Rusya-Ukrayna krizi savaşa dönüşür mü?

AVRASYA VE UKRAYNA’NIN ÖNEMİ Avrasya, dünyanın en büyük kıtasıdır ve dünya nüfusunun yaklaşık %75’ini oluşturur. Dünyanın yer altı ve yer üstü kaynaklarının çoğu Avrasya’da. Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra ekonomik yönden en güçlü altı ülke Avrasya’da yer alır. Yani, ABD’nin rakiplerinin tümü bu coğrafyada. Hitler ve Stalin, “Avrasya’ya hükmeden, dünyaya hükmeder” demişlerdi. ABD, Sovyetler Birliğinin çöküşünden […]

AVRASYA VE UKRAYNA’NIN ÖNEMİ

Avrasya, dünyanın en büyük kıtasıdır ve dünya nüfusunun yaklaşık %75’ini oluşturur. Dünyanın yer altı ve yer üstü kaynaklarının çoğu Avrasya’da. Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra ekonomik yönden en güçlü altı ülke Avrasya’da yer alır. Yani, ABD’nin rakiplerinin tümü bu coğrafyada.

Hitler ve Stalin, “Avrasya’ya hükmeden, dünyaya hükmeder” demişlerdi.

ABD, Sovyetler Birliğinin çöküşünden sonra dünyayı bir dev gibi, rakipsiz bir şekilde kontrol etmek istedi. “Jeopolitik ihtirasları” doğrultusunda, demokrasi kavramının altını oydu. ABD, askeri gücüne ve “jeopolitik ihtirasları”nın çekiciliğine kapılarak, demokrasi maskesi altında ülkelerde düzeni değiştirme yolunu seçti. Demokrasi getirme gerekçesiyle müdahale ettiği Irak, Libya ve Suriye gibi ülkeleri, terör üretme çiftliğine ve ve kanın aktığı bir coğrafyaya dönüştürdü.

Rusya, Sovyet imparatorluğunu geri kazanma tutkusuyla 2008’de Gürcistan’a, 2014’te Ukrayna’ya müdahale etti. Bu ülkelerin NATO’ya üyelik süreçlerini engelledi. Güney Osetya ve Abhazya’yı Gürcistan’dan; Kırım’ı Ukrayna’dan kopardı. Suriye, Libya ve Güney Kafkasya’ya pençesini attı.

 “Ukrayna olmadan Rusya, Avrasya’da İmparatorluk olamaz” der Amerikalı ünlü siyaset bilimci Zbigniew Brzezinski. Samuel Huntington, “Medeniyetler Çatışması” adlı kitabında, Ukrayna’nın Avrupa ve Rusya medeniyetleri arasında bir çatışma alanı olduğunu belirtir. Rusya, Ukrayna’yı Batı’ya kaptırdığında, kendi coğrafyasına sıkıştırılacağının farkında. Ayrıca, Kırım’daki Sivastopol Üssü’nde bulunan Rus Karadeniz Filosu, Rusya için Stratejik önemdedir ve kırmızıçizgi durumunda.

NATO’NUN GENİŞLEMESİ

Sovyetler’in dağılmasıyla, Ukrayna 24 Ağustos 1991’de bağımsızlığını ilan etti.  Rusya, Kırım’ın Rusya’ya katılmasına meşruiyet kazandırabilmek için önce Kırım’daki Ruslara bağımsız bir Kırım Cumhuriyeti ilan ettirdi. Ardından, Kırım’a Mart 2014’te Rusya’ya katılma kararı aldırdı.

Rus nüfusunun daha yoğun olduğu Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesinde (Donetsk ve Lugansk), Rus yanlıları tarafından bağımsızlık ilan edilmesinin ardından 2014’ten bu güne Rusya yanlıları ile Ukrayna ordusu arasında çatışmalar devam ediyor. Ukrayna ile Rus yanlıları arasında, Temmuz 2020’de ateşkes ilan edilmişti.

