Yarın arife, Pazar günü de Ramazan bayramı. Tüm Müslüman dünyası, bu bayramı huzur ve mutluluk içerisinde idrak etmek isterken ne yazık ki gerçek bunun tamamen tersini gösteriyor. Özellikle bölgemizdeki Müslüman çoğunluğa sahip olan ülkelerin hemen hemen tamamında ya bir iç savaş var ya da bir huzursuzluk, gerginlik. Bölgemizde olumsuz gelişmelerin
olabileceği yolunda bir bekleyiş var
İşte böyle bir ortam içerisinde ülkemizde bu bayramı idrak edecektir.
Kutsal bir gün olan bayramlar, dargınlıkların, kırgınlıkların, her türlü kavganın ve olumsuz gelişmelerin yarattığı ayrışmanın son bulduğu, barış ve kardeşlik havasının egemen olduğu bir ortamın yaratılması için fırsattır.
Bu fırsatı değerlendirenler, her türlü kırgınlığı, , ayrıştırıcı eylem ve davranışı geride bırakarak el ve gönül birliği içerisinde mutlu bir yaşam sürebilmenin adımlarını atabilenler, hem gelecek günlerin aydınlık olmasına ,hemde gelecek kuşaklara mutlu ve huzurlu bir ülke bırakılmasına vesile olurlar.
Bu kutsal günde, Pazar günü idrak edeceğimiz bu bayram gününde her türlü kırgınlığın, dargınlığın, ayrıştırıcı eylem ve davranışın, gelecek hesaplarının , kişisel beklentilerin , hırsların ,ihtirasların ,ikbal düşüncelerinin bir yana itilip ötelenmesi suretiyle, sadece ülke geleceği göz önünde tutularak birleşmenin, kaynaşmanın ,ortak bir amaç etrafında toplanmak suretiyle ülke bütünlüğünü sağlamanın yol ve yöntemlerini arayıp bulmak ve bu doğrultuda olumlu adımlar atmak gerekliliğini bir kez daha hatırlamalıyız.
Bayramlar böylesi olumlu düşüncelerin yaşama geçirilmesi için bir fırsattır. Bu fırsatı heba etmemek ve en iyi bir şekilde değerlendirmek gerekir.
Eğer bu doğrultuda gereken olumlu bilince erişebilir, fırsatları en doğru bir şekilde değerlendirerek yaşama geçirebilirsek, hem kendimiz, hem çevremiz, hem ülkemiz, hem de gelecek kuşaklar için hayırlı bir adım atmış olacağız.
Bunlar olması gerekenlerdir. Bu temennilerimiz sadece bir beklenti değil, yapılması gerekendir. Yeter ki bu anlayış yüreklere yer etsin ve yaşama geçirilsin.
Geçtiğimiz bayramlarda ne yazık ki İslam dünyasında bu anlayışın yeterince yer bulmadığını üzüntüyle gördük ve izledik.
Bayram günleri dahi terör, şiddet, cana kıyma, masumları bombalama eylemlerine sık sık rastladık. Sonunda kaybeden elbette ki insanlık oldu.
Tüm uyarılara bayram günlerinin kutsallığının göz önünde bulundurulması suretiyle şiddetten, yakıp yıkmaktan, öldürmekten kaçınmanın inancımız gereği yararlı ve zorunlu olacağının anlatılmasına rağmen buna kulak verilmemiş ve nice masumların yaşamının sona ermesine, yer ve yurtlarından olmalarına neden olan olaylarla karşı karşıya kalınmıştır.
Özelikle emperyalist güçlerin BOP projesi doğrultusunda bölgemiz savaş alanına döndürülmüştür.
Bu doğrultuda aynı coğrafyanın insanları birbirine hasım kılınmış, birbiri ile kavgalı hale getirilmiştir. Öyle ki sadece devletler değil, aynı devlet içerisindeki çeşitli gruplarda birbirine düşman edilmek suretiyle emperyalist güçlerin amacının gerçekleştirilmesi yolunda adımlar atılmak istenmiştir.
Diliyoruz ki hiç olmazsa idrak edeceğimiz bu kutsal bayramda akıllar başa gelir. Emperyalist güçlerin tezgâhları ve oynamak istedikleri oyun ortaya çıkar. Bayramların dostluk, barış, sevgi ve kardeşlik günü olduğu hatıra gelir .
Eğer bu anlayışa varılır ve bu doğru anlayış doğrultusunda gereken adımlar atılır ise, bilinmelidir ki bölgemizdeki yangın yavaş yavaş sönecek , bölgemiz üzerindeki kara bulutlar dağılarak aydınlık günler görülecektir..
Bölgemizdeki mutsuzluk ve umutsuzluğun, mutluluk ile umuda dönüşmesi, ülkemizde de aydınlık günlerin bir habercisi olarak kendini gösterecektir.
Dostluğun, kardeşliğin, birlik ve beraberliğin egemen olacağı, her türlü kırgınlık ve dargınlığın ,hırsın , öfkenin, kişisel beklentinin öteleneceği bir bayram idrak edebilmemiz dileği ile tüm müslüman aleminin bayramını kutluyor ve nice bayramlara diyoruz….
nabiinal@hotmail.com