Sahipsizliği ve yalnızlığı

Antakya’yı hatırlattı… Yayladağı’nın Turfanda Köyü, sınıra yakın noktalardan biri… O nedenle, güvenlik sebepleriyle yolda kimlik kontrolü yapan güvenlik birimlerine rast gelmek şaşırtmıyor. Durum, minibüs şoförlerinin de ifade ettiği gibi, ‘kimliksiz Suriyeliler konusunda uyarıldık, ki bazen tanımadıklarımız olunca biz bile kimlik soruyoruz’ şeklinde! Göze çarpan bu detayın uzağında, hafta sonu durağımız olan Turfanda Köyü’ne gidenleri, çiçeklerini […]

Antakya’yı hatırlattı…

Yayladağı’nın Turfanda Köyü, sınıra yakın noktalardan biri… O nedenle, güvenlik sebepleriyle yolda kimlik kontrolü yapan güvenlik birimlerine rast gelmek şaşırtmıyor. Durum, minibüs şoförlerinin de ifade ettiği gibi, ‘kimliksiz Suriyeliler konusunda uyarıldık, ki bazen tanımadıklarımız olunca biz bile kimlik soruyoruz’ şeklinde!
Göze çarpan bu detayın uzağında, hafta sonu durağımız olan Turfanda Köyü’ne gidenleri, çiçeklerini açmış badem ağaçlarının keyif veren görüntüleri karşılıyor. Yemyeşil tarlaların ardından ulaştığınız Köy mü? Ne yazık ki bir noktada Antakya hikayesini fısıldıyor.
Anlatılana göre, zamanında sayıları çok olan eski evler, teker teker terk edilmişler! Yerlerini alanlar ise ‘beton’ yapılar olmuş. Fotoğrafladığımız bu ev onlardan biri. Ön cephesi ile dikkat çekiyor. Ama o da terk edilenlerden biri ve etrafında ona benzeyen ev ne yazık ki kalmamış! Olanlar mı? Beton olanlar!
-Tamer Yazar-

Exit mobile version