Hep duyarız, sağlıktan önemlisi yok, sağlık olsun, canın sağ olsun… Yaşamak yaşamamak, srünmek. Bu denli önemli. Başlıca iki alan var ki temel haktır: Sağlık ile eğitim. Bu nedenle evrensel bildirilerde bedelsiz sağlanması gereği özenle vurgulanır.
Küreselleşme belasının tüm gezegeni hedeflediği 1990’lı yıllardan başlayarak hiçbir hak bırakılmadı.Günümüzde de bu durum değişmiş değil.
Türkiye söz konusu saldırılarda ilk vurulacak toprak olma şanssızlığından kurtulamıyor. Şans yanlış sözcük; her olay planlı.
Kentlere göçen kitleyi çok kolay aldattılar. Kompleksleri kullanmayı ihmal etmediler. “İstediğimiz hastaneye gidiyoruz. Akp bizi önemsiyor, aşağılamıyor…” Kitle bindiği dalı kesmekteydi. Hâlâ öyle. Cumhuriyetin sağlık kurumları bir bir kapatıldı. Toplumsal bellek kazınmalıydı, Covid salgını bile yeniden açtıramadı. Hekimler, eczacılar yıldırılacak kesimler olarak görüldü.
Bir yandan yurdun her yeri şehir hastaneleriyle doldurulurken, kamu hastaneleri işlevsizleştirildi; şehir hastaneleri sağaltıma ulaşılamayan, toplu malzeme alımları, kullanımları, operasyonları kuşkulu yerler durumuna getirildi. Eczacılar ilaç uzmanıyken muhasebeci yapıldılar. Koşullar bir anda pıtrak gibi özel hastaneleri doğurdu. Performans denen garabet gereksiz operasyonlarla devletten para alma rezilliğini kışkırttı. Artık ne kamu ne özel hastane sağaltıyor. Gün ışığı görememiş bebeler para için öldürüldüler.
Hekimliğin saygınlığını beş paralık ettiler. Başta aile hekimleri olmak üzere hekimler, sağlıkçılar baskı altındalar. Daha birkaç gün önce ağrı kesici, mide koruyucu, antibiyotik yazmaları sınırlandırıldı. Bir yanda derya deniz, bizi damlalarla uğraştırıyorlar.
Hatay’da depremin acısını silmek yönünde hiç mi bir iş yapılmaz? Onca olumsuz uygulamadan sonra sıra Bakanlığın çimento tesisine, zeytin bölgesine zarar vermesine karşın onay vermesine gelmiş. Hâlâ konteynerlerde yaşam. Bu yaşam sağlıklı mı dersiniz? Binlerce insan sakat, engelli kaldı. Devlet, daha doğrusu hükümet ne tür destek sağlıyor?
Ayrıca bir konuyu daha merak ediyoruz: akp Hatay Belediyesi Başkanlığını kazansın ki depremzedeye hizmet gelsin, diyerek akp’nin kazanmasını sağlayanlar, rahat mısınız? Yeter ki evleri yapsın, zeytinlikleri keserse kessin, yerlere çökerse çöksün diyenler. İyi misiniz?