Peki, şartlarını ne yapıyoruz?
Türkiye ayakkabı ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan eldeki hikâyenin kahramanları, el emeğinin bu zor şartlara sahip mesleğinde şartların da imkanların da iyileştirilmesini istiyor.
Hatay’da ayakkabıcılık sektörüne yönelik açılan ‘Sayacı Elemanı Yetiştirme Mesleki Eğitimi Kursu’nu tamamlayan kursiyerlere geçtiğimiz günlerde düzenlenen bir törenle sertifikaları verildi. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı işbirliğinde, Japonya Hükumeti finansmanı ile yürütülmekte olan, “Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Sosyal İstikrarın Güçlendirilmesi” Projesi kapmasında düzenlenen kursta başarılı olan 39 kursiyer sertifikalarını alırken, paylaşılan fotoğraflar ve o fotoğraflara ekli umutlar, Antakya’nın ‘marka’ üretim noktalarından birinin perde arkasını merak ettirdi. Özellikle de çalışma şartlarını ve o şartların kalabalığında birikenlerin taleplerini!
-İŞİN İÇİNDEKİLER!-
Şartların yorgunluğunu ve zorluğunu yaşayan sektörün emekçilerinin buna dair ifadeleri dün de bugün de çok fazla değişmiyor… “Bizim işimizi her adam kaldıramaz. Bu iş el işi. Yorucu bir iş. Pres ve ısıtıcı hariç, makineyle hiç işimiz olmuyor. Sabah erken başlarsınız, iş bitene kadar burada kalırsınız. Ama alışıyorsunuz…”
1986 senesinden bu yana ayakkabı imalatında çalıştığını söyleyen bir diğeri söylesin mi?
“Eniştemin teşviki ile başladım ve o günden bugüne devam etti. Eskinden çok çocuk çalışırdı bu işte. Aileler de gönderirdi işi öğrensinler diye. Ama okul zorunluluğunun ardından çocuk sayısı azaldı. İş de kolay değil tabi. Sabahın 7 ya da 7 buçuğunda başlıyoruz çalışmaya, akşam 5’e kadar üretime devam ediyoruz. El emeği ve haliyle de zor. Ama bunca yorgunluğun ardından o ayakkabı ayağa giyilir hale geldiğinde de yaptığınız bu işten keyif aldığınızı hissediyorsunuz.”
‘Sayacı Elemanı Yetiştirme Mesleki Eğitimi Kursu’ ile mesleğin önemli bir eksikliğine dair ciddi adımlar atan kent yönetimine yönelik talep ise net! Türkiye ayakkabı ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan eldeki bu hikâyenin kahramanları, el emeğinin bu zor şartlara sahip mesleğinde şartların da imkanların da iyileştirilmesini istiyor. -Tamer Yazar-