Ohal Kaldırıldı

İyi günler sevgili okuyucu. 21 Temmuz 2016 yılında ilan edilen ve üçer aylık periyodlarda tam yedi kez uzatılan Olağanüstü Hal Dönemi, 24 Haziran seçimleri öncesi verilen vaatler sonucu nihayet kaldırıldı. Şimdi akla şöyle bir soru gelebilir: O hal ile bu hal arasında ne fark olacak? Öncelikle OHAL döneminde neler yaşandı kısaca bir göz atalım. Ülke […]

İyi günler sevgili okuyucu.

21 Temmuz 2016 yılında ilan edilen ve üçer aylık periyodlarda tam yedi kez uzatılan Olağanüstü Hal Dönemi, 24 Haziran seçimleri öncesi verilen vaatler sonucu nihayet kaldırıldı. Şimdi akla şöyle bir soru gelebilir: O hal ile bu hal arasında ne fark olacak?

Öncelikle OHAL döneminde neler yaşandı kısaca bir göz atalım. Ülke Kanun Hükmünde Kararnamelerle yönetildi ve bu kararnameler yargı denetimi dışında tutuldu. Bu dönemde kamudan 130 bini aşkın kişi ihraç edildi. İhraç edilenler ve yakınları özel sektörde de iş bulamadı ve bir toz bulutu havalandı. Bir yandan terör ile mücadele edilirken, sert ve ağır kararlar dizi dizi alınıyordu ama enteresan bir şekilde bu KHK’lerde evlilik programlarının yasaklanması, kış lastiği uygulaması gibi kararlar da verildi. KHK’lerin yargı denetimi dışında tutulmasına ülke içinden ve Avrupa’dan gelen tepkiler ve eleştiriler üzerine OHAL Komisyonu kuruldu. Komisyon kuruldu ama elindeki dosyaların % 80’ini ele alamadı, değerlendiremedi, karara bağlayamadı. Uzun gözaltı süreleri oldu. Gözaltına alınanlar ya da tutuklananlar hakkında uzun süreler iddianame dahi hazırlanmadı. CHP’nin 2017 yılında yayınladığı bir raporda yürütülen soruşturmalar kapsamında hakkında işlem yapılan kişi ya da yakınlarından toplam 25 kişi hayatına kıydı. Tutuklananlar arasında çok sayıda gazeteci, akademisyen ve siyasiler yanı sıra milletvekilleri de vardı. Uluslararası kuruluşlar OHAL döneminde işkence ve kötü muamelenin arttığını iddia ettiler. Çok sayıda kurum, kuruluş, şirket, holding, gazete, tv, dergi, ajans, radyo, özel okul, üniversite kapatıldı. Gibi .. gibi.. gibi…

Şimdi yeni sistem ile birlikte hayata geçen düzende OHAL’e ihtiyaç kalmadı. Peki OHAL zamanında yaşanan derin yaralara benzer yaralar artık açılmayacak mı? Otoriter yönetim anlayışı yerini şeffaf ve yumuşak bir sürece mi bırakıyor? Uzmanlar bu konuda pek ümitli görünmüyor. Yeni dönemin OHAL döneminden de derin yaralar açmasından endişe eden cidi bir kesim var.

Tarihten bir olay anlatalım. Charlie Chaplin ekibiyle 1923 yılında “Altına Hücum” filmini çekerken, stüdyoda senaryoya dair hararetli bir tartışma döner. Ortamdaki bir sinek dikkatlerini dağıtıp durmaktadır, haliyle sinirlenen Chaplin de sinek raketi isteyip onu öldürmeye çalışır. Bir türlü beceremez. Bir süre sonra sinek masaya konar, artık bu iş kolaydır. Chaplin sinek raketini kavrayıp sineğe vuracakken aniden durur ve raketi bırakır. Oradakiler, “ neden?” diye sorarlar, Chaplin onlara bakar ve şöyle der: “ Aynı sinek değil.”

Ya işte aynı OHAL değil…

Sinek de aynı sinek değil!

Yeni süreçte bizi ne bekliyor hep beraber bekleyip göreceğiz.

Ya daha bolca ısırılıp sinek vızırtısıyla rahatsız olacağız ya da belki de artık endişelenmeye hiç gerek kalmayacak.

İyi çalışmalar.

Exit mobile version