Oecd Ortalamalarında Bir Ücret İstiyoruz

Hatay SES Şube Hukuk Sekreteri Nilgün Aşkar, yoksulluk sınırı üzerinde, insanca yaşamaya yetecek temel ücret taleplerinden vazgeçmeyeceklerini vurguladı       Hatay SES Şube Hukuk Sekreteri Nilgün Aşkar, yaptığı basın açıklamasında, dünyada ve ülkemizde hükümetlerin yıllardır koruyucu sağlık anlayışından vazgeçtiğini, tedavi ağırlıklı sağlık politikalarını uygulayarak sağlık hizmetlerini meta haline getirdiğini söyledi, buna karşılık covid 19 pandemisinin hükümetlerin […]

Hatay SES Şube Hukuk Sekreteri Nilgün Aşkar, yoksulluk sınırı üzerinde, insanca yaşamaya yetecek temel ücret taleplerinden vazgeçmeyeceklerini vurguladı

      Hatay SES Şube Hukuk Sekreteri Nilgün Aşkar, yaptığı basın açıklamasında, dünyada ve ülkemizde hükümetlerin yıllardır koruyucu sağlık anlayışından vazgeçtiğini, tedavi ağırlıklı sağlık politikalarını uygulayarak sağlık hizmetlerini meta haline getirdiğini söyledi, buna karşılık covid 19 pandemisinin hükümetlerin öncelikle halkın hastalanmasını engelleyecek, sağlığını koruyacak ve rehabilite edecek birincil sağlık hizmetlerine önem verilmesi gerektiğini tüm yıkıcılığıyla gösterdiğini bildirdi.

      Yitirdikleriyle, koruyamadıklarıyla, çaresizlikleriyle neler yaşadıklarının halen hafızalarında olduğunu söyleyen Aşkar, pandeminin yükünü kaldırmaya çalışan birinci basamak sağlık emekçilerinin yaşadığı sorunları defalarca dile getirdiklerini, ancak politika yapımcılarının kendilerine ceza yönetmeliği ile cevap verdiklerini bildirdi ve “İtiraz ettik sesimizi kısmaya çalıştılar. Yılmadık bütün sağlık emek ve meslek örgütleri olarak halkın sağlık hakkı ve sağlık emekçilerinin özlük ekonomik ve demokratik hakları için bir araya gelip çoğalarak beyaz eylemler, beyaz mitingler ve iş bırakmalar ile sesimizi duyurduk.

Zararlı sağlık politikaları uygulanıyor …

      Aile Hekimliği uygulama yönetmeliği ile başlayan ve her gün değişen düzenlemeler ile birinci basamak sağlık hizmetlerinin koruyucu özelliğinden her geçen gün uzaklaşılmaktadır. Birinci basamağın sağlık emekçileri de her yıl yenilenip yenilenmeyeceği belirsiz sözleşmeler, iş yükü ve şiddet tehdidi ile değersizleştirilmekte ve yıpratılmaktadır. İş yükü nedeniyle de vatandaşın koruyucu sağlık hizmetlerine erişimi imkânsız hale getirilmekte sağlık emekçileri iyi hizmet sunmak ile iş yükü altında ezilmek arasında seçime zorlamaktadır. Bu zararlı sağlık politikaları ise halkın ve sağlık örgütlerinin itirazlarına rağmen ısrarla uygulanmaktadır” dedi.

Halkın ve sağlık emekçilerinin sağlığı hiçe sayılıyor …

      Sağlık Bakanlığı’nın aylar süren mücadeleleri  sonucunda taleplere karşılık kısmi bir iyileştirme yapmak zorunda kaldığını, tıpkı döner sermaye yönetmeliğindeki gibi destek ödemesi adı altında yeni bir ücret rejimi getirdiğini Söyleyen Aşkar, açıklamasında şunlara yer verdi: “Buna karşılık ceza puanına bağlı sözleşme feshi bir tehdit olarak dururken buna yeni yönetmelikte ihtar puanı alanlara bir aydan üç aya kadar destek ödemesi yapılmayacağı hükmü eklenmiştir. Bu hüküm ile aynı fiil ile ilgili hem ihtar cezası hem de ek ödemenin kesilmesi gibi ikinci bir cezanın verilmesi gündeme getirilmiştir. Bu haksız hüküm sendikamız tarafından yargıya taşınacaktır.  

