8 Mart 1857, o gün 129 kadın ölmüş idi.
Polis işçilere saldırdı. İşçiler fabrikaya kilitlenmiş ve çıkan yangında 129 kadın işçi can vermiş idi.
İşte bu gün, emekçi kadınlar günü olarak yıllarca kutlanmıştır.
8 Mart dünya kadınlar günü 1977 yılında resmen kutlanmaya başlandı.
Ve ger yıl daha yaygınlaşarak bugünlere gelindi.
Bu kısa bir tarihçedir. Bunu yaygınlaştırmak elbette ki mümkündür. Ama biz kısa bir tarihçe
yapmakla yetiniyoruz.
Dünya kadınlar günü her yıl daha geniş bir şekilde kutlanmaya başlanmıştır.
Bu kutlamalar, daha doğrusu muhasebeler, giderek genişlerken, sorgulama da yapılır olmuştur.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanırken, kadına karşı şiddet hareketleri de artmaya
başlamıştır.
Kadına şiddet olayları artarken bunun nedenleri üzerinde uzunuzun düşünmek ve durmak
gerektiğini de gözden uzak tutmamak gerekir.
Her yıl, yüzlerce kadın öldürülüyor.
Kocası, sevgilisi, bir yakını tarafından öldürülen bu kadınların hesabını kim soracak?
Kim, neden öldürüldüler diyecek?
İşte Mart’ta bu soruları sormak ve yanıtlarını da almak gerektiğini unutmamalıyız.
Unutmamalıyız ki; kadına yönelik şiddet hareketleri son bulsun.
Eğer tamamen son bulmuyorsa hiç olmazsa önce azalsın sonra da tamamen son bulsun.
8 Mart’ta bunun da sorgulamasını yapmalıyız.
8 Mart bir bayram değildir.
8 Mart bir sorgulama gündür.
8 Mart, kadınların seslerini duyurduğu gündür.
8 Mart, bir hesaplaşma ve özeleştiri günüdür.
Bu nedenle 8 Mart’ta, neden kadına şiddet hareketleri görüldüğünün sorgulanacağı bir gün olarak
kabul edilmeli ve buna göre bir yol çizilmelidir.
Kadının özgürlüğüne dokunmamak gerekir.
Kadın da erkek gibi hürdür.
Serbestçe dolaşmak, haraket etmek hak ve yetkisine sahip olmalıdır.
Kadına bu hak tanınmıyorsa mücadele edilmeli ve o hak kazanılmalıdır.
Eğer kadınlar, erkeklerle eşit olduklarını kabul ettiremezlerse, bu dengesizlik devam edip gider.
Eğer kadınlar haklarını elde edemezlerse, bu mücadele bitmez.
Bu nedenle kadın – erkek eşitliği ve aynı haklara sahip oldukları gerçeği, tartışmasız bir biçimde
kabul görmeli ve bu yolda sağlam adımlar atılmalıdır.
Her sene, bir çok kadın öldürülüyor.
Neden?
Bunun kökeninde eğitimsizlik var.
Bunun kökeninde kadın – erkek eşitliğini kabullenememek var.
Bunun kökeninde, kadının eve mahkum edilmesi gerektiği yolundaki yanlış düşünce var.
İşte 8 Mart’ta bunları da sorgulamak gerekir.
Eğer sorgulayamazsak bu cinayetler devam eder.
Eğer sorgulayamazsak kadın – erkek eşitliği sağlanamaz.
Tüm bunları göz önünde bulundurarak 8 Mart’ta gereken adımlar atılmalı, mücadele edilmeli,
haklar aranmalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle nice 8 Mart’lara diyoruz.