Antakyalı Performans sanatçısı Emrah Gökdemir; “Sıfır Noktasında Sanat” adlı projenin davetlisi olarak Antakya’ya geldi. Antakya’da “Palimpsest Hatıralar” adlı bir atölye çalışması yapan sanatçı Emrah Gökdemir doğup büyüdüğü Antakya sokaklarında bir grup sanatseverle birlikte hatıraları canlandırdı.
Organizasyon genel koordinatörü Melisa Kurtuluş, sanatçı ve atölye hakkında şu bilgileri verdi: “Emrah Gökdemir; Antakya doğumlu görsel ve performans sanatçısı & görsel araştırmacı. Hayatının 36 yılını bu şehirde geçiren sanatçı Antakya da farklı dönemlerde faaliyet gösteren A77 sanat Kolektifi, AGUSAD derneği ve Antakya Performatif Kolektifin kurucu üyeleri arasında yer alır. Çalışmalarının büyük bir kısmını Antakya şehrinden aldığı ilhamla şekillendiren sanatçı yıllar boyunca Antakya’yı yürüyerek deneyimlemiş ve gündelik hayatı fotoğraflamıştır. Buna paralel olarak çekimleri 2018- 2024 yılları arasında gerçekleşen “Kuşlar Ne Der?” belgesel filminin yönetmenidir. Yurtiçinde ve Yurtdışında birçok sergiye katılmış ve performanslar gerçekleştirmiştir. 2020 yılından beri Leipzig’ te yaşayan ve üreten sanatçı 2021 yılından bu yana ‘stre!fen performans sanat festivalinin küratörleri arasında yer almaktadır.”
Sanatçı Emrah Gökdemir yaptığı atölye çalışması hakkında şu ifadeleri kullandı: “ Nasıldı o hikaye? Belkıs pansiyondan başlasak yürümeye, ileriden önce sağa sonra sola sapınca karşımızda Avlu restoran. Sola sapsak reçelci teyzenin evinin az ilerisinde biberler yine kurutulmak için yere serilmiş fakat, sağdan düz ilerlersek, kıvrılan sokaklar bizi içine alacak ve renkler, kokular, sesler ve duvar yazıları gideceğimiz yere kadar bize eşlik edeceklerdi.
Bu çalışma depremle beraber neredeyse tamamı yıkılan fakat öncesinde Antakya’nın en işlek ve zaman geçirilen bölgesi olan Saray Caddesine ve Eski Antakya’ da bir mahalleye odaklanıyor. Bir alanı-bölgeyi etrafındaki öğelerle (binalar, ağaçlar, renkler, insanlar, kokular) bir bütün olarak kodlayan hafıza bunların yokluğunda ne yapar? Referans noktaları dediğimiz bu detaylardan geriye yer, yön ve aidiyet duygusunu tetikleyen ne kalır? Aynı dokunun bir daha inşa edilmesinin imkansız olduğu bu bölge, eski sakinleri ve kullanıcıları tarafından depremden 1 buçuk yıl sonra duygular ve bedenin hafızası üzerinden deneysel, çok katmanlı ve katılımcılarla şekillenecek bir harita tekniği ile yeniden şekil bulacak.” – Meriç Demiray-