Antepli kardeşlerimizi kıskanıyorum!
Hatay Gastronomi Evi ve kent turizmi içinde önemli bir dinamik noktası olan Gastronomi kimliği üzerine geçtiğimiz günlerde bir paylaşım yapan Şadi Asfuroğlu, “Bu konuda Gaziantep’te yapılan işleri inceleyip, ‘oradaki başarı öyküsünden faydalanmak gerekir’ derim” dedi ve ekledi…
Hatay Turizm Derneği Başkanı Hakan Boyacı’nın, Hatay’ın Gastronomi kimliği ve bu kimlik merkezli yapılan çalışmaları değerlendirdiği son açıklaması, ‘bu konuda ne yaptık, ne yapıyoruz’ tartışmasını da başlattı. Gazetemize verdiği röportajında, Hatay Gastronomi Evi’ni de konu
-SAHİPLENEMİYORUZ-
Antep örneğinde duran ve tespitlerini sosyal medya hesabı üzerinden yapan Asfuroğlu’nun tespitleri şöyle:
“Binlerce yıl, sayısız medeniyete ev sahipliği yapan ve bundan dolayı muhteşem bir mutfağa sahip olan Antakya ve Hatay, çok kıymetli bir Gastronomi merkezidir. Ama ne yazık ki, diğer kültürel değerlerimiz gibi bunu da yeterince sahiplenemiyoruz. Hatay’da, her konuda olduğu gibi Gastronomi konusunda da; maalesef seçilmişler, atanmışlar ve ilgili sivil toplum örgütleri bir araya gelemiyoruz.
-YETERLİ Mİ?-
Gastronomi adına Hatay’da yapılan tüm çalışmaların önemli ve değerli olduğuna işaret eden Asfuroğlu, “Fakat ‘başarı için yeterlidir’ diyemeyiz” derken, şöyle devam etti:
Gastronomi ve Hatay Turizmi için siyasi parti ayrımı olmadan, seçilmişler ve atanmışlar, herkesin bir araya gelmek gibi bir zorunlulukları var. Hatay Mutfağı çok önemlidir. Yemeklerimizin, tatlılarımızın araştırılması, yazılı hale getirilmesi,tescili ve alınan coğrafi tescile uygun üretilip üretilmediğini takip etmek gereklidir. Künefe’yi tescil ettirdik mesela. Bitti mi? Antakya’da; glikozsuz, gerçek tereyağlı, kaliteli peynirle yapılmış künefe yiyebileceğimiz kaç mekan var? Tescil yetmez, o ürüne sahip çıkmak ve korumak gerekir.”
-ELEŞTİRİ!-
Yapılan yapıcı eleştirilerden kimsenin rahatsız olmamasını da isteyen Şadi Asfuroğlu, sözlerini
“Yapılacak eleştirilerden rahatsız olmamalıyız. Gastronomi Evi çok önemli. Yönetim çok çaba sarf ediyor, eminim ama… Bence bu işler, çok daha komplike ve zor. Her şeyi sadece o kurumun yöneticilerinden beklemeyelim. Bu konuda Gaziantep’te yapılan işleri inceleyip, oradaki başarı öyküsünden faydalanmak gerekir derim. Sadece gastronomi değil, her konuda Antepli kardeşlerimizi kıskanıyorum. Farkı partilerden tüm siyasiler, şehrin her sorununu hemşehrilik ruhuyla çözümleyip, her zaman bir arada olabiliyorlar. Umarım bizler de, Hatay’da bir gün böyle bir tablo göreceğiz.” Tamer Yazar