Bir kadın dokuzuncu çocuğuna hamile kalır.
Daha önce doğurduğu sekiz çocuk da kendisi gibi engellidir.
Doktora gider.
Doktora çocuğu aldırmak istediğini söyler.
Doktor nedeni sorar.
Kadın, daha önce doğurduğum sekiz çocuk engelli, bunun da engelli olma ihtimali çok yüksek, der.
Doktor ders niteliğinde kadına şöyle der:
Evet, doğrudur. Daha önce sekiz çocuk doğurduğunuz ve hepsinin engelli olduğu biliniyor. Fakat ha sekiz ha dokuz ne fark eder?
Çok küçük bir ihtimal olsada bu çocuğun sağlıklı doğma ihtimali var. Gelin bu ihtimali gözardı etmeyelim.
Kadın şaşkın.
Doktorun söylediklerinin gerçekleşme ihtimalini düşünür.
Evet sağlıklı olma ihtimali çok ama çok düşüktü.
Ama doktorun söyledikleri de mantıklıydı.
Kadın bu çocuğu dogurmaya karar verir.
Doğan bu çocuk kim mi olacaktı ileriki zamanlarda?
Tabii ki Ludwig van Beethoven.
Dünyaca ünlü besteci.
Düşünebiliyor musunuz?
Ya kadın bu çocuğu aldırsaydı?
Düşünmek bile istemiyorum.
İlk müzik öğretmeni babasıdır.
Alkolik bir müzisyen olan babasının Beethoven’a piyano eğitiminde çok sert ve acımasız davrandığı bilinir.
Mutsuz bir çocukluk geçiren Beethoven, küçük yaşlarda ailesinin geçimine katkıda bulunmak için kilisede piyano çalarak çalışmaya başlamıştır.
Beethoven’ın dokuz senfonisi, beş piyano konçertosu, bir keman konçertosu, bir piyano, keman ve çello için üçlü konçerto, otuz iki piyano sonatı ve birçok oda müziği eseri bulunmaktadır.
Sadece bir opera, Fidelio, bestelemiştir. İlk senfonisini 1800 yılında yapmıştır.
3. senfonisini, Eroica olarak da bilinir, Napolyon’a Avrupa’ya demokrasi getirdiği için adamıştır.
Ancak daha sonra Napolyon kendini İmparator ilan ettiğinde bu adamayı geri almıştır.
9. senfoni ise en çok bilinen ve bugün Avrupa Birliği marşı da olan en çarpıcı senfonisidir.
Beethoven, Haydn ve Mozart’tan devraldığı prensipleri geliştirdi, daha uzun besteler yazdı ve daha tutkulu, dramatik eserler oluşturdu.
Özellikle Op. 109 piyano sonatıyla Klasik müziğin Romantik Dönemini başlatmıştır.
Yaşamı boyunca sağlık problemleri çeken Beethoven 1801’de işitme problemleri yaşamaya başlamış ve 1817’de tamamen sağır olmuştur.
Bu dönemden sonra sağırlığı müzik yaşamını hiçbir şekilde etkilememiştir. 9. senfoniyi sağırlık döneminde bestelemiştir.
Kendisinin zorluklarla geçen ama asla pes etmeyen, gelecek zamanlarda çocuklara rehberlik saatlerinde anlatılacak mücadeleci, yenilikçi, kararlı yapısı ders niteliğinde anlatılacaktır.
*
Cesur bir karar veren o güzel anne ve akılcı yaklaşan doktor gerçek saygıyı hakediyorlar.
YORUMLAR