Birileri etrafta “serseri mayın gibi” dolanıp duruyor.
Son zamanlarda bunların sayısı giderek artmaya başlamıştır.
Nerede, ne zaman, kime ve nasıl çarpacağı belli olmayan bu serseri mayınlar, yurttaşları ürkütmeye başladığından, kamuoyunda bunlar bu yetkiyi ve gücü kimden alıyor, ülkeyi nereye götürmek istiyorlar, amaçları nedir sorularının sorulmasına neden oluyorlar.
Öyle ki, bunlardan bazılarının sınırı aştığı, kendi başlarına buyruk olmaya, ahkam kesmeye, kişileri birileri adına suçlamaya veya ödüllendirmeye çalıştıkları gün gibi aşikar olmaya başladığı için, başta yetkililer olmak üzere kamuoyunda büyük bir tepkinin oluşmasına neden olmaya başladılar.
Geçtiğimiz günlerde bu tür konuşmalardan, ahkâm kesmelerden rahatsız olanlar arasında, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanının da olduğu görülmüştür.
AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı, bu gibilerin yazdıklarından, yaptıklarından, ahkâm kesmelerinden rahatsızlık duyduğu için, bunu yüksek sesle dillendirme gereğini duymuş ve “benim adıma kimse racon kesmesin…” demek zorunluluğunu hissetmiştir. Doğrudur. Bu görüşe katılmamak mümkün değildir. Gerçekten son zamanlarda etrafta serseri mayın gibi dolaşan ve kendilerini yetkili gibi gösteren, ya da yetkili bir ağzın görüşünü yansıtıyormuş izlenimi vermek suretiyle topluma korku saçmaya neden olan tutum ve davranış içerisinde bulunanlar, işi giderek daha da ileriye götürmeye başladıklarından bu uyarıda bulunulmak gereği duyulmuştur.
AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yukarda sözünü ettiğimiz cümlesinden sonra kullandığı “eğer racon kesilecekse raconu ben keserim…” anlamına gelen uyarısına ise “katılmak mümkün değildir”. Zira hukuk devletinin egemen olduğu, demokrasinin tüm kurum ve kurallarının geçerli olduğu ülkelerde, kimse kimseye racon kesemez. Bir düşünce beğenilir yada beğenilmez. O düşüncede suç teşkil eden hususlar olabilir, yada olmaz. Bunun takdiri tarafsız ve bağımsız yargı makamlarına aittir. Yargının karar vermediği bir konuda olumlu yada olumsuz yönde görüş bildirmek, bize göre doğru olmasa gerek. Bu nedenle gerek kişiler, gerekse o kişilerin savundukları görüşler hakkında hüküm kurmak, bu kişileri ve görüşleri savunmak yada yermek suretiyle yetkilileri yönlendirmek, hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmaz.
Bu nedenledir ki, kimse kimsenin adına hüküm kurmamalıdır. Bunu bir uyarı olarak kabullenip tez elden gereğinin yapılması beklenmeli ve sonucu görülmelidir.
Bu görüş dikkate alındığında, herkesin düşünce özgürlüğünü, insan haklarını, kişilerin yaşam hakkını, yargı bağımsızlığını, yargıya hiç kimsenin müdahale edememesi ve onu etkileyici tutum ve davranış içinde bulunamaması gerekliliğini özümsemesinin ve ona göre hareket etmesi gerektiğini unutmamasının zorunlu olduğu bilincine ulaşması gerekir.
Yine bu düşünce doğrultusunda, etrafta dolaşan, kime nasıl ve ne zaman çarpacağı belli olmayan serseri mayınların biran evvel temizlenmesi ve ülkenin huzurlu, güvenli, temiz bir ortama kavuştuğuna toplumun inandırılması gerekir.
Eğer bu yapılır ve toplum ülkenin birlik ve bütünlüğünü bozacak nitelikteki serseri mayınların tamamen temizlendiğine kanaat getirir ise, bilinmelidir ki ülkenin önünde bulunan birçok önemli sorun hemen çözülecek, aydınlık günlere önümüzdeki kısa sürede kavuşulacaktır.
Ülkede birlik ve bütünlüğe en çok ihtiyaç duyulan bir dönemde “kimse benim adıma racon kesmesin…” yolundaki uyarının gereğinin tez elden yapılmasını ve sonuçlarının kısa sürede meyvesini vermesini gönülden diliyoruz…
nabiinal@hotmail.com