Samandağlı Kadınlar İlgili

“Kadına Şiddet” Paneli Samandağ’da “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele” konulu panele ilçe sakini kadınlar büyük ilgi gösterdi. Çarşamba günü öğleden sonra verilen seminere çok sayıda kadın katıldı. Salondaki katılımcılar arasında; Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, Samandağ Emniyet Müdürü Mustafa Ateş, Samandağ SGK Müdürü Gülay Ateş yanı sıra, Belediye Meclis üyeleri ve kadın ağırlıklı kalabalık bir grup […]

“Kadına Şiddet” Paneli

Samandağ’da “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele” konulu panele ilçe sakini kadınlar büyük ilgi gösterdi. Çarşamba günü öğleden sonra verilen seminere çok sayıda kadın katıldı. Salondaki katılımcılar arasında; Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, Samandağ Emniyet Müdürü Mustafa Ateş, Samandağ SGK Müdürü Gülay Ateş yanı sıra, Belediye Meclis üyeleri ve kadın ağırlıklı kalabalık bir grup yer aldı. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ve Samandağ Belediyesi Kadın Danışma Merkezi işbirliğiyle düzenlenen ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele’ ile ilgili panel, Belediye eski nikah salonunda saat 14.00’te gerçekleşti.
Panelin moderatörlüğünü üstlenen Samandağ Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Hülya Nehir’in şu sunumu oldukça ilgi çekti:
“Cemaatten bir kişi, din adamına, ‘Barış içi bu kadar dua edip uğraştığınız halde neden bu kadar savaşlar oluyor?’ diye sormuş. Din adamının yanıtı ise şöyle olmuş: ‘Barış için bu kadar uğraşmamıza rağmen bu kadar savaş oluyor, bir de barış için bu kadar uğraşmasaydık daha neler olacağını düşünsene!’ demiş.
Biz de bu anekdotu kadın mücadelesine uyarlayacak olursak… Kadın mücadelesi, Türkiye’de 80’li yıllarda yol almaya başlıyor, o günden bu güne de bu mücadele artarak devam ediyor. Bu süreç içerisinde, BM’nin Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiyesi Sözleşmesi (CEDAW), Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi), 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve benzeri kanunlar çıkarıldı. Ama bütün bu kanunlar, kadınlara karşı şiddet ve ayrımcılık söz konusu olduğunda; Kültür, örf, adet, gelenek ve sözde namusa kurban edildi.
Çocuğun, kadın veya erkek olarak yetiştirilmesi sürecinde iki cins arasında çok önemli farklılıklar bulunmakta. Bu süreç, erkekler için ödüller, teşvikler, özendirmeler, keyifli ayrıcalıklar sunularak gerçekleşirken, kadınlar için baskı, tehdit, aşağılama, değersizleştirme, psikolojik şiddet ve bazen de fiziksel şiddet altında gerçekleşiyor. Ve biliyoruz ki, sistemin bu cinsiyetçi bombardımanı karşısında, kız yada erkek, tüm çocuklar yapayalnızlar. Jacgues Verges’in dediği gibi, ‘Her suç, topluma sorulmuş bir sorudur aslında’… Son 15 yılda Türkiye’de kadına yönelik şiddet artarak devam ediyor.
Samandağ da Türkiye’nin bir parçası. Samandağ İlçe Emniyeti bu konuya dikkat çekmiş ve Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ile yazışarak bu konuda çalışmanın önemine işaret etmiş. Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün talepleri doğrultusunda bizler de bu paneli burada ortaklaşa düzenliyoruz.”
GÜVEN:
4 kadından
1’i şiddet görüyor…
Panelist Sosyal Çalışmacı Esin Güven, sunumunda özetle şu bilgileri verdi:
“Şiddet, ‘Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı… ‘Kadına yönelik şiddet, kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan hakları ihlaline yol açan ve kanunda şiddet olarak tanımlanan her türlü tutum ve davranışı ifade eder. Aile içi şiddet… Bir kişinin eşine, çocuklarına, anne babasına, kardeşlerine ve/veya yakın akrabalarına yönelik uyguladığı her türlü saldırgan davranıştır.
Türkiye’de ‘Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması’na göre, her 10 kadından 4’ü fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Her 4 kadından 1’i yaşadığı şiddet sonucunda yaralanmıştır. Kadınların yüzde 15’i cinsel şiddete maruz kalıyor. Her 10 kadından 1’i gebeliği sırasında fiziksel şiddete maruz kalmıştır. Şiddet türleri; Fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet, ekonomik şiddet…”
GÜLER: ŞÖNİM en büyük destek…
Sosyal Çalışmacı Panelist Alev Güler ise kadınları, şiddet durumunda, kısa adı ŞÖNİM olan Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un koruyacağının altını çizdi.
Panelist Güler, sunumunu ve ŞÖNİM’in işleyişini şöyle sürdürdü:
“6284 Sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Yönelik Şiddete Dair Kanunu konusunda, ‘6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun Uygulanması Hakkında Yönetmelik, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi ile şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali olan kişiler hakkında, şiddetin önlenmesine yönelik tedbirler ile bu tedbirlerin alınması ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasları kapsar.
Kişinin, şiddete uğraması veya şiddete uğrama tehlikesi altında bulunması halinde, herkes durumu yazılı, sözlü veya başka bir suretle ilgili makam ve mercilere ihbar edebilir. Şiddet veya şiddete uğrama tehlikesinden haberdar olan kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ise durumu derhal, şikâyet mercilerine bildirmek zorundadır. Müdürlük veya ŞÖNİM’e yapılan şikâyet ve ihbarlar, olayın özelliğine göre kolluğa, mülki amire, Cumhuriyet Başsavcılığı’na veya hakime gecikmeksizin bildirilir. Bu bildirim, tedbir kararı talep etme biçiminde de olabilir.
Cumhuriyet Başsavcılığı, yapılan ihbar ve şikâyet üzerine evrakı ivedilikle olayın niteliğine göre uygulanabilecek olan koruyucu veya önleyici tedbir hakkında karar verilmek üzere hâkime veya mülki amire gönderir. Olayda suç unsuru varsa genel hükümler çerçevesinde işlem yapar.
Şüphesiz, kadına yönelik şiddetle mücadelede köklü ve gerçekçi bir çözüm için kolluk, adalet, sağlık, sosyal hizmet, çalışma gibi birçok sektörün; devlet, sivil toplum, medya ve özel sektör gibi pek çok tarafın bütüncül yaklaşım temelinde, uzun soluklu ve kararlı mücadelesine ihtiyaç vardır. ŞÖNİM’ler de bu konuda yürüteceği çalışmalardaki gayret ve özverisiyle en önemli ayak olacaktır.”
Panelistlerden Uzman Psikolog Feride Altay da konuyla ilgili sunumda bulunurken, İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Ateş de polis olarak konuyla ilgili görüşlerini, halktan isteklerini, ilçede kadına şiddetle ilgili vakalarla ilgili bilgi verdi. -Selvi Günay-

Exit mobile version