Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Serdal Kanuncu

SAĞLIKLI BİR YAŞAM PAHALI – YOKSUL BİR YAŞAM HASTALIKLI MI?

✍🏽 Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)‘nün tanımına göre sağlık; biyolojik, psikolojik ve sosyal anlamda tam iyilik halini ifade eder. Ancak günümüzde sağlıklı bir yaşam sürdürmek giderek pahalı hale geliyor. Sağlığın üç temel parametresinden biri olan biyolojik sağlık, güvenilir beslenmeyle doğrudan bağlantılıdır. Peki, temiz suya ve organik şekilde üretilmiş sağlıklı ekmeğe ulaşmak gerçekten bu kadar kolay mı?

En temel ihtiyaçlarımız olan ekmek ve su konusunda bile zaman zaman kararsız kalabiliyoruz. Genetiği değiştirilmiş organizmalarla üretilen tarım ürünleri, pestisitler, paketlenmiş gıdalardaki katkı maddeleri, trans yağlar ve kaynağını bilmediğimiz kanserojen maddeler biyolojik bedenimize zarar verebiliyor. Tüm bunlardan korunarak sağlıklı gıdalarla beslenmek ise artık oldukça pahalı. Çünkü suyu satın alır, ekmeği seçer hale geldik.

✍🏽 Sağlığın ikinci belirleyicisi olan ruhsal iyilik hali, çevresel ve bedensel stres faktörleriyle doğrudan ilişkilidir. Evde, işte ve sosyal yaşamda psikososyal stres faktörleri giderek artıyor. Bu faktörlerden arınmadan tam bir ruhsal iyilik halinden bahsetmek mümkün değil. İnsanlar stresle baş edebilmek için sosyal aktivitelere yönelmek ya da belirli mekânları tercih etmek zorunda kalıyor. Daha sağlıklı olabilmek için spor merkezlerini veya yürüyüş yapacakları parkları değiştirenler, stres faktörlerinden kaçınmak için daha izole bir yaşamı seçmek zorunda kalanlar hiç de az değil.

Ayrıca teknoloji çağında olmamız, ekran bağımlılığı gibi yeni stres faktörlerini beraberinde getiriyor. Uyku kalitesini bozan bu bağımlılık, ruh sağlığını doğrudan etkileyen en önemli unsurlardan biri haline gelmiş durumda. Tüm bunların yanı sıra, ekonomik koşulların kişinin ruh sağlığı üzerindeki etkisi de göz ardı edilemez bir gerçek.

✍🏽 Sağlıklı bir yaşamın üçüncü unsuru ise sosyal iyilik halidir. Bunun sağlanabilmesi için bireyin sağlıklı ve verimli bir sosyal çevreye sahip olması gerekir. Ancak günümüz dünyasında sosyal çevre oluşturabilmek bile maddi bir mücadele gerektiriyor. 2025 Türkiye’sinde ekonominin etkisini hissettirmediği bir alan neredeyse kalmadı. Dolayısıyla, DSÖ’nün tanımladığı biyopsikososyal tam iyilik hali için ekonomik istikrar şart.

Modern yaşamın kaotik yapısı ve hızla değişen dünya düzeni de sağlığı etkileyen diğer önemli faktörler arasında. Geçmiş yüzyıllarda insanlar daha sade ve yalnız bir yaşam sürerken, bugün zamanla yarışan ve yoğun tempoya ayak uydurmaya çalışan toplulukların parçasıyız. Bu keşmekeş, beraberinde pek çok hastalığı da getiriyor ve daha fazlasını da getirecek gibi görünüyor. Bu nedenle insanlar yeniden özlerine dönme arayışına girerek, “less is more” (az, çoktur) akımına yöneliyor.

Daha sade bir yaşam tarzı, daha kaliteli bir sağlığı beraberinde getirebilir. Ancak asıl özlenen; insanca yaşamak, özgürce gezebilmek, sağlıklı beslenebilmek ve çağdaş dünyanın sunduğu imkânlardan adil şekilde faydalanabilmek. Hem insanca yaşayıp hem de “daha azla yetinebilenlere” ne mutlu…

Dengesiz zamanlarda dengede kalabilene, aşk olsun…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER