Seçim tarihi yaklaştıkça, seçim güvenliği konusu da gündemdeki yerini daha çok almaya başladı.
Bilindiği gibi iktidar kanadı, mevcut sistemin aynen devam etmesi için çaba harcıyor.
Muhalefet kanadı ise, mevcut sistem yerine güçlendirilmiş parlamenter rejimin yaşama geçirilmesini istiyor.
En geç 2023 Haziran ayı içerisinde yapılması gereken seçimlerde, seçmen bu iki yoldan birini tercih etmek suretiyle oyunu belirleyecek ve ülkenin geleceği de bu doğrultuda şekillenecektir.
Ancak bunun içinde seçimin güvenli bir ortam içerisinde geçmesi ve seçim sonuçlarının hiçbir şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde sonuçlandığının kamuoyu tarafından da kabul edilmesi gerekir.
İşte bu doğrultuda, gerek iktidar, gerekse muhalefet kanadının gereken tedbirleri alması ve uygulamaya koyması zorunluluğu da ortaya çıkıyor.
Sandığa atılan oylar ile sandıktan çıkan oyların birbirinin aynı olması, yani hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde sayımın yapılabilmesi için sandık güvenliğinin sağlanması büyük bir önem taşımaktadır.
Eğer sandık güvenliği sağlanır ve siyasi partilere sandıktan çıkan oyları belirleyen tutanaklar acil bir şekilde ulaştırılmak suretiyle gereken yapılır ise, kimsenin seçim sonuçlarından endişe duymasına mahal kalmaz.
Birçok kez yazdığımız ve hatırlatma gereğini duyduğumuz üzere İstanbul seçimleri bunun en büyük kanıtıdır.
Seçimin güvenle yapılabilmesi için, sandıkta bulunanların görev bilinci ile hareket etmeleri ve o anlayış doğrultusunda oyların kullanılması yoluna gidilmesini sağlamaları gerekir.
Yine bir hususu da hatırlatmakta yarar görüyoruz:
Eğer iktidar ile muhalefet kanadı arasındaki oy oranı artar ve muhalefetin oyları büyük fark gösterecek şekilde seçmen oyunu kullanırsa, bu takdirde yapılabileceği var sayılan her türlü hareketin sonuçsuz kalması mümkün olacaktır.
Bu nedenle de iktidar ile muhalefet arasındaki oy oranının açılması ve böylece hiçbir şüpheye yer vermeyecek bir sonucun ortaya çıkması sağlanacaktır.
Kamuoyu yoklamaları, muhalefet kanadının oylarının giderek arttığını, buna karşılık iktidar kanadının oylarında ise bir düşüş yaşandığını gösteriyor.
Bu durumda iktidar kanadı büyük bir çaba içerisine girme zorunluluğunu hissediyor.
İktidar kanadından yapılan açıklamalar bunun açık bir göstergesidir.
Uzun yıllardır yapılmayanları yapacağını vaat etmek,
Uzun yıllardır red edilenleri, bugün olumlu karşılamak suretiyle yaşama geçirmeye kalkışmak,
Uzun yıllar red edilen geçmişe sığınmak suretiyle ondan medet bulmaya çalışmak,
Uzun yıllar Cumhuriyetin kazanımlarını elden çıkardıktan sonra yeniden kazanmaya çalışmak,
İşte bunlar iktidar kanadının içinde bulunduğu tedirginliği, telaşı ve seçimi kazanabilmek için neler yapabileceğini gösteren birer işarettir.
Eğer aradaki makas açılırsa,
Eğer sandıkların tamamına hakim olunursa,
Eğer sandığa atılan oylarla sandıktan çıkan oyların, hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde sayımı ve dökümü sağlanırsa,
Eğer sandık birleştirme tutanakları siyasi partilere eksiksiz olarak ulaştırılırsa,
Hiçbir endişeye mahal kalmadan seçimler yapılır ve sandıktan çıkan sonuca göre de ülkenin geleceğinin şekillenmesi mümkün olur.
Bu nedenle, gerek iktidar, gerekse muhalefet kanadının kendine düşeni yapması ve seçim güvenliğinin sağlanabilmesi için kamuoyunu tatmin edecek bir tutum ve davranış içerisinde bulunması zorunluluğunun ayırdına varması gerekir.
Diliyoruz ki; herkes bu anlayış içerisinde hareket eder ve sonuçta kazanan demokrasimiz ve ülkemiz olsun…
nabiinal@hotmail.com