Sağlık emekçileri

Hatay Devlet Hastanesi önünde bir araya geldi, sorunlarını dile getirdi, taleplerini sıraladı Bir maaş tutarında seyyanen zam verilmeli Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Şubesine bağlı sağlık emekçileri Hatay Devlet Hastanesi önünde bir araya geldi, sorunlarını dile getirdi, taleplerini sıraladı. Ellerinde pankartlarla, sloganlar eşliğinde taleplerini haykıran sağlık emekçileri, bir maaş tutarında seyyanen zam […]

Hatay Devlet Hastanesi önünde bir araya geldi, sorunlarını dile getirdi, taleplerini sıraladı

Bir maaş tutarında seyyanen zam verilmeli

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Şubesine bağlı sağlık emekçileri Hatay Devlet Hastanesi önünde bir araya geldi, sorunlarını dile getirdi, taleplerini sıraladı.
Ellerinde pankartlarla, sloganlar eşliğinde taleplerini haykıran sağlık emekçileri, bir maaş tutarında seyyanen zam istedi ve “Emeğimizin hakkı, riskimizin bedeli ve yaşam hakkımızın ihlali katsayıyla ödenmez” mesajını verdi.
Etkinlikte basın açıklamasını okuyan SES Hatay Şube Yönetim Kurulu Üyesi Nilgün Aşkar, pandeminin başından beri sağlık emekçilerinin sorunlarının her geçen gün artarak devam ettiğini bildirdi, çalışma koşullarının ağırlığı, riskin boyutu ve kapsamının, görev tanımlarının ortadan kaldırılarak angaryanın ve mobbingin sıradanlaşması, şiddetin, iş yükü ve hasta yoğunluğunun hiç olmadığı kadar artmasına rağmen sağlık emekçilerinin ücretlerinin artmayarak yoksulluk sınırının altında seyretmeye devam ettiğini ifade etti.

Sosyal adalet sağlanmalı …

Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin, bilimsel veriler ve yöntemler ışığında yönetilmediğini savunduğu salgın süreci nedeniyle gerek hastalık ve ölüm riski, gerekse ekonomik koşullar ve sosyal zorluklar nedeniyle pandemiden daha çok etkilendiğini belirten Aşkar, bu nedenle çalışanların eğitim durumu, kıdemi, mesleki bilgi ve beceri düzeyi, tecrübesi, sorumluluk alma kapasitesi, çalışma koşullarının zorluğu gibi etmenlerin gözetilerek benzer fedakârlıklara katlanan sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine eşit ücret ödenerek sosyal adaletin sağlanmasını talep etti.
Sosyal adalet ve sosyal denge ile çalışanlar arasında hakça paylaşım yapılması gerektiğini söyleyen Aşkar, açıklamasında şunlara yer verdi: “Şimdiye kadarki ek ödeme genelgeleri emekçilerin refahını ve kazancını arttırmamış, aksine sağlık ve sosyal hizmet emekçileri arasındaki iş barışını bozacak nitelikte düzenlemeler getirmiştir. Bu defa da bizi şaşırtmadılar son ek ödeme genelgesine göre; Covid kapsamında görev yapan uzman hekimle hemşire arasındaki ek ödeme ücret açıklığı 8,4 kattır. Covid dışında görev yapan uzman hekimle hemşire arasındaki ek ödeme ücret açıklığı 9,1’dir. Uzman hekimle hemşire arasındaki maaş açıklığı ise 1,3’tür. Maaş açıklığı 1,3 iken, performans ücreti açıklığı Covid dışında 9,1, Covid alanında 8,4’tür.
Elbette biz bunları anlatırken hekimlerin alacağı performansın fazla olduğunu ifade etmiyoruz. Aksine zorlu eğitim sürecinden çalışma koşullarına kadar bütünlüklü değerlendirdiğimizde aldıkları maaş kabul edilemeyecek derecede düşüktür. Bu zorlu koşullarda fedakârca çalışma yürüten arkadaşlarımızın alacağı her kuruş haklarıdır ve maaşlarına eklenerek, emekliliklerine yansıtılmalıdır.

Ödemelerde yapılan ayrıştırmalar kabul edilemez …

Pandemi dönemi birçok alanda vergi indirimi, yandaşa vergi affı getirirken hakkınız ödenemez denilen sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine vergi indirimi yapılmamıştır. Bu nedenle Temmuz ayında %27’lik vergi dilimi nedeniyle zaten emekliliğe yansımayan ek ödemeler, eriyecektir. Pandemi sürecinde tüm riskleri göze alarak mücadelesini sürdüren sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin emeği ayrıştırılamaz. Riskli/risksiz, covid kapsamında/covid dışında ayrımları üzerinden yapılan ek ödemeler ücretlendirmedeki adaletsizliği derinleştirmiştir. Oysa bu düzenleme; Üniversite hastaneleri dışındaki sağlık emekçilerinin yarısını kapsamamakta, üniversite hastaneleri ve sosyal hizmet alanındaki emeği ve emekçileri, tüm kurumların idari hizmetlerde çalışan emekçilerini yardımcı hizmetlerde çalışan personeli 4/D kadrosunda çalışan sağlık işçilerini yok saymakta ve ekip anlayışını ve çalışma barışını bozmaktadır, görevlendirme ve çalıştırma esnasında pandemi bahanesiyle emekçilerin hakları görmezden gelinirken ödemelerde yapılan ayrıştırmalar kabul edilemez.
Bizler sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak; performansa dayalı ücret sisteminin kaldırılması, aynı statü ve görevdeki çalışanların tamamının eşit oranda ücret alması ve bu ücretin de kendisinin ve ailesinin insanlık onuruna yakışır düzeyde olması, emekliliğe yansıması ve tek kalemde olması için,
Pandemi bitinceye kadar koşulsuz, ayrımsız, kesintisiz emeğimizin ve riskimizin karşılığında olağanüstü koşullara göre hesaplanan ve düzenlenen bir maaş tutarında seyyanen zam verilmesi için, İnsanca çalışma koşulları, kadrolu güvenceli istihdam, 3600 ve 7200 arası ek gösterge, COVID-19’un iş kazası ve meslek hastalığı sayılması başta olmak üzere ekonomik ve özlük taleplerimiz için mücadele etmeye devam edeceğimizi tekrar vurguluyoruz.” -Mehmet ÖZGÜN-

Exit mobile version