Bugün 14 Şubat: Kimi sevgiyle kutlarken, kimileri için aşka tövbe günü
14 Şubat Sevgililer Günü, aşkın coşkuyla kutlandığı bir gün. Ancak herkes için bu özel gün, kalp şeklinde balonlar ve çiçeklerle dolu değil. Bazıları için bu tarih, romantik ilişkilerin zorluklarını hatırlatıyor. İşte “İyi ki aşık değilim” dedirtecek, yalnızken izleyip derin bir nefes almanızı sağlayacak 10 film.
Issız Adam (2008) – Aşkın Sessiz Çığlığı
Çağan Irmak’ın yönetmenliğini yaptığı Issız Adam, yalnızca film değil, dönemin ruhunu yansıtan bir fenomene dönüştü. Alper ve Ada’nın ilişkisi kısa sürede aşka dönüşse de beklenmedik bir şekilde son buluyor. Alper’in “Ada, ben ayrılmak istiyorum” sözleri, birçok izleyici için tam anlamıyla şok etkisi yarattı. Film, kadınlar arasında yeni bir kavramın doğmasına neden oldu: “Alper Sendromu” ve uzak durulması gereken erkekler listesine bir yenisini ekledi.
Marriage Story (2019) – Boşanmanın En Gerçekçi Yüzü
Noah Baumbach’ın ödüllü filmi, Adam Driver ve Scarlett Johansson’un güçlü performanslarıyla bir boşanma hikayesini en gerçekçi haliyle ele alıyor. İlişkiler kolay biter, ama evlilik öyle mi? Marriage Story, “Tükenmiş aşkın yası nasıl tutulur?” sorusuna çarpıcı bir cevap veriyor.
Narsistle Aşk (2023) – Karanlık Bir Aşk Hikayesi
Valérie Donzelli’nin filmi, narsist bir partnerin gölgesinde Blanche’ın kararan hayatını anlatıyor. Hayatının erkeğiyle evlendiğini sanan Blanche’ın yaşadıkları, narsistik ilişkilere dair etkileyici bir farkındalık sunuyor.
Duvara Karşı (2004) – Umutsuzluğun Peşinde Bir Aşk
Fatih Akın’ın kült filmi Duvara Karşı, Sibel ve Cahit’in formalite evliliği üzerinden aşkın ve ayrılığın sınırlarını zorluyor. Filmdeki bar sahnesi ve Birol Ünel’in repliği, Türk sinema tarihine damga vurdu: “Aşk, lunaparktaki tahta at gibi… Bir ileri, bir geri.”
In the Mood for Love (2000) – Büyülü ve Hüzünlü Bir Aşk Hikayesi
Wong Kar-wai’nin bu başyapıtı, aldatılan iki kişinin teselli ararken birbirlerine aşık olmasını konu alıyor. Ancak bu aşk da mutlu sonla bitmiyor. 1960’ların Hong Kong’una hüzünlü bir yolculuk yapmak isteyenlere birebir.
Ana, Mon Amour (2017) – Travmalar ve Bağımlı İlişkiler
Calin Peter Netzer, bu filmde travmaları olan Ana ile onu iyileştirmeye çalışan sevgilisi Toma’nın hikayesini anlatıyor. Ancak Ana iyileştikçe Toma kayboluyor. Aile travmaları ve bağımlı ilişkilerin zararlı etkileri, film boyunca dikkat çekici şekilde işleniyor.
An Education (2009) – Gençlik ve Hayal Kırıklığı
Lynn Barber’ın gerçek hayat hikayesine dayanan film, 18 yaşındaki bir genç kızın orta yaşlı bir erkekle yaşadığı deneyimi anlatıyor. Saf başlayan bu hikaye, genç kadının güçlü bir şekilde ayağa kalkmasıyla farklı bir sona evriliyor.
(500) Days of Summer (2009) – Doğru İnsan Kimdir?
Tom’un Summer’a olan aşkını kabul ettirme mücadelesi, 500 gün süren bir arayışa dönüşüyor. Ancak sonunda Summer’ın doğru kişi olmadığını fark etmesi, birçok izleyiciyi kendi geçmiş ilişkilerini sorgulamaya itiyor.
A Very Long Engagement (2004) – Savaş ve Aşkın Kesişimi
Audrey Tautou, Birinci Dünya Savaşı’nda kaybolan nişanlısını ararken hem insanlık dramlarına hem de savaşın acımasız gerçeklerine tanıklık ediyor. Bu film, umut dolu bir arayış hikayesi.
Undine (2020) – Mitolojik Bir Aşkın İzinde
Christian Petzold’un yönettiği film, tesadüfi bir aşkı mistik bir atmosferle anlatıyor. Aşıklar bir araya gelmek için mücadele etse de bu aşkın sonucu beklenenden çok farklı oluyor.
Bonus: Gülüm Elsa (1966) – Mutlu Aşk Yoktur
Agnès Varda’nın belgesel tadındaki filmi, “Mutlu aşk yoktur” diyen Aragon’un sevgilisi Elsa’ya adanmış. Şairlerin dünyasına açılan bu pencerede, mutlu aşkın imkansızlığına dair düşündüren detaylar yer alıyor.