Okulların açılmasından yana, ama tek bir şartla:

Gerekli önlemler alınmalı 8 ve 12.sınıflar için 1 Mart’ta yüz yüze eğitim tarihi gözden geçirilmeli… Öğretmen kuruluşu Eğitim Sen’in Hatay Şubesi, okulların açılmasından yana olduklarını, ancak kovid-19 önlemlerinin mutlak surette önceden alınması gerekliliğine dikkat çekti. Hatay Eğitim Sen Yönetimi adına Başkan Özgür Tıraş imzalı açıklamada, kovid-19 salgını koşullarında okulların ve üniversitelerin sağlıklı ve güvenli bir […]

Gerekli önlemler alınmalı

8 ve 12.sınıflar için 1 Mart’ta yüz yüze eğitim tarihi gözden geçirilmeli…

Öğretmen kuruluşu Eğitim Sen’in Hatay Şubesi, okulların açılmasından yana olduklarını, ancak kovid-19 önlemlerinin mutlak surette önceden alınması gerekliliğine dikkat çekti.
Hatay Eğitim Sen Yönetimi adına Başkan Özgür Tıraş imzalı açıklamada, kovid-19 salgını koşullarında okulların ve üniversitelerin sağlıklı ve güvenli bir biçimde yüz yüze eğitime açılması ve eğitimin sürdürülmesi için, birbiri ile ilişkili üç önlemin alınmasını gerekli bulduğu kaydedildi ve bu 3 kriter şöyle sıralandı:
“Birincisi, toplum sağlığı için nüfusun tamamının hızlı ve yaygın bir biçimde aşılanmasıdır. İkincisi, okullarda sınıf mevcutlarının 20 öğrencinin altına düşürülmesi ve yeni eğitim emekçisi istihdamı sağlanarak, başta küçük yaş grupları olmak üzere, yüz yüze eğitimin başlatılmasıdır. Okul bileşenlerinin okulda önlem alma kapasitesini de geliştirerek, çocukların eğitim hakkından yararlanması sağlanmalıdır. Üçüncüsü, eğitim emekçilerinin tamamının öğrenci yaş gruplarının doğurduğu risk faktörlerini dikkate alan bir planlamayla, hızlı bir biçimde aşılanması, sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmalarının sağlanmasıdır.”
Hatay Eğitim Sen açıklamasının devamında şöyle denildi:
“Bu bağlamda belirtmek isteriz ki, sayılan önlemlerin alınmasının ardından, sağlıklı bir çalışma ve eğitim ortamında yüz yüze eğitime başlayabilmek, uzaktan öğretimin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak, eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve velilerimizin temel isteğidir.
Şimdi köy okulları açıldı. Köy okulları, eskiden olduğu gibi, her köyde bulunan küçük ölçekli okullar değildir. ‘En iyi okul, eve en yakın olanıdır’ anlayışından uzaklaşılarak, binlerce köy okulu kapatılmıştır. Var olan köy okulları, taşımalı sistemden dolayı merkezileşmiş, her biri ayrı taşıma merkezli okuldur. Bu okullar, öğrenci mevcudu bakımdan 100 ve 700 arasında değişen öğrenci sayısına sahiptir. Bu köy okullarında çalışan eğitim emekçileri, çoğunlukla il ve ilçe merkezlerinde ikamet etmektedir ve ulaşım sorunu yaşamaktadır. Öğrenciler, önceden olduğu gibi, taşımalı eğitimin yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacaklar. MEB, ne yüzlerce kilometre giden öğretmenlerin, ne de çocukların taşınması konusunda herhangi bir ek önlem açıklamıştır.
Birçoğunda sözleşmeli öğretmenlerin görev yaptığı okullarda, okul içinde alınması gereken önlemler konusunda ısrarcı davranacak sözleşmeli öğretmenlerin işlerine son verilme olasılığı ise ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Açılan köy okulları için ne eğitim programlarında azaltma, telafi eğitimlerini yaşama geçirme, sağlık okur-yazarlığı gibi içerik düzenlemesi, ne de okul bileşenlerinin okulda önlem alma kapasitesini geliştirecek düzenli ve doğru maske kullanımı, fiziksel mesafe, el yıkama ve solunum görgü kuralları, temizlik ve temaslı izlemi, tespiti ve takibi çalışmaları için yoğunlaşma zamanı ayrılmıştır.
Eğitim bileşenlerinin aşı takvimi düzenlenmeden, seyreltilmiş sınıf planlaması tamamlanmadan, maske ve hijyen malzemeleri konusunda kamuoyuna yeterli bilgi verilmeden, kovid-19 salgın koşullarına uygun ulaşım araçları konusundaki çalışmaların hangi düzeyde olduğu bilinmeden, öğretmen odaları çoğaltılmadan, 1 Mart’ta da 8. ve 12. sınıflarda yüz yüze eğitime geçileceği açıklanmıştır. 1 Mart tarihi yeniden gözden geçirilmeli, bir an önce eğitim emekçilerinin aşılanmasına başlanmalı, bu arada diğer bütün önlemler tam olarak alınarak, ortaöğretimde de yüz yüze eğitime geçilmesi planlanmalıdır.
Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı, telafi eğitimleri ve sağlık okur-yazarlığı gibi, salgında eğitim kültürünü gözeten eğitsel çalışmaları başlatmak yerine, yangından mal kaçırırcasına, ortaöğretim kurumlarının tüm seviyelerinde birinci dönemde yapılamayan sınavların hemen 1 Mart’tan itibaren başlatılarak iki hafta içinde bitirilmesini ve ikinci dönem birinci sınavların 16 Nisan’a kadar tamamlanmasını istemiştir. Bu sınavlarla birlikte okullarda yoğun bir hareketliliğin oluşacağını öngörememek ve sınavlara, uzaktan eğitimdeki konuların da dahil edileceğini belirtmek, öğrencilerin üstün yararını gözetmemek anlamına gelmektedir.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Milli Eğitim Bakanlığı’nı, sağlıklı ve güvenli bir eğitim için okul açma ve salgında eğitimi sürdürme stratejilerini; farklı eğitim sendikaları, veli dernekleri ve okullardaki eğitim emekçilerini içerecek biçimde, katılımcı mekanizmalarla belirlemeye çağırıyor, aşı başta olmak üzere, gereken tüm önlemlerin bir an önce alınmasını talep ediyoruz.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak, salgında eğitim ve sağlık yönetimi süreçlerini, gerek MEB düzeyinde ve gerekse okul, ilçe ve il düzeyinde izleyeceğiz. Sayıları milyonları bulan eğitim bileşenlerini, sahadan edindiğimiz verilerle bilgilendirmeye ve siyasal iktidarı uyarmaya devam edeceğiz. Kamusal, bilimsel, parasız, laik, cinsiyet eşitlikçi, demokratik, anadilinde eğitimi hep birlikte inşa edeceğiz.”
-Cemil Yıldız-

Exit mobile version