Restorasyon yapıyoruz

Ama dağınık çalışıyoruz Burası, ‘Cumhuriyet Mah. Şehit Mustafa Sevgi Cad. No:1’ adresinde bulunan Antakya Nakip Camii… Aylar önce başlayan restorasyon uygulama işinde çalışmalar ne zaman biter bilinmez ama, oldukça dağınık çalıştığımız kesin! Antakya’nın tarihine ekli o kadar çok çeşmesi var ki, saymakla bitmez! Mesela Kabaltı Çeşmesi, Şerife Dudu Hanım Çeşmesi, Ulu Cami yanındaki Çeşme, Şekercik […]

Ama dağınık çalışıyoruz

Burası, ‘Cumhuriyet Mah. Şehit Mustafa Sevgi Cad. No:1’ adresinde bulunan Antakya Nakip Camii… Aylar önce başlayan restorasyon uygulama işinde çalışmalar ne zaman biter bilinmez ama, oldukça dağınık çalıştığımız kesin!

Antakya’nın tarihine ekli o kadar çok çeşmesi var ki, saymakla bitmez! Mesela Kabaltı Çeşmesi, Şerife Dudu Hanım Çeşmesi, Ulu Cami yanındaki Çeşme, Şekercik Camii yanındaki Çeşme, Ömer Ağa Çeşmesi, Nakip Çesmesi, Kürt Fakih Camii Çeşmesi, Meydan Çeşmesi, Deveci Bekir Camii yanındaki Çeşme, Nefise Kadın Çeşmesi, Hacı Sakıp Çeşmesi (Şeyh Ali Camiinin yanındaki Çeşme), Debruz Kastalı, Kâmile Kadın Çeşmesi, Kurtuluş Caddesi’nde 79 Nolu eve bitişik Çeşme, Muhittin Paşa Çeşmesi, Sofular Camii Çeşmesi, Zoveroğlu Camii Çeşmesi, Rafet Ağa Çeşmesi ve Genco Çeşmesi… Aslına bakarsanız, sayılandan daha fazlası var. Habere konu olan da onlardan biri! Ancak gelinen son noktada, hemen yanı başındaki Camii’de Vakıflar tarafından gerçekleştirilen restorasyonun azizliğine uğramış durumda!
Cami’de yapılan çalışmaya ekli malzemelerin yanı başına yığılması nedeniyle yan cephesi tamimiyle ve ön cephesi de bir kısmı itibariyle kapanan tarihi çeşmenin bu halini izleyenler, ‘biraz dikkat ve özen’ derken, Vakıflar gibi ‘restorasyon konusunda oldukça hassas’ bir kurumdan da o dikkat ve özene ‘kontrol’ eklemesini bekliyor.
-TARİHİ NET DEĞİL-
Çeşmenin ilk inşası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşmak zor. Ancak yapı üzerinde bulunan kitabesinde, H.1219 – M.1804 tarihinde onarıldığına dair ifadeler göze çarpıyor. Çeşmenin doğu cephesinde
“Maşallah” ibaresi yer alırken, kuzey nişi içerisinde bulunan dört beyitlik kitabede ise şunlar yazılı:
“Hamd-u senâ olsun ebed-ü evvel izzet ferd-u samed’e… Tamirine kıldı medet bu çeşmenin Bâr-ı Hüdâ… Tevfik idip oldu hitam makbul buyurup el-enam… Vakf oldu bu ma hasu amm nuş eyleyen itsin safa… Tavan-ı nakşı zer gibi abı dahî kevser gibi… Savtı dahî ya hu der gibi reddetmeye Rabbu’l-ala… Tarih-i sıdkı gûş iden samileri medhuş iden… Ab-ı zülali nuş iden sahibine anda sena…”
Çift cepheli çeşme örneklerinin azlığı nedeniyle önemli bir yeri olan çeşmenin bugünkü haline bakanlar ise tek bir şey söylüyor:
“10 sene öncesinin Antakya’sı ile bugünün Antakya’sı arasında çok fark var. Ama bir 10 sene sonra bugünden kalanların daha da azalacağı kesin gibi… Bunu bize düşündüren şey özensizliğimiz mi? Peki, bu da yeterli bir sebep değil mi? -Tamer Yazar-

Exit mobile version