Öğretmenler; bilgi aktarıcısı robotlar değildir …

Ezer, yanlış politikalar nedeniyle Türkiye’de eğitimin niteliğinin ciddi anlamda bozulduğuna vurgu yaptı … Öğretmenler; bilgi aktarıcısı robotlar değildir … Eğitim-Sen Hatay Şubesine mensup eğitim emekçileri, geçtiğimiz gün alanlara çıktı, köprü başında bir araya geldi ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamalarını eleştirdi. Geniş güvenlik önlemleri altında yapılan protesto eyleminde basın açıklamasını okuyan Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Deniz […]

Ezer, yanlış politikalar nedeniyle Türkiye’de eğitimin niteliğinin ciddi anlamda bozulduğuna vurgu yaptı …

Öğretmenler; bilgi aktarıcısı robotlar değildir …

Eğitim-Sen Hatay Şubesine mensup eğitim emekçileri, geçtiğimiz gün alanlara çıktı, köprü başında bir araya geldi ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamalarını eleştirdi.
Geniş güvenlik önlemleri altında yapılan protesto eyleminde basın açıklamasını okuyan Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Deniz Ezer, Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi gazetede yayınlanan ‘Öğretmen Strateji Belgesi’nde ‘Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri’nin yayınlandığını ve kamuoyu ile paylaşıldığını bildirdi. MEB’in, her ne kadar öğretmenlerin ‘yalnızca eğitim ve öğretim işini gerçekleştiren teknik elemanlar’ değil, ‘öğrencilere ve topluma rol model olacak insanlar olarak görüldüğünü’ belirtse de, açıklanan metnin tamamına bakıldığında, Bakanlığın, öğretmen yeterliklerini belirlerken tıpkı bir ‘şirket yönetimi’ gibi davrandığını, öğretmenlik mesleğinin tamamen piyasacı ve rekabetçi bir mantıkla ele aldığını görmenin mümkün olduğunu söyleyen Ezer, “Öğretmen yetiştirme ve atama sistemini ‘Performans’, ‘Rekabet’, ‘Verimlilik’, ‘Kariyer’, ‘Kalite’ vb gibi piyasacı kavramlar üzerinden oluşturmak isteyen MEB’in piyasada faaliyet yürüten bir ticari işletme gibi hareket ederek ‘İnsan Kaynakları Yönetimi’ anlayışını referans alan mevcut zihniyetiyle ne öğretmenlerin, ne de eğitimin niteliğini yükseltmesi mümkündür. Öğretmenler, kendilerine verilen bilgi ve talimatları öğrencilere olduğu gibi aktaran mekanik birer ‘bilgi aktarıcısı’ ya da iktidarın ‘milli ve manevi hassasiyetlerine’ göre hareket eden ‘robotlar’ değildir. MEB’in öğretmen yetiştirme sürecinden, öğretmen atamalarına, öğretmenlerin mesleki gelişim süreçlerinden, hizmet içi eğitim çalışmalarına kadar hemen her adımda hayata geçirdiği yanlış politikalar nedeniyle Türkiye’de eğitimin niteliği ciddi anlamda bozulmuştur” dedi.
Öğretmenleri ağır performans baskısı altında angarya çalışmaya yönlendirmek kabul edilemez …
Kanun Hükmünde Kararnamelerle, mahkemeler tarafından hiçbir suç ilişkisi bulunmadığı kararı verilmesine rağmen farklı düşündüğü için meslekten men edilen, performans dayatmasıyla iş güvencesi elinden alınan, liyakat yerine torpille atamaların olduğu bir ortamda öğretmen yeterliliğinden bahsetmenin gerçekçi olmadığına değinen Ezer, açıklamasında şunlara yer verdi: “Öğretmen yeterliliklerinde bilimsel, objektif ve evrensel standartlar yerine, ‘Performans değerlendirme’ uygulamalarının benimsenmesindeki ısrar, MEB’in asıl niyetinin ‘üzüm yemek’ değil, ‘bağcıyı dövmek’ olduğunu göstermektedir. Öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini arttırmak için piyasacı yöntemleri hayata geçirmek, onları objektifliği tartışılır sınavlar, değerlendirmeler ve testlere tabi tutmak, ağır performans baskısı altında angarya çalışmaya yönlendirmek kabul edilemez.”
Norm fazlası atamalar iptal edilmeli …
