Ödünler vermeye başlarsınız…

Bunun Sonu Gelmez! CHP’nin, başörtüsü hakkını yasal güvence altına almak için kanun teklifi sunması tartışma yaratırken, kadın hakları savunucuları, “Kadınların ne giyeceği, eril siyasetin konusu olmaktan çıkmalı” noktasında duruyor. Konuyu CHP açısından ele alan Hataylı Hukukçu / Akademisyen Neval Oğan Balkız ise “Tüzüğüne, Atatürk’ün ‘devrimcilik’ ilkesini yazdırdığı bir Partisiniz. Ödünler vermeye başlarsınız, bunun sonu gelmez! […]

Bunun Sonu Gelmez!

CHP’nin, başörtüsü hakkını yasal güvence altına almak için kanun teklifi sunması tartışma yaratırken, kadın hakları savunucuları, “Kadınların ne giyeceği, eril siyasetin konusu olmaktan çıkmalı” noktasında duruyor. Konuyu CHP açısından ele alan Hataylı Hukukçu / Akademisyen Neval Oğan Balkız ise “Tüzüğüne, Atatürk’ün ‘devrimcilik’ ilkesini yazdırdığı bir Partisiniz. Ödünler vermeye başlarsınız, bunun sonu gelmez! Olan, millete olur” tespitini paylaşıyor.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) kamuda başörtüsü ile ilgili kanun teklifi TBMM’ye sunuldu. Bazı Milletvekilleri, laikliğin içinin boşaltıldığı eleştirisi yaparken, CHP yönetimi ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” açılımına işaret ediyor.

İsmini vermek istemeyen bazı Milletvekilleri, CHP’nin, 2008 yılında “başörtüsüne serbestlik” getiren kanunun bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurduğunu hatırlatarak, bugün farklı bir politika izlenmesini eleştirdi. Aynı vekiller, “Anayasa aynı anayasa, AYM kararları bugün de bağlayıcı. Parti yönetimi bu değişikliğin sebebini izah etmeli” ifadelerini kullandı.

Bu arada söz konusu kanun teklifinin, bugüne kadar Parti Meclisi toplantısında da Merkez Yürütme Kurulu toplantısında da görüşülmediğine de işaret ediliyor.

-KAYGILAR!-

Konuyu CHP açısından ele alan Hataylı Hukukçu / Akademisyen Neval Oğan Balkız ise verilen “ödünler” başlığında durdu ve eldekine şu değerlendirmeyi ekledi:

“CHP, 1946 yılından başlayarak, kimi kaygılarla, ardı ardına karşı devrime ödünler vermeye başlar. Dönemin CHP’li Milli Eğitim Bakanı, toprak ağalarının, muhafazakar, gerici çevrelerin baskısı, iftira ve karalamaları karşısında, laik, akılcı, bilimsel ve halkçı eğitim anlayışının savunucusu ve bu anlayışı kurumsallaştıran Köy Enstitülülerin kurucusu İsmail Hakkı Tonguç’u İlköğretim Genel Müdürlüğü’nden uzaklaştırır. Bunun üzerine, Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli hukukçulardan Ordinaryüs Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, CHP’li bir Milletvekiline 1947’de Beşikdüzü’nde şöyle der: Siz, tüzüğüne Atatürk’ün ‘devrimcilik’ ilkesini yazdırdığı bir Partisiniz. Ödünler vermeye başlarsınız, bunun sonu gelmez! Olan, millete olur!”

-TARİHE BAKMAK!-

Değerlendirmesinde, “Bugünkü CHP, normatif özelliği ve bilgisel öncülleri itibariyle; kültürel bir kural, bir örf, adet, gelenek konusu olan bir durumu ( türbanı) ‘hak’ konusu yaparak, kadınların yaşam hakkı, kişi güvenliği, vücut dokunulmazlığı başta olmak üzere, gerçek temel hak ve özgürlüklerini ise kültür unsuru olan dinsel kural ve yaklaşımların inisiyatifine bırakarak ve onların kurbanı haline getirerek, ‘yürek isteyen işler’ (mi) yapmış oluyor?” ifadesine yer veren Balkız, şöyle devam etti:

“Toplum içinde bir gündem ve sorun oluşturmayan, politik amaçlarla dönemsel olarak siyasal İslamcı siyasetin bir simgeye dönüştürdüğü, günümüzde yaşamsal pratik içinde uygulamaya dönüşen bir konuyu bu şekilde gündeme getirmek, hangi amaçsal meşruluğu taşıyor olabilir?

Günde üç kadının öldürüldüğü, kadınlara karşı cinsel, fiziksel, ruhsal moral ve ekonomik şiddetin sistematik ve yaygın şekilde gündelik yaşamın parçası haline getirildiği bu ülkede, bu öldürümleri ve her türlü şiddeti önleme, kadınları bunlara karşı etkin bir koruma, bu olaylarda etkili soruşturma ve yargılama yapma, cezaların etkili uygulanmasını sağlama ve bu alanda bütüncül politika geliştirmeyi kapsayan ve devlete bunları gerçekleştirme yükümü veren bir düzenleme yerine, böyle bir başlangıç!? Kadın yoksulluğunu önleyecek, yaşam geçim standardı ödemesi öngören bir düzenleme yerine, böyle bir başlangıç!? Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, tarikat şeyhlerinin, cemaat kişilerinin kadın bedeni üzerinden, kadının hak öznesi varlığını, kişi haklarını yok sayan nefret söylemlerine son verecek bir düzenleme yerine, böyle bir başlangıç!?”

-YAPILMASI GEREKEN!-

Başörtüsü hakkını yasal güvence altına almak için kanun teklifi sunması yerine yapılması gerekende de duran Balkız, bunları da şöyle sıraladı:

“Anayasasında laik olduğu belirtilen ve bu niteliğinin değiştirilemez olduğu güvenceye bağlanan bir devlette, ‘yürek isteyen işler’ için laikliğin gereklerini yerine getirmeyi amaçlayan işlerle başlayın!

Örneğin:

-4-6 yaş grubu çocuklarına ana okulda din eğitimi verilmesi ruh sağlığı ve pedegojik olarak uygun olmadığı ortada iken, bunun sürdürülmesine son verecek bir teklif…

– Cemaaat ve Tarikatların kapıtılması, mallarının kamulaştırılması, onlara tahsis edilen menkul gayrimenkullerin hazineye geri dönmesi teklifi…

– Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Eğitim Bakanlığı ve diğer Bakanlıklarla yapmış olduğu her tür eğitim, danışmanlık gibi protokollerinin iptal edilmesi, o kadroların kaldırılması, cemaat ve tarikatların okullara girmesinin, eğitim ve etkinlik yapma olanaklarının ortadan kaldırılmasına ilişkin teklif…

-Özel Kuran Kurslarının kapatılması, Eğitim Bakanlığı’na bağlı kursların sürekli denetlenmesi, sayılarının ihtiyaç temelinde azaltılması teklifi yapın örneğin…

Unutmayın! Ödünler vermeye başlarsınız, bunun sonu gelmez! Olan, millete olur! Ve bu millet, artık çok yoruldu!”

Tamer Yazar

Exit mobile version