      Yeni yönetmelikte tıpkı ek ödemede olduğu gibi teşvik ödemesi adı altında daha fazla çalışma karşılığında ilave ücret getirilmiştir. Böylece ne kadar çok hasta muayene edilirse o kadar çok ücret anlayışı getirilerek koruyucu sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesinde hizmet sayısının hizmet kalitesine tercih edilmesi ve daha uzun süreler boyunca hizmet vermesi teşvik edilmektedir. Bu durum sağlık hizmetlerinin niteliğini düşüreceği gibi kölelik koşullarında çalışmayı arttıracaktır. Halkın ve sağlık emekçilerinin sağlığını hiçe sayan bu uygulamanın kabul edilebilir yanı yoktur.

Ayrımcılığı kabullenmek mümkün değildir …

      Yönetmelik değişikliği ile aile hekimlerine getirilen destek ödemesi oranı yüzde 42 iken hekim dışı sağlık emekçilerine verilmesi uygun görülen destek ödemesi yüzde 3 olarak belirlenmiştir. Yani ekip çalışanlarının ek ödemeleri arasında %39 oranında büyük bir fark yaratılmış bu da ücrette adalet ilkesine aykırı olmuştur. Dolayısıyla hekim dışı sağlık emekçilerine verilecek destek oranının mutlaka yükseltilmesi gerekmektedir. Ayrıca ekibin bir parçası olarak ASM’lerde çalışan işçilerin bu ek ödemeden hiçbir şekilde yararlandırılmaması bir ayrımcılıktır ve bu ayrımcılığı kabullenmek mümkün değildir.

      Hâlihazırdaki uygulamada kayıtlı nüfus sayısına göre ödeme alan aile hekimlerinde, düşük nüfuslu yeni açılmış birimler ile tam dolulukta olan birimlerden elde edilecek ücret farkı bu düzenleme ile iyice artacaktır. Bu durum eşitler arasındaki dengeyi bozarak aile hekimliği sisteminde olumsuz tartışmalara yol açacaktır.

Tek kalemde ücret …

      SES olarak yıllardır güvencesiz istihdam biçimlerine ve döner sermaye, ek ödeme ve teşvik adı altındaki ödemlere karşı olduğumuzu beyan ediyoruz. Bir kere daha söylüyoruz; çeşitli adlar altındaki ödemler yerine tek kalemde, emekliliğe yansıyacak, insanca yaşamamıza yetecek, yoksulluk sınırının üzerinde ve OECD ortalamaları düzeyinde bir ücret istiyoruz. Ücret rejiminin gelir getirip getirmemeye, performansa, teşvike, katsayılara bağlanması, meslek gruplarının kendileri arasında ve diğer meslekler arasında gelir farkı yaratması sağlık sisteminin sorunlarını çözmek yerine daha ciddi sorunlara yol açmaktadır. Sağlık emekçilerinin de diğer devlet memurları gibi gelir getirme koşuluna bağlanmadan gelirleri artırılmalıdır.

      SES olarak, çalışırken ve emeklilikte insanca yaşamaya yetecek ücret mücadelemizden hiçbir koşulda vazgeçmeyeceğimizi; temel taleplerimizi hayata geçirinceye kadar sendikal ve hukuksal mücadelemizi sağlık emek ve meslek örgütleriyle ortaklaştırarak sürdürmeye devam edeceğimizi bir kere daha söylüyoruz.”

      Mehmet ÖZGÜN

Exit mobile version