Dünya Türkü başlıca üç ad üzerinden tanır: Mustafa Kemal Atatürk, Nâzım Hikmet, Yaşar Kemal. Bu insanlar halkı için canını ortaya koymuş insanlar. Evet, Yaşar Kemal de böyledir… Nâzım Hikmet şiirimizin yeryüzü sesidir, yeryüzü yazısıdır. Oyunları, öyküleri, romanları. En çok şiiriyle var olur kuşkusuz. Yaşamında ikileme yer yoktur. Paşa torunudur, geçim derdi olmamıştır. Ta ki o yaşamı terk edene kadar.
Bağımsızlık Savaşımızı başlatan Mustafa Kemal, Ankara’da Büyük Millet Meclisi’ni seçim yaparak açmıştır. Nâzım Hikmet İnebolu üzerinden uzun yolculuğun ardından Ankara’ya ulaşır. Mustafa Kemal’le görüşür. Çok iyi karşılanır. Savaşa katılmak ister. Bolu’da öğretmenlik yapar. Bolşevik Devrimini başaran Sovyetleri tanımayı çok istemektedir. Arkadaşları vardır, yola koyulurlar. Bu yurtseverler gelecekte Türk ulusunun kültürünü kuranların arasında bulunacaklardır. İlk gidiş gönüllüyken diğer zamanlardaki gidişlerin genel nedeni canını korumaktır. Tehditlerle yüz yüze kalması çalkantılı siyasal yaşamın, iniş çıkışların üzerinde sürüp gider.
Erzincan 1939 depremi binlerce insanımızın, aralık ayında, kışın ayazında ölümüne yol açar. Nâzım Hikmet acıyı teninde duyar. “Erzincan’da bir kuş var/kanadında gümüş yok…” Kuvayı Milliye Destanı, Memleketimden İnsan Manzaraları, Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı… Dünya tanımaktadır artık. Şiiri çağlayandır, ırmaktır. Yurduna özlemi, sevgisi sonsuzdur. Bakü’ye gider zaman zaman. Şairler de dostlarıdır. Yurt kokusudur, Türkçedir Bakü. Dil Devrimini anlamıştır, candan savunur. Devrim gürül gürül akıyordur. Türkçeye sevgisini, bağlılığını, dülgerin işlediği ağacına sevgisine benzetir.
Orhan Karaveli Rusya’da günlerce Nâzım Hikmet’in sohbetinde, dost ortamında bulunmuştur. Türkiye’yi ne çok özlediğini anlatır Karaveli’ye.
Bir radyo konuşmasında ayyıldızlı Türk bayrağımıza sevgisini anlatırken, devrim yapıldığında bayrağımızın aynı Türk bayrağı olacağını söyler.
Memleketim memleketim memleketim… Çığlıklanır. Oğlu Memet’e özlemi yurt özlemiyle özdeşleşir. Memet Memet duyuyor musun…
Çok yorgunum/Beni bekleme kaptan…
Vasiyet şiirinde Anadolu’da bir köy mezarlığına gömülmek ister. Taş maş da istemez hani…
YORUMLAR