Bu arada, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Rusya’nın ilhak ettiği Kırım’ı kurtarmayı amaçlayan “Askeri Güvenlik Stratejisi¨ni onayladı. ABD ve NATO ise, Ukrayna’ya desteklerini açıkladılar. ABD, Mayıs-Haziran 2021 aylarında, Doğu Avrupa ve Baltık bölgesinde Soğuk Savaş’tan bu güne en büyük tatbikatı (DEFENDER EUROPE-2021) yaptı. Bu tatbikatın bir bölümünde NATO da yer aldı. Ayrıca, tatbikata NATO üyesi olmayan, ancak NATO ortağı statüsünde bulunan Bosna Hersek, Gürcistan, Moldova ve Ukrayna da katıldı. Rusya, aslında Ukrayna’nın NATO üyeliğini savaş nedeni sayacağını, Kırım ve Donbas’ta attığı adımlarla açıkça söylüyor.

Sovyetler’in 1991’de dağılmasının ardından NATO Açık Kapı Politikası’nı (Open Door Policy) benimsedi. Sovyet coğrafyasında yer alan ve Varşova Paktı’na bağlı ülkeler, 1999’dan itibaren NATO üyeliğine kabul edildiler. 1999’da Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti; 2004’te Bulgaristan, Romanya, Estonya, Litvanya, Letonya, Slovenya, Slovakya; 2009’da Hırvatistan, Arnavutluk; 2017’de Karadağ; 2020’de Kuzey Makedonya NATO üyesi oldular. 1999’da 16 üyesi bulunan NATO’nun ülke sayısı 30’a çıktı. NATO’ya katılan bu 14 ülke, Sovyet ve Varşova Paktı’nın üyeleriydi. Böylece, ABD/NATO Rusya’yı batıdan kuşattı, Rusya’yı vuracak silah sistemlerini Rus sınırına yerleştirdi. Ukrayna’nın da NATO üyesi olması, Rusya’nın tümüyle kuşatılması ve Karadeniz’de sıkıştırılması demek. Ukrayna’nın NATO üyeliği, Putin Rusyası’nın kalın kırmızı çizgisi.

RUSYA’NIN ÜÇ KABUL EDİLEMEZ İSTEĞİ

Putin’in iktidara gelmesinden sonra, Rusya Sovyet İmparatorluğu gücüne erişmek için hızlı adımlar atmaya başladı.  Putin, Sovyetler’in dağılmasından 30 yıl sonra Batı’yı Rusya’yla yeni bir “Soğuk Savaş”la karşı karşıya bıraktı. Rusya, Ukrayna sınırında askeri yığınak yaptı. 100 binin üzerinde asker ve Ukrayna’yı vuracak silah sistemlerini konuşlandırdı. Rusya-Ukrayna gerginliğinde, Rusya’nın ABD’den istediği üç kabul edilemez madde var:

1- NATO’nun doğuya doğru ve Sovyet eski coğrafyasında genişlememesi,

2- NATO’nun 1997 sonrası Doğu Avrupa ülkelerine konuşlandırdığı asker ve silah sistemlerini çekmesi,

3- Rusya’yı vuracak silah sistemlerinin Rusya sınırında konuşlandırılmaması.

Rusya, ABD’ye yanıt için bir hafta süre verdi. Bu hafta, ABD yanıt verecek. ABD-Rusya Dışişleri bakanlarının Şubat ayında tekrar görüşmeleri bekleniyor.

ABD, Rusya’nın bu taleplerine evet der mi? Kesinlikle hayır. ABD’nin ve NATO’nun Rusya’nın bu taleplerini kabul etmesi, NATO kuruluş anlaşmasının reddedilmesi demek. ABD, diplomasiyi tercih edecek ve zaman kazanmaya çalışacaktır. Ancak, Gürcistan ve Ukrayna’nın NATO üyeliği de mümkün değil. Bu koşullarda ABD, NATO ve AB, Gürcistan ve Ukrayna’nın NATO üyeliğini istemez. Putin, aslında isteklerinin bir bölümünü elde etmiş durumda. Putin tarihi okuyarak, ülke coğrafyasını dünya politikasında çok iyi kullanıyor. Konuşmuyor, hamaset yapmıyor.

ÇATIŞMA OLUR MU? NATO GÜÇ KULLANIR MI?