Birçok okulda idare tarafından yapıldığını belirttiği baskı ve mobing bir yana anti demokratik uygulamaların soruşturmalarda kendini gösterdiğini savunan Ezer, üyelerine yönelik açılan soruşturmalarda, soruşturma sürecinde olması gereken tarafsızlık ilkesinin ayaklar altına alındığını, en ufak bir soruşturmada cezaların hazır bir biçimde verildiğini iddia etti ve şunları dile getirdi: “Yine idari tedbir adı altında birçok arkadaşımızın okullarından alınıp başka okullara gönderilmektedir. Özellikle bu dönemde bu durum çok artmıştır. İdareci olmanın koşulunun yandaş sendika üyesi olduğu bir dönemde eğitimin kalitesini arttırmak bir yana eğitimde ortaya çıkan tabloda olduğu gibi başarısızlık kaçınılmaz bir sonuç olmuştur. Torpilin bariz açık bir şekilde yapıldığını velide, öğrencide ve öğretmende görmektedir. Liyakat’ın olmadığı yerde beceriksizlik ortaya çıkar. Gündeme getirdiği her düzenleme ve uygulamayla eğitim sistemini kaosa sürükleyen, öğretmenleri, öğrencileri ve velileri attığı her adımda mutsuz eden MEB’in, emeğimizi değersizleştiren, mesleki itibarımızı ayaklar altına alan politika ve uygulamalardan vazgeçmelidir.
01.12.2017-14.12.2017 tarihleri arasında ilimizde gerçekleştirilen norm kadro fazlası öğretmen atamalarında Hatay il genelinde mağduriyetler sebep olan resen atamalar yapılmıştır. Atamalar şeffaflık ilkesinden tamamen uzak yapılmış tercihler göz ardı edilmiştir. Yaptığımız yazılı ve sözlü itirazların hiçbirine cevap vermeyen Milli Eğitim Müdürlüğü İlgili şubesinden norma fazlalığı atamalarındaki eksiklikleri ve yanlışlıkları düzeltmesini talep ediyor ve bugün tıpkı Adana’da olduğu gibi norm fazlası atamalarının iptal edilmesini istiyoruz. Resen öğretmen atamaları, öğretmenlerin moral ve motivasyonunu düşüren, işini ve mesleğini layıkıyla yapmasının önünde engel bir uygulamadır. Telafisi güç maddi ve manevi kayıplara neden olmaktadır. Resen atamaya tabi tutulan öğretmenlerimizin çoğu bir sonraki eğitim-öğretim yılında norm fazlası durumundan çıkacaktır. Bu konuda yasal süreci üyelerimizle beraber başlatacağımızı ilan ediyoruz.”
İhraç edilen kamu emekçileri hakkında hala karar alınamadı …
7 üyeli Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun bir yıldır hala ihraç edilen kamu emekçileri hakkında karar vermediğini söyleyen Ezer, “Bu durum; Komisyonun bir yandan AİHM sürecini geciktirmek ve AB ülkeleri gibi dışarıdan gelen baskıları durdurmak, bir yandan da ihraç edilen kamu emekçilerini oyalamaya yönelik kurulduğu kaygısını doğrular niteliktedir. Bir yılda ihraç edilen kamu emekçileri hakkında bir karar dahi alamayan komisyonun on binlerce başvuruyu kaç yılda sonuçlandıracağı izaha muhtaçtır. Ülkemiz temel hak ve özgürlüklerin, hukukun bu kadar ayaklar altına alınmasını daha fazla kaldıracak durumda değildir.
Başta KESK üyeleri olmak üzere; haksız, hukuksuz, herhangi bir yargısal süreç işletilmeden ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilmelidir. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu derhal bunun kararını alarak kamuoyuna ilan etmelidir” dedi.
Ezer, açıklamasının sonunda şunlara yer verdi: “Eğitim-Sen Hatay Şube eski Başkanı Ayhan Erkal, Cumhurbaşkanı’na Hakaret gerekçesiyle 28 Kasım 2017 Salı günü görülen Karar Duruşmasında, mahkeme başkanının avukatlarımızı ve 2011- 2017 DÖ NEMİ eski şube başkanımızın savunmalarını ve ülke genelinde sayısızca beraat kararlarını dikkate almadan ön kabullerle ceza vermiştir. Ancak bu ceza HGB (Hükmün geri bırakılması) neticesinde 5 yıl süreyle ertelenmiştir. 2 yıldır süren bu davanın bu şekilde sonuçlanmasını itiraz edeceğimizi belirtiyoruz.”
Mehmet ÖZGÜN

Exit mobile version