Antakya kent merkezinden geçen Asi Nehri’nin, Palladium alışveriş merkezine bakan karşı yakasında, nehre dönük şekilde ‘yeşil alan’ içerisine yerleştirilen dijital reklam panoları, “yer mi kalmadı” diye soranların sert eleştirilerine hedef oluyor.
Asi Nehri 2.Etap Çevre Düzenleme ve Peyzaj Projesi’nin inşa çalışmalarının başladığı 2011 senesine işaret edenler, vatandaşın en keyif aldığı alanlardan biri halini alan Asi Nehri’nin, son dönemde adeta reklam panolarının işgali altında bırakıldığını söylerken, bu konuda denetim ya da kontrol yapan bir üst kurum olmamasını “büyük eksiklik” olarak tanımlıyor.
Y.O. >> Kaldırımda yürüyorsunuz, karşınıza kocaman reklam panoları çıkıyor, ki bu konuda bile bir standart yok. Hadi onu geçtik! Peki, Asi Nehri de mi? Gece bu bölgeyi kullanan insanlar, bu panolardan yayılan ışıktan rahatsız oluyor, ki tüm görseli de öldürüyor. Belediyeler para kazansın kazanmasına da, ama bu kadar da olmasın! Durum, kamusal alanların işgali halinde ilerlemesin!
H.Ç. >> Valilik konutu tarafında birkaç tane vardı. Şimdi de burada! Sırada neresi var, diye sormayacağım. Ama şikayetçiyim! Ben bu panoları görmek zorunda değilim. Bu panoların, bir kere, buradaki yeşil alan içinde ne işi var? Nasıl bir çevreci belediyeciliktir bu?
G.P. >> Memlekette ipin ucu kaçmış, diyorlar ya! Burada farklı mı? Bir kere, yaptıkları şeyin kamusal yararını söylesinler bize! Vatandaşa katkısını söylesinler! Amaçları, buradan gelecek parayı tahsil edebilmek. Bakmayın şimdilerde Hatay’a dair sloganlar yer alıyor bu panolarda… Zaman gelsin, markaların reklamları dönmeye başlar bunlarda. Boşuna yapılmadılar!
U.M. >> Buraya yakın oturuyorum. Daha önce biraz yüksektiler. Şimdi biraz indirmişler. En azından görüş alanımızı kapatmamışlar. Ama karşıdan yürürken, bu panolar insanın gözünü alıyor. Hatta baktığınızda, sizi rahatsız ediyor. Uzun bir süre Fransa’da yaşadım. Orada olsa,
-NE OLUR?-
Konuya ekli eleştirinin ardından, Asi Nehri’nin Palladium tarafına bakan kısma yerel idare tarafından yerleştirilen dijital reklam panolarının yüksekliği, görüş alanının altına düşürülmüş düşürülmesine de, Nehrin kent merkezinin bu şekilde işgal edilmesinin bir sınırı var mı, merak konusu! Peki, var mı? İşgalimizin bir sınırı var mı? -Tamer Yazar-