Sadece faillerin cezalandırılması çözüm değil

İHD Çocuk Hakları Komisyonu Eşbaşkanı Ergül Sayın, çocuklara karşı taciz, tecavüz, şiddet, öldürme olaylarına karşı tespit ve önerilerini sıraladı … İnsan Hakları Derneği Hatay Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu Eşbaşkanı Ergül Sayın, çocuklara karşı taciz, tecavüz, şiddet, öldürme olaylarına karşı tespit ve önerilerini sıraladı. Çocukların yaşamında derin, ağır ve onarılması güç izler bırakan cinsel şiddet konusunun toplumun […]

İHD Çocuk Hakları Komisyonu Eşbaşkanı Ergül Sayın, çocuklara karşı taciz, tecavüz, şiddet, öldürme olaylarına karşı tespit ve önerilerini sıraladı …

İnsan Hakları Derneği Hatay Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu Eşbaşkanı Ergül Sayın, çocuklara karşı taciz, tecavüz, şiddet, öldürme olaylarına karşı tespit ve önerilerini sıraladı. Çocukların yaşamında derin, ağır ve onarılması güç izler bırakan cinsel şiddet konusunun toplumun tüm kesimleri tarafından gündeme alınmasının çocuğun insan hakları açısından oldukça önemli ve çocuklar açısından olumlu bir durum olduğunu belirten Sayın, ancak konunun dile getiriliş şekli ve içeriğindeki önerilerin ne yazık ki çocuğun insan hakları açısından eksiklikler içerdiğini bildirdi.
Çocuğa yönelik cinsel şiddet konusunun sadece faillerin cezalandırılması ile çözülebilecek bir konu olmadığına, ya da sadece çocukların ‘özel bölgelerine’ dokunma izni vermemesine yönelik yapılan eğitim çalışmaları ile sorumluluğu çocuklara bırakan bir yaklaşımla önlenebilecek bir ihlal türü olmadığını bildirdi ve şunlara değindi: “Çocuğa yönelik cinsel istismar bir şiddet türüdür. Yani yetişkinlerin ellerinde bulundukları gücü çocuklar üzerinde kötüye kullanmalarıyla, kurdukları tahakkümle ilgilidir. Bu kötüye kullanımın en önemli ve temel sebebi çocukların toplum ve devlet tarafından nasıl algılandıkları ile ilgilidir. Türkiye’de çocuk anne ve babanın sahip olduğu onların bir parçası, bir uzantısı ve hatta malı olarak görülmekte ve sadece korunmaya muhtaç güçsüz varlıklar olarak düşünülmektedir. Varlıkları sadece gelecekte değerli olduğu düşünülen çocuklar, yetişkinlerle kurdukları her ilişkide üzerinde tahakküm kurulabilecek bir konuma getirilmektedir. Bu durum da çocukları her türlü şiddete açık hale getirmektedir.
Çocuklar hak sahibi ve özgürlükleri olan bireyler olarak algılanmadıkça, yaşamın eşit ortakları, sadece gelecekte değil bugün de potansiyeli olan bireyler olarak görülmedikçe failler istenildiği kadar cezalandırılsın çocuklar cinsel şiddete maruz kalmaya devam edecektir. Bu yüzden; ayrıntılarını basından izlediğimiz çocuğa yönelik cinsel şiddet olaylarının daha önceki dönemlerde olduğu gibi sadece faillerin cezalandırılmaları yaklaşımı ile ele alındığını; bu yaklaşımın, toplumun tüm kesimlerinden bir farkındalık oluşturmasına karşın, çocukların yaşamında olumlu dönüşümler sağlamadığını, konunun bir sonraki olaya kadar unutulmasına yol açtığını hatırlatmak isteriz.
Türkiye’de adalet bakanlığı verilerine göre yılda ortalama 8 bin çocuğun cinsel istismara uğradığını ortaya koyuyor. ECPAT 2015 yılı Türkiye Raporu’na göre; çocuklar, Türkiye’de cinsel şiddete en fazla maruz kalan grubu oluşturuyor. Türkiye’deki cinsel suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı işleniyor. Çocuğun cinsel istismarında Türkiye dünya listesinde 3’üncü sıradadır. TÜİK verilerine göre, son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu devletin izniyle evlendirildi. Son 6 yılda 142 bin 298 çocuk anne oldu ve bu çocukların büyük kısmı dini nikâh ile evlendirildi. Türkiye’de 2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yaptı. 15 yaşın altında cinsel istismara uğrayarak doğum yapan çocuk sayısı ise 15 bin 937. 2015 verilerine göre de yılda ortalama 17 bin istismar davası açıldı. Ve şu an Türkiye’de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısının son 10 yılda yaklaşık 3 kat arttı. Çocuk tutuklu ve hükümlülere kötü muamele ve işkencede artış meydana geldi. Yaklaşık 700 çocuk anneleriyle birlikte cezaevinde yatmaktadır.”
Çocuklar hak temelli başvuru mekanizmalarıyla güçlendirilmeli …
Sayın, çocuğa karşı cinsel şiddettin ortadan kaldırılması için acil olarak yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Çocuklar için etkili, kolay ulaşılabilir, güvenilir ve hak temelli başvuru mekanizmaları oluşturulmalı, çocuklar bu şekilde güçlendirilmelidir. Ebeveynlerin ve çocuklarla çalışan uzmanların konuyla ilgili bilgi ve farkındalık düzeyleri artırılmalı, bu konuda hak temelli yaklaşım ve tutum geliştirecek güçlendirici çalışmalar planlanmalıdır. Çocuğa karşı her türlü şiddetin suç olduğu yasalarda yer almalı, bu konuda bildirim yükümlülüğü bulunduğunun tüm toplum tarafından benimsenmesi sağlanmalıdır. Çocuğa karşı cinsel şiddet vakalarının hiçbir gerekçe ile cezasız kalmaması ve yargı mensuplarının çocuk istismarı konusunda hak temelli bir algıya sahip olmaları sağlanmalıdır. Önleyici ve koruyucu yaklaşıma sahip, etkili, hak temelli bir çocuk koruma sistemi kurulmalı ve sistemin etkisini izleyecek hak temelli bir izleme mekanizması kurulmalıdır.
Daha genel olarak çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesi için; TBMM’de Çocuk Hakları İhtisas Komisyonu kurulmalı bu komisyonda çocuklar ve çocuk alanında çalışan STK’lara kontenjan ayrılmalı, Çocuk Hakları Temel Yasası hızla gündeme alınmalı ve bütünlüklü bir yasa olarak çıkarılmalı, çocuk bilgi veri tabanı oluşturmalı çocuklarla ilgili her türlü karar süreçlerine çocuklar ve çocuk hakları ile ilgili STK’ların katılımı sağlanmalı, kamu kurumlarında bütünlüklü bir çocuk hakları duyarlılığı yaratmak ve çocuklara karşı islenen her türlü şiddeti önlemek için bir ulusal eylem planı STK’ların katılımıyla hazırlanmalı ve yürürlüğe konulmalı, toplumsal alanda yaşanan çocuk hakkı ihlallerine gösterilen duyarlılık kamusal sorumluluk ve kontrol altında bulunan çocuk hakkı ihlalleri için de gösterilmeli, yaşamın her alanında şiddet ve cinsel istismara zemin olabilecek her türlü risk faktörleri bilimsel çalışmalarla tespit edilerek önleyici politikalar demokratik katılımla oluşturulmalıdır.” -Mehmet ÖZGÜN-

Exit mobile version