Peki, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi karşısında, NATO Ukrayna’ya destek kapsamında güç kullanır mı? Ukrayna NATO üyesi değil, NATO’nun sadece ortağı (NATO’ya hazırlık sürecinde, Barış İçin Ortaklık statüsünde). NATO, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne vurgu yapar, diplomatik adımlar atar, ancak NATO beşinci maddesi (Article 5) kapsamında güç kullanamaz. 2008’de Gürcistan’da, 2014’te Kırım’da kullanmadığı gibi.

Rusya, askerî harekât başlatır mı? Mevcut koşullarda, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri bir harekât başlatma olasılığı düşük. Ancak Putin, Rus nüfusunun daha yoğun olduğu Donbas bölgesinde, Donetsk ve Lugansk bölgelerinin bağımsızlıklarını tanıyabilir. 2008’de Gürcistan’da Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanıdığı gibi. Bu arada, Ukrayna’da Rus yanlısı bir yönetimin iktidara getirilmesi de Rusya’nın hedefi.

2022’de Rusya Ukrayna’da; Çin ise Tayvan’da aynı anda, eşgüdümlü olarak ABD/NATO ve müttefiklerine meydan okuyor. İki ayrı coğrafyada, aynı anda çatışma alanı. ABD’den 12 kat daha az askeri harcama yapan Rusya Ukrayna, Güney Kafkasya, Orta Asya, Suriye ve Libya’da ABD’nin önünde. ABD/NATO’nun işi kolay görünmüyor.

Rusya bir yanda diplomasi masasında ABD-NATO’yla görüşüyor, öte yanda askeri müdahaleye hazır olduğunu gösteriyor. Rusya, 10-20 Şubat tarihleri arasında Belarus’ta düzenleyeceği tatbikat için iki S-400 hava savunma sistemini bölgeye gönderdi. Ayrıca, bu hafta Rusya Parlamentosu’nda Donetsk ve Luhansk bölgelerinin Rusya’ya özerk Cumhuriyet olarak katılması yönünde adımların atılması bekleniyor.

ABD’NİN HEDEFİ VE TÜRKİYE

ABD, Ukrayna gerginliğini tırmandırarak, başta Almanya olmak üzere AB’yi Rusya karşısında, ABD yanında konumlandırmak istiyor. Türkiye’yi de Rusya’dan uzaklaştırma hedefinde. ABD’nin bir amacı da, Karadeniz’de askeri varlığını artırarak Rusya’yı Karadeniz’den kuşatmak ve Karadeniz’i çatışma alanına dönüştürmek. Bu nedenle, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin kısıtlamalarını lehine çevirmek istiyor. Türkiye, ABD’nin bu tuzağını görmeli ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin anahtarını hiçbir ülkeyle paylaşmamalıdır. Almanya, Ukrayna’ya silah satışı yapmayacağını açıkladı. Güçlü bir NATO/AB ülkesinin bu kararı önemli. Almanya, Rusya ile gerginlik istemiyor ve ABD’nin tuzağına düşmüyor. Almanya, Fransa, Macaristan Rusya-Ukrayna gerginliğini diplomasiyle çözülmesini istiyor. Almanya ve Türkiye, Rusya-Ukrayna savaşında en olumsuz etkilenecek iki ülke.

Türkiye, Ukrayna ile her alanda iş birliğini geliştirmeyi sürdürdü. Rusya’nın Kırım’ı ilhakını tanımadığını 2014’ten bu yana hep açıkladı. Rusya-Ukrayna gerginliğinde Türkiye tarafsızlığını korumalı, ABD/NATO’nun Karadeniz’i istikrarsızlaştırma adımlarını önlemelidir. ABD/NATO-Rusya gerginliğinde taraf olmamalıdır.

“Taktik olmadan strateji, zafere giden en yavaş yoldur. Strateji olmadan taktik, yenilgi öncesi yapılan gürültüdür” der Sun Tzu (M.Ö. 500). Putin, satranç taşlarını iyi oynuyor. Bir Sun Tzu öğretisini başarıyla uyguluyor. “Aktifken pasif; yakınken uzak görünüyor.” Fazla konuşmuyor ama herkes ne istediğini biliyor; olayın içinde değilmiş gibi görünüyor ama her yerde varlığını hissettiriyor; hiç çıkarı yokmuş gibi davranıyor ama sürekli kazanıyor. Ve hamaset yapmıyor.

Exit mobile version