Seçim tarihi giderek yaklaşıyor. Sandığın seçmen önüne konacağı gün ufukta görünmeye başladığı için, siyasi partilerde büyük bir hareketlilik var.
Muhalefet kanadı iktidar olacağından emin ve bunun içinde iktidar olunduğunda neler yapacağını, yaşanan sorunların ne şekilde çözüleceğini anlatmaya, bu doğrultuda atılacak adımları göstererek seçmene güven verme ve sandık kurulduğunda oylarını alabilme yolunda güven verici adımlar atma yoluna gidiyor.
Buna karşılık iktidar kanadı da sandıktan yeniden başarılı çıkabilmek için yol ve yöntemler arıyor çözüm yolları üretmeye çalışıyor.
Bu arada dikkat çeken bir husus var: Muhalefetin krizden çıkabilme yolunda gösterdiği yollar ve ürettiği fikirler, başlangıçta iktidar kanadı tarafından ret ediliyor. Bu ret ediliş sıklıkla da tekrarlanıyor. Ama birde bakıyoruz ki; belli bir süre sonunda muhalefetin önerdikleri, iktidar kanadının teklifi imiş gibi gündeme getiriliyor ve yaşama geçiriliyor.
Bu konuda birçok örnek göstermek mümkündür.
Gündemi takip edenler, medyadan gelişmeleri izleyenler, bunu gayet iyi görürler ve anlarlar.
Yine son günlerde iktidar kanadının üzerinde durduğu bazı konular da, muhalefetin yıllardır söylediği, önerdiği ve üzerinde durarak yol ve yöntemlerini gösterdiği konulardır.
Örneğin asgari ücretin arttırılması, emeklilikte yaşa takılanlar, 3600 ek gösterge gibi…
Şimdi bu ve buna benzer kararların alınabilmesi için iktidar kanadında hummalı bir çalışma sürdürülmektedir.
Umarız ki kısa sürede sonuçlanır ve gündemden çıkartılır.
Gelişmeler bu doğrultuda olurken, vatandaş ta şu soruyu sorma gereğini duyuyor: Madem bunlar yapılabiliyor, mademki bu kararlar alınabiliyor, mademki alınan kararlar uygulamaya konulduğunda ekonomik yönden üstesinden gelinebiliyor ve ekonomik sıkıntı bir ölçüde azaltılabiliyor. O halde neden bugüne kadar bunlar yapılmadı,neden muhalefetin önerileri ret edildi, neden seçimin yapılacağı tarih yaklaştığında bu yola başvuruldu?…
İşte vatandaş bu soruları soruyor ve unutulmaması içinde not etme yoluna gidiyor.
İktidar kanadının almak istediği bu kararların seçimden başarılı çıkabilmek için yapılması yoluna gidildiği ve bunun bir seçim yatırımı olduğu gözden kaçmıyor.
Ama bilinen bir husus vardır: Taşıma su ile değirmen dönmez. Eğer ekonominin kuralları içerisinde hareket edilmez, eğer ekonominin gerekleri yerine getirilmez, eğer şu veya bu nedenle kural dışı kararlar alınır, adımlar atılırsa, kısa süre içerisinde alınan kararların, atılan adımların, yarar yerine zarar vermeye başlayacağı görülür ve anlaşılır.
İşte bu nedenledir ki, gerek iktidar gerekse muhalefet kanadının sözlerine, tavırlarına, planlarına, projelerine çok dikkat etmesi ve bunları yaşama geçirecekleri vaatlerinde bulunurken de, kaynakların neler olduğunu net bir biçimde göstermeleri gerekir.
Seçmen sandık başına gittiğinde, bunları düşünecek ve buna göre de oyunu kullanacaktır.
20 yıldır nelerin yapıldığı, nelerin yapılmadığı irdelenecek. Ülkenin neden büyük bir ekonomik dar boğaza girdiği anımsanacak. Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkeleri, demokrasinin ise tüm kurum ve kuralları ile işletilip işletilmediği zihinde tartışılacak.
Yine muhalefetinde, neleri doğru, neleri yanlış yaptığı belirlenecek.
Bunun sonucu olarakta, sandığa oylar atılmak suretiyle ülkenin geleceğini belirleyecek olan bir kadronun oluşması yoluna gidilecektir.
Bu nedenle gerek iktidar, gerekse muhalefet kanadının bu hususları göz önünde bulundurmak suretiyle hareket etmeleri gerekliliğini hatırlatmakta yarar görüyoruz…
nabiinal@hotmail.com