Panik…

      Panik, hem bireyleri, hem toplumları, hem yönetenleri ve yönetilenleri derinden etkiler ve hareketlerine yön vermelerine neden olur.       Eğer bir birey panik havasına bürünmüş ise o takdirde aldığı kararların, atacağı adımların yerinde olup olmadığının irdelenmesi zorunluluğu kendini gösterir.       Yine yönetenler panik havası içerisine girmişlerse onların kararlarında da bu kural geçerliliğini korur.       Seçim […]

      Panik, hem bireyleri, hem toplumları, hem yönetenleri ve yönetilenleri derinden etkiler ve hareketlerine yön vermelerine neden olur.

      Eğer bir birey panik havasına bürünmüş ise o takdirde aldığı kararların, atacağı adımların yerinde olup olmadığının irdelenmesi zorunluluğu kendini gösterir.

      Yine yönetenler panik havası içerisine girmişlerse onların kararlarında da bu kural geçerliliğini korur.

      Seçim tarihi yaklaştıkça bazı kesimlerde panik havasının oluştuğu ve bu nedenle de büyük bir belirsizliğin ortaya çıkmasına neden olduğu görülmektedir.

      Kamuoyu anketlerinin birbiri peşi sıra açıklanması sonucu ortaya çıkan tablo panik havasının daha da artmasına neden olmaktadır.

      Bu ortamda yönetenler ile yönetilenlerin alacağı kararlara, atacağı adımlara ve izleyecekleri yol haritasına çok dikkat etmek gerekir.

      Zira panik içerisinde olanların kararlarında isabet olmadığı ve sürekli yanlışa doğru adımlar attıkları psikiyatrların yaptıkları araştırmalardan anlaşılmaktadır.

      Eğer bir kişide veya bir toplumda veya yönetenler ile yönetilenlerde panik havası oluşmuş ise onların alacağı kararlarında doğruluğunu tartışmak ve bu tartışma sonucu ortaya çıkan tablo doğrultusunda hareket etmek gerekir.

      Panik içerisinde olanlara yanlışlar doğru, doğrular ise yanlış olarak görülür. Böyle olunca da topluma da yanlışlar doğru olarak gösterilmeye ve uygulamaya konulmaya çalışılır.

      En büyük devletler böyle bir hava içerisinde girdiklerinde zaman içinde bunun zararlarını görmüşlerdir.

      En büyük güç sahibi olanlarda panik havası içerisinde girdikleri takdirde kısa sürede güçlerini kaybetmek suretiyle yok olmaya başlamışlardır.

      Eğer bu durumda olanlar yönetimde söz sahibi iseler bunun zararını sadece kendileri değil toplumda fazlası ile görmüş ve ödeme zorunluluğunda kalmıştır.

      Tüm bu hususları göz önünde bulundurmak suretiyle kişinin veya toplumun panik içerisinde olup olmadığını bilmek ve ona göre hareket etmek gerekir.

      Tüm bu hususları göz önünde bulundurmak suretiyle yönetenlerin panik havası içerisine girip girmedikleri araştırılmalı ve varılacak sonuca göre de sözlerinin, eylem ve davranışlarının doğru olup olmadığı sonucuna varılmalıdır.

      Gerek bireylere, gerek topluma ve gerekse yönetenler ile yönetilenlere en büyük zarar panik havasına girilmesi ile yaşanır.

      Bunun içinde herkesin atacağı adımlara, vereceği kararlara ve izleyeceği yola göre panik içerisinde bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve ona göre de sözler değerlendirilmelidir.

      Panik, bir hastalıktır.

      Panik, doğruların yanlış olarak görülmesini sağlar.

      Panik, yanlışları doğru olarak gösterir.

      Panik hastalığına tutulanlar bu durumda hareket edecekleri içinde hem kendilerine hemde topluma büyük zararlar verilmesine neden olacak tutum ve davranış içerisinde olurlar.

      Herkesin bu gerçekleri bilmesi ve bu hastalıktan kendini uzak tutmak suretiyle hareket etmesi gerekliliğini hatırdan uzak tutmamak gerekir.

      Eğer bu şekilde hareket edilirse hem panik hastalarında bir azalma görülür, hem de panik havasına girenlerin gerek kendilerine gerekse topluma verdikleri zarar en aza iner.

      Son zamanlarda rastladığımız panik havası nedeniyle bu gerçekleri bir kez daha anımsamak ve anımsatmak gereğini duyduk.

      Bizden hatırlatması….

                                                                                                                              nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version