23 Nisan 1920. Bundan tam 100 yıl önce. Düşman kuvvetleri Ankara yakınlarına kadar gelmiş bir durumda. İstanbul’daki saltanat yönetimi kurtuluş mücadelesini verenler hakkındaki idam kararlarını teker teker onaylamakta, Anadolunun muhtelif bölgelerinde isyanlar çıkartmakta ve böylece kurtuluş savaşını başlatanların ağır bir yenilgiye uğraması için gereken yapılmakta.
İşte böylesi bir ortam içerisinde hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir anlayışı ile hareket eden Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşları, millet meclisini toplamak suretiyle Cumhuriyete ve demokrasiye olan bağlılıklarını net bir şekilde göstermişlerdir.
Dile kolay, aradan bir asır geçmiş bulunuyor.
Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda, bir asır önce yapılan hareketin ve açılan millet meclisinin ne denli büyük bir atılım, büyük bir karar olduğunu, büyük bir kararlılık gerektirdiğini görüyor ve anlıyoruz.
Sakin bir kafayla o günlerdeki atmosferi şöyle bir gözümüzün önünden geçirirsek; Kurutuluş mücadelesini veren Mustafa Kemal Atatürk ile dava arkadaşlarının ve bu mücadeleye katkıda bulunan herkesin ileri görüşlülüğü ve yüceliği daha çok ortaya çıkmakta.
Bir asır önce, bugün dünyanın uygar ülkeleri arasında yer alan birçok ülkenin, bırakın demokrasiyi bırakın cumhuriyeti, halkın şu veya bu şekilde katılımı ile yönetilebileceği bir devlet sistemine dahi kavuşmamış iken, bir yandan düşmanla mücadele eden, bir yandan saltanat rejimi ile uğraş veren Atatürk ve arkadaşları, hâkimiyetin kayıtsız şartsız millette olduğu ilkesini gönülden özümsemiş oldukları için, bu ilkeyi yaşama geçirerek millet meclisini toplamışlar ve tüm dünyaya örnek olacak bir davranış sergilemişlerdir.
23 Nisan bu nedenle en büyük bayramlarımızdan biridir.
Yine bir yandan hakimiyetin millette olduğu ilkesini yaşama geçiren bu anlayış, aynı zamanda 23 Nisanı çocuk bayramı olarakta kabul etmiş ve kutlamaya başlamıştır.
Dünyanın hiçbir yerinde kutlanmayan bu çocuk bayramı bizde kutlanmak suretiyle yine dünyaya örnek olunmuştur.
Sadece örnek olunmakla kalınmamış, aynı zamanda ulusal egemenliğin korunmasında, çocuklarında önemli bir rol ve görevleri olduğu görüşü tüm insanlık alemine açıklanmıştır.
İşte bugün 23 Nisan ulusal egemenlik çocuk bayramımızın 100.yılını kutlamaktayız.
Bundan 100 yıl önce, devlet yönetiminde, alınacak her kararın, atılacak her adımın, izlenecek her yolun millet meclisinde görüşülmesi, konuşulması, karara bağlanması suretiyle çoğulcu bir anlayışın ilk adımları atılmıştır.
23 Nisan 1920, saltanat rejiminin ve anlayışının sona erdirildiği, buna karşılık konuşarak, görüşerek, her türlü fikir ve anlayışın tartışmasını yapmak suretiyle, ülke yararına olacak olan en doğru yolu bulabilmenin yerinin meclis olduğu anlayışının tescil edildiği gündür.
Bu nedenle, bu bayramın önemini çok iyi anlamak ve bilmek gerekir.
Bu nedenle bize bu büyük günü kazandıranları, ortaya koydukları ilkeleri unutmamak ve unutulmasına da izin vermemek gerekir.
Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan.
Her ne kadar bu yıl, pandemi salgın hastalığı ile bu bayram evlerde kutlanmakta ise de, gönüllerdeki coşku azalmamış ve aksine daha da artmıştır.
Bize bu bayramı armağan eden Atatürk ve dava arkadaşlarının gösterdikleri bu yolda ve ortaya koydukları bu ilkeler doğrultusunda hareket etmek suretiyle her türlü güçlüğün üstesinden gelineceği inancındayız.
Bu anlayış doğrultusunda aydınlık günlerin çok yakın olması beklentisi ile 23 Nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramımızın 100. yılını kutluyor ve bize bu bayramı armağan edenleri şükran ve minnet duygularımızla anıyor, bir kez daha yinelemek suretiyle nice 23 Nisanlara diyoruz…
nabiinal@hotmail.com