<strong>Sesini, sazını, umudunu, hüzünlü gülüşünü…</strong>

Bırakıp Gideli Tam Yirmi İki Yıl Oldu! Balkız, “Müzik, benim için insanlara verilmek istenen mesajları müzikal dille anlatmaktır” diyen Ahmet Kaya için, “Bu ülkede, mutlulukla paylaşılmaya hazır bir hayatın olduğu umudunu taşıyan herkes de onu çok sevdi” dedi. Albümleriyle, şarkılarıyla, açıklamalarıyla, hayat duruşuyla Türkiye’de bir döneme damga vurmuş, özgün müziğin en büyük ustalarından Ahmet Kaya’nın […]

Bırakıp Gideli Tam Yirmi İki Yıl Oldu!

Balkız, “Müzik, benim için insanlara verilmek istenen mesajları müzikal dille anlatmaktır” diyen Ahmet Kaya için, “Bu ülkede, mutlulukla paylaşılmaya hazır bir hayatın olduğu umudunu taşıyan herkes de onu çok sevdi” dedi.

Albümleriyle, şarkılarıyla, açıklamalarıyla, hayat duruşuyla Türkiye’de bir döneme damga vurmuş, özgün müziğin en büyük ustalarından Ahmet Kaya’nın 22. ölüm yıldönümü. Bu konuda kısa bir not paylaşan, Hataylı Akademisyen / Hukukçu Neval Oğan Balkız, “umut” kelimesinde durdu ve şunları söyledi:

“Ahmet Kaya… Sesini, sazını, umudunu, hüzünlü gülüşünü bırakıp gideli tam yirmi iki yıl oldu! Şu cümleleri kaldı, onu anlayanlara ve ‘anlamamakta kararlı’ olanlara… ‘Ölürsem, hayatımda istediğim bir tek şey var! Asla, ‘bu ülkeyi sevmiyor’ demesinler, asla. Ben, Edirne’den Ardahan’a kadar, bu ülkeyi çok sevdim.’ Bir de ‘Ağlama Bebeğim’ deyişi! ‘Bu suskunluk, bu durgunluk, sıkıntın niye… Çok uzakta öyle bir yer var… O yerlerde mutluluk var… Paylaşılmaya hazır… Bir hayat var…’

O, bu ülkeyi çok sevdi. Bu ülkede, mutlulukla paylaşılmaya hazır bir hayatın olduğu umudunu taşıyan herkes de onu çok sevdi.  Mutluluklar olan uzaktaki o yer, hala ve giderek daha çok uzak görünse de…” -Haber/Tamer Yazar-

Exit mobile version