Hatayspor’un, geride kalan sezonda orta sahanın yıldız isimlerinden Ruben Ribeiro, Türkiye’de, Hatayspor’da çok güzel ve mutlu günler yaşadığını, ancak ülke değiştirmek üzere Hatayspor’dan ayrılacağını duyurdu.
Hatayspor’lu Ruben Ribeiro, ülkesi Portekiz’de yayınlanan “Maisfutbol” sitesine verdiği röportajında, özel açıklamalarda bulundu.
Hatayspor’un orta sahasında defansif özellikleri ile ön plana çıkan ve başarılı bir sezon geçiren 33 yaşındaki futbolcu Ruben Ribeiro’nun mesajlarından özetler şöyle:
“Türkiye’den ilk kez teklif aldığımda, sene 2018’di ve Sporting Lizbon’dan ayrılıyordum. Rizespor, bana 4 Milyon Euro değerinde dört yıllık bir kontrat önerdi. Sporting, beni bırakmak istemiyordu. 2018 yazıydı. O zamanlar heyecanlanmıştım ve Türkiye hakkında her şeyi araştırmaya başlamıştım. Üzerinde ismimin yazılı olduğu tişörtler bastıklarını ve sattıklarını biliyorum. Kulüp yöneticileri, menajerime, ‘eğer gelirsem, şehre heykelimi dikeceklerini’ söylemiş. Bu, beni ikna etmek için bir yöntemdi. En sonunda oraya gitmedim. İki yıl sonra ise yine Türkiye’den güzel bir meydan okuma aldım.
Gil Vicente’de oynarken, Hatayspor Antrenörü beni istedi. Bana yaklaştılar ve kendileriyle anlaşmaya vardık. Fakat bu kolay olmadı. Kontratım, beş-altı defa geri geldi. Başlarda sunulan şartlar beni memnun etmedi. Bunun üzerine bir ültimatom vererek, istediğim teklif yapılmazsa Hatay’a gitmeyeceğimi söyledim. Açıkçası, buna değdi. Kulüp, konuşulan her şeye uydu. Sonuçta iki yıllık sözleşme imzaladım.”
Emirliklerden ve Suudi Arabistan’dan zaten teklifler aldım. Çok güzel, çok tatmin edici bir sezon geçirdim. Kulübün, Süper Lig’de ilk yılıydı ve neredeyse tarih yazıyorduk. Avrupa Ligi’ne çok yakındık. Kimse bu kadar iyi bir zaman beklemiyordu. Saha içinde ve dışında önemliydim. Meslektaşlarımla ve teknik ekiple çok güçlü bir ilişki kurdum. Güzeldi, bakalım…
İyi çalışma koşulları buldunuz mu?
Burada, geliştirilmesi gereken çok şey var. Takım, ikinci ligden bazı bağımlılıklarla geldi. Büyümek istiyorlar. Bana iyi davrandılar ve hiçbir şeyin eksikliğini çekmedim. Bu da güzeldi. Türkiye’yi seviyorum. Çünkü buradaki insanlar futbolu seviyor ve gerçekten fanatik. Örneğin polisler, pek çok defa arabamı durdurmamı istedi. Beni tanıyorlardı ve fotoğraf çektirmek istiyorlardı. Kendimi çok değerli hissettim. Caddelerde bana bir idol muamelesi yaptılar. Şehirde birçok kısıtlama olmasına rağmen, Hatay’da yaşamanın tadını çıkardım.
Hatay, Türkiye ile Suriye arasında sıkışıp kaldı. Suriye ülkesindeki çatışmalardan hiç korktunuz mu, daha tehlikeli bir durum gördünüz mü?
Kesinlikle, hiçbir şey… Şehirde büyük bir yangın çıktı, ama bunun Suriye’de var olan sorunlarla hiçbir ilgisi yoktu. En kötüsü, elektrik şebekesinin kalitesiydi. Işık, sürekli zayıflıyordu. Işık ve internet. Ailem olmadan oradaydım ve genellikle televizyonsuz, evde ışıksızdım. Bu olduğunda, cep telefonu verilerimi açıp arabaya gitmem gerekti. Karımın ve çocuklarımın beni görmesi için arabanın iç ışığını yaktım, tek olasılık buydu (gülüyor)… Türkiye’de olmaktan, Emirliklerden çok daha fazla keyif aldım. Yaşadığım Dubai’de yaşam kalitesi çok iyiydi, ama şampiyonluk hiç de rekabetçi değildi.
Ruben, nasıl bir savunma orta saha oyuncusu olarak oynadı? Kariyerinde bir yenilikti.
İlk turda, şampiyon Başakşehir’i yendik. Aşırı oynadım ve sahanın en iyisiydim. Sonra, sarı biriktirdiğim için ve her zaman bazı durumlarda saçma olarak iki kez kovuldum. Ekipten ayrıldım, pandeminin dayattığı bir durumdu ve geri döndüğümüzde, ekip çok sayıda zayiat verdi. Koç, benimle konuştu, ona yardım edip edemeyeceğimi sordu ve bana çift merkez pilotta bir yer teklif etti. Ekibe 6/8 olarak oynadım ve hiç ayrılmadım. Bana garip gelen bir pozisyonda, elimden gelenin en iyisini yapacağımı söyledim ve dürüstçe, oldukça iyi gitti.
-Cemil Yıldız-