Sonra Dünyalı…
Yaşamı, Hatay’dan İstanbul’a uzanan eğitim hayatı ile değişti önce. Ardından da Dünya’yı dolaşma kararıyla. Şu ana kadar onlarca ülke ve yüzlerce şehir geride kalırken, o artık başarılı bir ‘Youtuber’ ve ‘blog yazarı’… Son durağı Norveç’ten ‘merhaba’ diyen Emre Durmuş’ta duralım bugün ve hikâyesinin başladığı yere dönelim! Ama en çok da, o hikâye nasıl ilerliyor, ona bir bakalım…
İster kabul edin, ister etmeyin! Günümüzde, “sosyal medya dili” diye bir şey var ve bu alanda da her geçen gün yeni kelimelerle karşılaşıyoruz. Sosyal medyanın bu en fazla ilgi çeken kanallarından birini bu kadar popüler yapan kısmı ise, son dönemde artık daha fazla duyduğumuz, “Youtuber” kimlikleri! Denildiği gibi… Eğer siz de Youtuber olmak, bunu meslek edinmek istiyorsanız, aslında yapmanız gereken şey basit! Bunun için bir Youtube kanalı oluşturmanız yeterli. Tabii bir Youtube kanalı oluşturarak tam anlamıyla bir Youtuber olmuyorsanız. Tam anlamıyla bir Youtuber olabilmeniz için, herhangi bir konu üzerine açtığınız bu kanalı devamlı olarak aktif tutmalı, yeni videolar yüklemelisiniz.
Bu konuda en başarılı örneklerden biri, ülke ülke, şehir şehir dünyayı gezen, gezmekle de kalmayıp, her detayında yeni keşifler ortaya koyan bir Hataylı, Emre Durmuş… Son olarak Norveç üzerinden bir paylaşım yapan Emre’nin buna dair söylediği mi?
–
Merhaba, ben Emre. Sırt çantamla beraber 2015 yılından beri dünyayı geziyorum. Şimdiye kadar 40’dan fazla ülkede ve yüzlerce farklı destinasyonda bulundum. Minimalist yaşam anlayışında dünya turu ile başlayan maceram, artık dünyanın bir yerlerinde yaşamaya evrildi. Sürdürülebilir bir yaşam kurmaya karar vermemle beraber, aradığım cevapların birçoğunu yolda buldum. Bugün yaptığım işten keyif alıyorum, öğreniyorum, deneyimliyorum. Benim gibi hayatını sorgulayan ve değiştirmek isteyen binlerce insana, dünyanın farklı yerlerinden bin bir türlü yaşam modeli sunuyorum.
–
Hatay’da geçen lise yıllarımda, yakın bir arkadaşım ile beraber, Türkiye’nin birçok şehrini otostopla gezdim. Daha sonra İstanbul’da Elektronik Mühendisliği kazanmamla beraber, taşradan şehre gelmiş bir gencin hikâyesi başladı. 3 yıllık İstanbul zaman diliminde, merak ettiğim tüm konulara burnumu soktum ve deneyimledim. Şehir yaşamından almam gereken her şeyi bu zaman diliminde aldım. Sonra ise sorgulama dönemlerim başladı. İşte bu sorgulamaların sonucu olarak, bugün buradayım ve yapmak istediğim şeyi yapıyorum.
–
Herkesin bir hayat hikâyesi vardır ve bu yolu, bireyin kendisinin çizdiğine inanırım. Ben de kendi hayat hikâyemi yazmak, kalıplaşmış yaşam tarzlarından dışarı çıkmak istedim. İstanbul’da hayatımı bırakmaya karar verdiğimde, yaşadığım evdeki tüm eşyalarımı satıp/dağıtıp, hiç bir şeye sahip olmama duygusunu yaşadım. Daha sonra ise üniversitemi ve işimi bıraktım. Şimdi ise sırt çantam ile beraber, dönüşü belli olmayan bir dünya turundayım. Her ne kadar dünyayı gezen sıradan bir genç modeli uyandırsam da, bu aslında bir uyanış, sorgulama ve sorgulatma yolculuğu. Değişme, değiştirme ve üretme gayeleri ile yoldayım. Fotoğraf, film ve hayat
–
Benim için yolda olmak, özgür olmaktır. O yüzden pek çok kişinin yaptığı seyahat planları, hazırlıklar, rotalar bana göre değil. Çünkü zaman kavramım yok. Elbette kabataslak bir planım var. Şu ülkeden sonra şuraya geçerim, sonra belki şurası olur ya da şurası, diye düşünüyorum ama… Hiç bir zaman bir kalıba sığdırmıyorum. Genellikle vizesiz ülkeleri tercih ediyorum.
–
Ben özgür bir insanım. Ne yıllık iznimde tatile çıktım, ne de bütçeme göre plan yapıyorum. ‘Bu böyle olmalı’ da demiyorum! Ben, böyle seviyorum ve böyle yapıyorum. Kimi insan, plan yapıp, onu saati saatine uygulamayı sever öyle yapar. Derler ya hani, her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. ‘Özellikle şu şehir için kaç gün ayırmalıyım?’ ya da ‘Bu ülkeye kaç gün ayırmalıyım?’ soruları, bana oldukça komik geliyor. Hiç bir şehir ya da ülkenin belli bir zaman diliminde gezilecek yanı yoktur, eğer trip advisor gezgini değilseniz. Hiç bir turistik yanı olmayan bir şehirde, çok güzel insanlarla tanışırım ve orada fazla kalırım. Ülke çok büyüktür, vize sürem azdır, o zaman en ilgimi çeken yerleri gezer, sevdiğim yerde uzun kalırım.
