptırmıştır.

Temsili mezarın başına yine şiirde belirtilen vasiyete uygun olarak bir çınar ağacı dikilmiştir. Başkan bir demecinde şöyle diyor: ”Çınar ağacı yaklaşık 6-7 metre oldu. Temsili mezar başında her yıl Nazım Hikmet ve Kuvayı Milliye Şehitlerini Anma, Kültür ve Sanat Etkinlikleri düzenliyoruz. Türkiye çapında katılım oluyor. Ülke genelindeki birçok aydın, yazar ve şairin katılımıyla ünlü şairi temsili mezarı başında anıyoruz. Bu etkinliğe olan ilgi her yıl giderek artıyor. Dünya şairi Nazım Hikmet, bir dönem vatanında kabul görmemiş. Nazım Hikmet’e ve fikirlerine sahip çıktık. Bundan da onur duyuyoruz.”

Bursa, İznik Müşküle mahallesindeki Nazım Hikmet Çınarının hikayesi çok ilginç:

1940-50 yıllarında Bursa Cezaevi’nde yatan Nazım Hikmet, hapishane yıllarında İsmail Başaran adındaki bir mahkûmla tanışır. İsmail Başaran Müşküle Köyü’ndendir ve hapisten çıktıktan sonra tüm köye Nazım’ı anlatır durur. O dönemin Müşküle Köyü muhtarı olan Fevzi Bey, İsmail Başaran’ın Nazım’ı anlatmasından ve onun ‘Tepemde bir de çınar olursa, taş maş da istemez hani…” sözlerinden çok etkilenir.

İsmail dede ve Fevzi amca bu vasiyeti yerine getirmek için 1964’te, Nazım’ın ölümünün birinci yıl dönümünde bir çınar ağacı diker. Günün birinde cenazesi Türkiye’ye getirilirse Vasiyet şiirinde bahsettiği gibi altına gömülmesi için.

Çınarın namı ülkeye yayılmaya başlayınca 12 Eylül yönetimi jandarmaları gönderir ve çınar 1980 öncesinde kesilir.

  1. 5 yıl sonra bir çınar daha dikilir ancak bu sefer uzun süre yeri kimseye söylenmez.

1990’lı yıllarda çınar ağacı yeniden kesilip yakılır. Tekrar dikilen Nazım Çınarı artık koruma altındadır. Nazım Çınarı’na Moskova’daki mezarından toprak getirilir.

Moskova’daki mezarına gidemeyenler ölüm yıldönümünde bu çınarın altında toplanır.

Bir gün Bursa’ya yolunuz düşerse Müşküle’ye mutlaka uğrayın.

  1. Yüzyılın en büyük şairlerinden biri sayılan Nazım Hikmet’in 1930’ların sonlarından bu yana yasak olan şiirleri ana dilinde ancak ölümünden iki yıl sonra yayımlanmaya başladı.

Nazım Hikmet “Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim” adlı romanını, “Konuklarım kocamamış. Onları son görüşümde kaç yaşındaysalar o yaştalar, ama ben altmışın içindeyim. Beş yıl daha yaşayabilsem” diyerek bitiriyor. Ne yazık ki, aynı yıl yaşama ve sevdiklerine veda edeceğini bilmeyerek..…

Nazım, hep yüreklerde yaşayacak. Mücadeleci kişiliği ile, şiirleriyle!.

 

Exit mobile version