Oruç, davranışlara da yansımalı!

“İnsanlığa gönderilen son ve kemale ermiş bir hayat nizamı olarak İslam, insani kaideleri, yüksek titizlikle içerisinde barındıran bir dindir” diyen Çalışkan, “Ramazan” ve “Oruç” başlıklarına işaret etti. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in, hem sözleri hem de yaşamıyla, İslam’ın ideallerinin yegane modeli olduğunu söyleyen, Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, “Hal böyle olunca, bir Müslümana düşen görev, Kur’an’ın genel […]

“İnsanlığa gönderilen son ve kemale ermiş bir hayat nizamı olarak İslam, insani kaideleri, yüksek titizlikle içerisinde barındıran bir dindir” diyen Çalışkan, “Ramazan” ve “Oruç” başlıklarına işaret etti.

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in, hem sözleri hem de yaşamıyla, İslam’ın ideallerinin yegane modeli olduğunu söyleyen, Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, “Hal böyle olunca, bir Müslümana düşen görev, Kur’an’ın genel ilkeleri çerçevesinde Hz. Peygamberimizin (sav) ahlakını örnek almak ve bunu hayatına titizlikle uygulamaktır” dedi.
Ramazan ve Oruç başlıklarına da işaret eden, Saadet Partisi GİK üyesi, Partinin Hatay’daki önemli ismi Çalışkan, şunları söyledi:
“Oruç ile birey, bedenin arzularını frenleyerek, kalbi tahakkümüne alma çabasını önlemek ve bu yönde mücadele etmek suretiyle, ruhsal ve zihinsel arınmayla ulvi makamlara yükselebilir. Burada, inanan kişiden istenen, dünyadan elini eteğini çekerek bir züht hayatı yaşamasından ziyade, ahlaki olgunluğun olmazsa olmazı durumundaki davranışlarda bulunmasıdır.”
Ramazan ayında yapılan tüm ibadetlerin, insan davranışları üzerinde etkisini gösteren bir sonucu, yani ahlakına yansıması olması gerektiğini ifade eden Çalışkan, bunu da bir hadisle pekiştirdi. “Nice oruç tutanlar var ki, aç kalmaktan başka bir kazançları yoktur. Ve yine nice namaz kılanlar var ki, yorgunluktan başka namazından elde ettiği bir şey yoktur.” (İbn Mace, Sıyam, 21)
Çalışkan, sözlerini şöyle noktaladı:
“İşte bu ay, yüksek ahlaki ideal ve hasletlerle bezenmiş bir Müslümanın inşa edildiği ay olmalıdır. Ancak Ramazan boyunca bunlara dikkat edip, Şevval’de, Kur’an’ın deyimiyle ‘gerisin geri’, deyim yerindeyse fabrika ayarlarına/eski alışkanlıklara döneceksek, bu, Allah’ımıza karşı işlediğimiz bir suç ve kendimize de büyük bir zulüm olur. Evet, bilelim ki, ‘Allah’ın, kimsenin aç ve susuz kalmasına’ ihtiyacı yoktur.” -Tamer Yazar-

Exit mobile version