Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Şükran KOÇAK

Sevgi; Emektir, Fedakarlıktır!

Fedakarlık, çıkar gözetmeksizin hiçbir karşılık beklemeksizin her şeyiyle yardım etmektir.

Fedakarlık, eylem halinde bulunmaktır, sözde kalırsa hiçbir işe yaramaz. Fedakârlık eylemlerin tamamlayıcı bir parçasıdır.

Ben kelimelerin gücüne inanıyorum. Yıllar önce Selvi boylum, Al yazmalım filminden zihnime nakşetmiş “sevgi neydi? sevgi iyilikti, dostluktu, sevgi emekti…” repliği dikkatimi emek kelimesine çekmişti.

Sevgiyi geliştiren en önemli unsurların başında fedakarlık gelir.

Fedakârlık ruhunu geliştirmiş bir birey,

nefretten kaçınır, arzularını azaltır, bencilliğini yok eder. Sevgi ancak fedakârlıkla kazanılır. Bir şeyi elde etmek için başka bir şeyin feda edilmesi gerekiyorsa, edilmelidir. Tarihe yön vermiş insanların çoğunda benzeri şeyleri görmek mümkündür.

Fedakârlık, aynı zamanda sağlam bir karakterin işaretidir.

Evren sevgi üzerine inşaa edilmiştir. Bundan ötürü sevgi, herkeste mevcut olan prensiptir. Sevgisi olmayan tek bir insan hatta canlı yoktur. Önemli olan insanın sahip olduğu bu sevgisini bencilce amaçlar için kullanmamasıdır.

Gerçek sevgi, fedakarlık ruhunda yatar.

“Japonya’da yaşanmış gerçek bir olayı kahve, sevgi ve emek tadında okuyalım.

Evini yeniden dekore ettirmek isteyen Japon bunun için bir duvarı yıkar.

Japon evlerinde genellikle iki tahta duvar arasında çukur bir boşluk bulunur. Duvarı yıkarken, orada dışardan gelen bir çivinin ayağına battığı için sıkışmış bir kertenkele görür. Adam bunu gördüğünde kendini kötü hisseder ve aynı zamanda meraklanır da kertenkelenin ayağına çakılmış çiviyi görünce. Muhtemelen bu çivi 10 yıl önce, ev yapılırken çakılmıştı.

Peki nasıl olmuş da kertenkele bu pozisyonda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamayı başarmış?

Karanlık bir duvar boşluğunda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamak çok zor olmalı. Böylece adam çalışmayı bırakır ve kertenkeleyi izlemeye başlar.

Sonra nereden çıktığını farkedemediği başka bir kertenkele gelir ağzında taşıdığı yemekle…

Adamı sersemletir gördüğü manzara.

Bu nasıl bir sevgi?

Ayağı çivilenmiş kertenkele,

10 yıldır diğer kertenkele tarafından beslenmektedir…”

Sevdiklerimiz için attığımız her adımda sevgiyi hissetmek gerek. Büyük usta Can Yücel’in dediği gibi;

“Sevgi emekmiş, Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş…”

Her gününüze, her adımınıza emek verin.

Sevgiyle adım atın…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER