“Gece bir geyik bahçesidir bazan
ürkek, korkulu, nefes nefese,
çünki hep birileri gelecektir
hep birilerine gidilecektir
düşlerin ve şarapların üstüne…” Ahmet OKTAY
Eugenio Borgna, Ruhun Yalnızlığı adlı eserinde Bauman’dan alıntılayarak , “En nihayetinde her birimizin mutluluk arayışında yüzleştiği seçim, temel seçim budur. Bu, ona istikrarlı bir şekilde sadık kalmak ve onu günbegün yeniden ortaya koymak için, gündelik olarak yapılması gereken bir seçimdir.” der.
Seçim sürecine hızlı girdiğimiz bu günlerde ittifaklar, yüzbin imza şartı konuşulurken, Trump’ın İran’la yapılmış olan nükleer anlaşmanın iptal edildiğini açıklaması ve örtülü savaş imalarıyla bir kez daha irkildik.
Kan, göç ve gözyaşına doymayanların Ortadoğu gündemleri eksik olmuyor… Bunca acı ve karışıklıktan tatmin olmayan sistemlere, yeni yeni sıkıntılar vaat eden bir gerginlik hali… .
İnanç, mezhep ve bireyin doğal yaşamını ilgilendiren meseleler, bir sürü karmaşık söylemle kulağımızı yeniden tırmalayacak ne yazık ki…
“Algı dünyanız her zaman gerçek dünyanın gerisinde kalır. Bir başka deyişle dünyaya ilişkin algınız, gerçek anlamda canlı olmayan bir canlı yayın gibidir…” diye sesleniyor David Eagleman
Kulağımızı tırmalayan bir tanımlama… Bizi uykudan uyandırmak isteyen. Dürten, çimdikleyen, sinek vızıltısı gibi her daim zihnimizde dolanan bir tanımlama. Gün gelecek üniversitelerde tez diye okutulacak sosyolojik bir travmayla karşı karşıya olabiliriz çünkü.
Ama biz yine de ülkemizin seçimine dönelim…
İnsanoğlunun yeryüzünde ilk kez medeniyet kurduğu verimli toprakların ülkesine… Umudumuzu hiçbir vakit yitirmediğimiz ülkeye, Anadolu’ya…
Seçim vakti…
Kadınların ve erkeklerin yönetimde tüm ağırlığını ortaya koyduğu, sosyal hayatın içinde kadın ve erkeğin dayanıştığı, omuz omuza eşit şartlarda yaşadığı bir seçim vaktini düşleyelim…
İnsan odaklı kaynak tek beklentimiz olmalı.
Sömürüsüz iş, hakça gelir dağılımı, insanca bölüşüm…
Emekliye, işçiye, öğrenciye…
Yeter mi? Yetmez…
Kardeşçe, ortakça bir yaşam… Tüm farklılıklarımıza rağmen ortakça bir gelecek
Çevre duyarlılığı ve özellikle nükleer sorunlarla ilgili sağlıklı politikalar
Eğitim sorunları
Çocuk gelinler…
Çocuk işçiler…
Eşcinsel haklarıyla ilgili politikalar
İnançlar ve azınlıklar
“Oysa istemek insanın en büyük yeteneklerinden biridir…” diyor John Steinbeck
Çünkü inançları ve ideolojileri farklı olsa da, insanlığın derdi aynı. İşsizliği, asgari ücreti, sofrasındaki eksilme, çocuğunda ki burukluk aynı…
Bu ülkede yaşayan farklı inançtan insanların, dostluğu da, çatışkıları da, komşuluğu da aynı…
Bakışları, hüznü, sevinci, düğünü, cenazesi, kısacası gelenekleri aynı…
Somada ölen işçinin annesiyle
Ermenek’te ölen işçinin eşi aynı
Şiddete maruz kalan kadınlarla
Çocuk gelinlerin çığlığı aynı
Mesele hüznüyle ağladığımız, sevinciyle neşelendiğimiz bu ortaklığı buluşturan söylemleri seçmekte…
Bireyin özgür sesiyle
Özgür ve bilinçli tercihiyle
Güneşli bir Haziran ışığına uzanmakta…