Bugün anavatana bir daha ayrılmamak üzere kavuşmamızın 80. yılını kutluyoruz.
80 yıl önce bugün, Hataylılar yaptıkları bağımsızlık mücadelesini ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün üstün dehası ve ön görüsü sayesinde kazanmışlar anavatana katılma kararı almak suretiyle de tarihe önemli bir not düşülmesine neden olacak bir davranış içerisinde olmuşlardır.
Hatay mücadelesini bilenler, yaşayanlar, yada canlı tanıklarından gelişmelerin serüvenini dinleyenler bugün bağımsızlığın, demokrasinin, konuşma ve yazma özgürlüğünün, insan haklarına saygının, ayrımcılığa yol açmayacak tutum ve davranış içinde olmanın değerini herkesten daha çok bilir, takdir eder ve bunun sonucu olarakta bu değerlerin şu veya bu nedenle zedelenmesi yolunda atılmak istenen adımlara karşı dik bir duruş sergilerler.
Zira Hatay, anavatana en son katılan ve bu nedenle de saydığımız değerlerin ne olduğunu en iyi bilen, anlayan insanları bünyesinde barındırmaktadır.
İşte bugün, Hatay mücadelesinin başarıya ulaşmasının, ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dış politikada üstün dehası sayesinde anavatanına kavuşma imkânını elde edişinin 80. yılını kutluyoruz.
Bu nedenle Hataylı mutludur, gururludur ve özgürlüklerin değerini bilen bir ilin mensupları olmaktan da kıvanç duymaktadır.
Bugün Hatay’ın anavatana bir daha ayrılmamak üzere 80. yılını kutlarken, yarında 24 Temmuz 1923 Lozan anlaşmasının 96. yılını idrak edeceğiz.
Tıpkı 80 yıl önce bağımsızlığına kavuşan Hatay gibi, 96 yıl önce 24 Temmuz 1923 tarihinde de, genç Türkiye Cumhuriyetinin tapusu olan Lozan barış antlaşması imzalanmıştı.
Böylece Genç Türkiye Cumhuriyetinin tapusu elimize alınmış ve tapunun sahipleri arasında 80 yıl öncede Hatay dahil edilmiştir.
Hataylılar nasıl özgürlüğe, yabancı bir devletin yönetimi altında yaşamamaya , Hür ve bağımsız bir devlet çatısı altında şanlı al bayrağın gölgesinde yaşamaya ant etmiş ise Lozan barış antlaşmasının, genç Türkiye Cumhuriyeti devletine kazandırdığı hakları ve her şeyin önünde dünya devletlerinin kabul ettiği genç Türkiye Cumhuriyetinin varlığını korumaya , kollamaya ve bu konuda geriye doğru atılmak istenecek adımlara karşı dik durmaya da azimlidir, kararladır.
Bugün bu anlayış içerisinde anavatana katılışımızın 80. yılını kutluyoruz.
Yine yarın aynı anlayış doğrultusunda Lozan barış antlaşmasının imzalanışının 96. yılını kutlayacağız.
Geçmişini bilmeyen, geleceğine de sahip çıkamaz. Bu kuralı hatırdan çıkarmamak gerekir. Hatay mücadelesinin nasıl yapıldığını, bu mücadelenin nasıl başarıya ulaştığını, bu doğrultuda Genç Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk ‘ün ne denli usta dış politika taktiği izlediğini hatırdan çıkarmamak gerekir.
Yine Türkiye Cumhuriyetinin tapusu olan Lozan barış antlaşmasının hangi koşularda imzalandığını, hangi engellerin aşıldığını, Genç Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde gözleri olan dış güçlerin ve bunlara destek veren devletlerin hayallerinin ne şekilde yıkıldığını, bunun sonucu olarakta hangi koşullarda bu antlaşmanın imzalandığını unutmamak gerekir.
Gerek Hatay’ın anavatana katılışı ve gerekse Lozan barış anlaşması öncesi yaşananları hatırlamak , gereken dersi almak zorunludur.Eğer bu yapılır, geçmişten, yaşananlardan gereken ders alınır ise, geleceğimizin de aydınlık olacağı bilinmelidir.
Hatay’ın anavatana katılışının 80. yılının ,Genç Türkiye Cumhuriyetinin tapusu olan Lozan barış antlaşmasının imzalanışının 96. yılının yüce Türk ulusuna ve bu bağlamda da biz Hataylılara kutlu olmasını diliyoruz.
Nice 23 ve 24 Temmuzlara …
nabiinal@hotmail.com