Suriye’de yıllardır süren savaş ve kaos ortamında Alevilere yönelik sistematik katliamlar, kadınlara yönelik cinsel şiddet ve kaçırılmalar artarak devam ediyor. Bu insanlık dışı vahşete karşı seslerini yükseltmek isteyen 140 kadın derneği, 24 Nisan’da Hatay’ın Samandağ ilçesinde geniş katılımlı bir miting düzenleyecek.
Kadim halklara yönelik sistematik yok oluş planı
Suriye’de Ezidilerden Süryanilere, Nusayrilerden Ermenilere kadar birçok kadim halk ve inanç sistematik biçimde hedef alınıyor. Aleviler özellikle Selefi-cihatçı grupların saldırılarıyla karşı karşıya. Kadınlar ise bu saldırıların en ağır yükünü taşıyor: Kaçırılıyor, tecavüze uğruyor, öldürülüyor. Bu zulmün en çarpıcı örneklerinden biri, geçtiğimiz aylarda akademisyen Raşha El Ali’nin elleri kesilmiş şekilde bir ağaca asılmış halde bulunmasıydı.
“Bu sessizliği tanıyoruz”
Kadın dernekleri yaptıkları ortak açıklamada, “Bu suskunluğu tanıyoruz” diyerek Türkiye yakın tarihindeki Alevi katliamlarını da hatırlattı: “Maraş’ta, Sivas’ta, Dersim’de nasıl sessiz kalındıysa, bugün de Suriye’de aynı sessizlik sürüyor. Halepçe’den Şengal’e, Roboski’den bugüne kadar bu coğrafyada işlenen tüm kıyımların tanıklarıyız.”
Açıklamada, emperyalist ülkelerin Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme planlarına ve erkek egemen militarist sistemin kadın bedenini savaşın silahı olarak kullanmasına da sert bir dille tepki gösterildi.
Alevi kimliğine ve kadın özgürlüğüne saldırı
HTŞ gibi cihatçı grupların, Aleviliğe ve Alevi kadınlara yönelik sistematik bir yok etme politikası izlediği belirtilirken, Suriye’de kurulmak istenen geleceğin kadın özgürlükçü, eşitlikçi Alevi inancı ile bilinçli kadınlara yer bırakmadığına dikkat çekildi. Kadınlar, “Bu ideolojiler bizi tehdit olarak görüyor, çünkü özgürlük istiyoruz” diyerek tepki gösterdi.
24 Nisan’da Samandağ’da dayanışma çağrısı
Birleşen kadın dernekleri, 24 Nisan’da Samandağ’da düzenleyecekleri miting için tüm kadınlara, hak savunucularına ve demokratik mücadele veren kesimlere çağrıda bulundu:
“Katledilen canların, kaçırılan kadınların, susturulan çığlıkların sesi olmak için oradayız. Bu ateş yarın hepimizin evine düşebilir. Bugün susarsak, yarın konuşacak kimse kalmayabilir.”
“öfkemiz, üzüntümüzden büyük”
Açıklamanın sonunda kadınlar şu sözlerle seslendi:
“Dersim’in küllerinden, Maraş’ın acısından, Sivas’ın dumanından geçerek geldik. Hakk’tan, adaletten, mazlumdan yana saf tutmaktan vazgeçmeyeceğiz. Biz kadınlar, dayanışmayla özgürlüğü kuracağız. Geleceği, barışı, eşitliği birlikte inşa edeceğiz.”