Seyahat, benim için en çok insan ve onların hikâyeleri demek. Daha sonra ise yerler, kültürler, coğrafyalar geliyor. Fotoğraf ve müzik ile harmanlayıp, kendimi bu şekilde besliyorum.
-HAYALLER-
Başarılı bir Youtuber olarak, Hatay’dan başladığı yolculuğunun İstanbul’dan dünya kentlerine uzanan kısmına dair oldukça güzel de bir resim çizmiş, Emre Durmuş, ki en çok da ‘meraklı biriyim’ kısmına gülümseten bir hikaye eklemiş…
–
İşte dünya da böyle bir yer benim için. Keşfedilmeyi bekleyen bir sandık ve benim amacım da, o sandığın içinde ne olduğunu öğrenmek. Kendim keşfetmeliyim, kendim görmeliyim, dokunmalıyım. İşte ancak o zaman merakımı giderebilirim.
Tüm bu merakımın ise bana iyi ve kötü getirileri oluyor. Ama sonuç olarak, ‘öğreniyorum’… Tüm bu öğrendiklerimi de kendimce harmanlayıp, hayatıma entegre ediyorum ve gelişiyorum. Bir kere geldiğim ve gelip geçici olan bu hayatı ‘en güzel nasıl yaşarımın’ cevabını arıyorum, buluyorum. Tüm bu gelişimlerimi de blogumdan paylaşıyorum ve benim gibi hayalleri olan insanlara, bunun mümkün olduğunu göstermek istiyorum. Bunu yaparken de keyif alıyorum.
-BİNLERCE ABONE!-
“Hataylı Emre Durmuş, İstanbul’da okuduğu Mühendislik Fakültesi’ne döner mi”, sorusunda duranlar için de oldukça net…
“Üniversite eğitimi almak istiyorum, ama gerçekten de istediğim bir alanda. Bu muhtemelen, görsel sinema ve fotoğraf alanında olacak. Bunun için şimdiden aklımda bir kaç ülke alternatifi var. O gün geldiğinde kararımı veririm diye düşünüyorum. Kısacası sürekli hareket halinde, uzun bir hayat beni bekliyor.”
Onu başarılı bir Youtuber yapan şey ise, takipçileri. Geçtiğimiz günlerde mola verdiği Norveç’ten merhaba diyen Emre’yi şu ana kadar 300 bini aşkın kişi izlemiş. Toplam abone sayısı ise 1 Milyon 3 Yüz Bin sınırında. Bu, başarılı bir Youtuber için ‘sponsor’ demek, hatta bir çok alanda ‘reklam’ karşılığı ciddi destek demek.
-HİKAYEYE DEVAM!-
Anlaşılan o ki, Hataylı Emre Durmuş, Youtube üzerinden çektiği videolar ve sosyal medya paylaşımlarıyla gündeme gelmeye devam edecek ve takipçileri de, ‘sırt çantasına’ doldurduğu hayallerinin izinde adımlamaya devam eden Durmuş’u izlemede kalacak. Kalırken de,
-YALNIZ MI?-
Emre Durmuş gibi, dünyanın birçok yerinden aynı şey için yola çıkmış ve takipçileri milyonları varan birkaç isim daha var. Bunlardan biri, İngiliz YouTuber Louis. Kendini dünyayı gezmeye adayan İngiliz YouTuber Louis, hayatını dünyayı keşfederek geçiriyor ve bu deneyimlerini vlog halinde izleyicilerine aktarıyor. Bir diğer isim, Lost LeBlanc. Seyahat tutkunları için dünyanın en güzel noktalarını ekrana getiren YouTuber, aynı zamanda kaydettiği videoları sanatsal bir kurguyla hayata geçiriyor ve izlenmesi keyifli vloglar ortaya çıkarıyor. Ve Türkiye’den bir isim, Yağmur Arat. Yağmur, önce cesaretiyle kendini izlettiriyor, sonra gezdiği yerlerle. Tek başına dünyayı dolaşmayı amaç edinen ve bunun için harekete geçerek Japonya’ya doğru yola koyulan Yağmur, artık kendisi gibi YouTuber ve gezgin Hataylı Emre Durmuş ile dünya seyahatine tam gaz devam ediyor. Aynı zamanda gittiği yerlerde nasıl para kazanılacağı ya da nasıl daha uyguna konaklama ayarlanacağı konusunda da bol bol bilgi paylaşan genç gezgin, bu konuda cesarete ihtiyacı olanlara da ‘hadi’ diyor. Diğer bir Youtuber, devinsupertramp! Sanatsallığı, seyahat ile buluşturan ve bunu başarılı şekilde aktaran bir Youtube hesabı. Beş milyonun üzerinde abone sayısına sahip olan hesap, dünyadaki en harika noktaları ekrana getirirken, aynı zamanda da cesaret isteyen deneyimleri de izleyicilerine sunarak ilham veriyor.
Peki, bu haberin seyahat notları, kaçımıza ‘yola çıkmak’ için ilham verir? -Tamer Yazar-