Toplu sözleşmede Kamu Sen temsilcisinin bulunmasına tepkiyi yorumladı:
Memur hakkı pazarlanırken tanık istemiyorlar!
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Sağlık-Sen İl Başkanı Hayrettin Şahin, yetkili Konfederasyon’un Genel Başkanı’nın, toplu sözleşme görüşmelerine diğer konfederasyon temsilcilerinin katılmaması gerektiğine dair yaptığı açıklamaları değerlendirirken, “Memur hakları pazarlanırken görgü tanığı istemiyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Kamu Sen İl Temsilcisi Hayri Şahin’in bu konudaki açıklamaları şöyle:
“Malum konfederasyon, Memur-Sen, elbette kirli pazarlıklarını kapalı kapılar ardında yapmak isteyecek, elbette kamu görevlilerinin hakları pazarlanırken yanlarında kimsenin bulunmasına tahammül edemeyeceklerdir. Burada, Türkiye Kamu-Sen’den duyulan rahatsızlık, her toplu sözleşme fiyaskosunun ardından, Konfederasyonumuzun bunların ipliğini pazara çıkarması ve kirli imzalarını deşifre etmesindendir. Yetkili olsak da olmasak da; kamu görevlilerimize, üyelerimize ve ilkelerimize olan bağlılığımızdan asla vazgeçmeyeceğimizin, kamu görevlilerinin ve emeklilerin haklarını şahsi ve politik menfaatleri uğruna bir yerlere peşkeş çekmeye kalkanların bundan önce olduğu gibi bundan sonra da karşılarında bizi bulacaklarının bilinmesini istiyoruz.
Hal böyle iken, malum Sendika Başkanı Ali Yalçın ne olmaktadır da, Türkiye Kamu-Sen’in masadaki varlığından rahatsızlık duymaktadır? Mevcut kanun, davulu da tokmağı da zaten yetkili konfederasyonun eline vermiştir.
Her fırsatta millet iradesinden bahseden bu konfederasyonun, Türkiye Kamu-Sen’in 400 bin üyesi ve diğer sendika ve konfederasyonlara üye olanlar ile sendika üyesi olmayan yaklaşık 1 milyon 600 bin dolayındaki kamu görevlisinin ve 2 milyon memur emeklisinin iradesini hiçe sayarak alınacak bütün kararlara ipotek koymak istemesi ne yaman bir çelişkidir! Halbuki Fransa örneğinde olduğu gibi, birçok ülkede ‘yetki’ üye sayısıyla değil, her toplu sözleşme döneminde yapılan ve her çalışanın özgür iradesinin yansıtıldığı referandumla belirlenmektedir.
Yaklaşık 5 milyon kişi, aileleriyle birlikte 20 milyon vatandaşımızın ekonomik kaderinin belirlendiği toplu sözleşme görüşmelerinde; sahip olduğu 1 milyon üye ile kendisine üye olmayan, sendikal anlayışına onay vermeyen 4 milyon çalışan ve emekliyi hiçe sayarak tek başına söz sahibi olmak isteyen, hiçbir denetim ve itiraz hakkı bulunmayan konfederasyonlara dahi tahammülü olmayan bir anlayışın, ne kamu görevlilerine ne de ülkemiz demokrasisine sağlayacağı hiçbir katkı yoktur.
Biz ise, 2 yılda bir yapılan bu hayati toplantıda her kamu görevlisinin irade ve talebinin karşılık bulacağı, geniş temsile dayalı, denetim ve itiraz mekanizmalarının geliştirildiği adil bir toplu sözleşme talebimizi yineliyoruz.” -Yusuf Cemil Karaçay-