Şeytan ve ona uyarak şeytanlaşmış insanlar, insan ruhunun arınıp Allah’ın önerdiği ve beklediği yola yönelmesini engellemek için şu yollar, taktikler ve yöntemlere başvurmakta ve rezil etmek /ortalıkta yardımsız bırakmak ve yanlış yola sapmalarını istemektedirler.
Nisa-60: Ey Peygamber! Sana indirilen Kur’an’a ve Senden önce indirilenlere (Tevrat’a, Zebur’a ve İncil’e) iman ettiklerini söyleyenleri dikkatle izle. Göreceksin ki, onlar yalan söylüyorlar ve gerçekte Tevrat ve İncil’de bildirilenlere değil, ona uymamaları ikaz edilen şeytana uyarak oluşturmuş oldukları kurallara göre hüküm vermek istiyorlar. Hâlbuki şeytanın kandırıcı fısıltılarına kanmamaları ve gerçekleri inkâr edip küfre sapmamaları emrolunmuştu. Çünkü gerçekte şeytan, onların iyice dalalete /yanlış yola sapmalarını isteyendir.
Furkan-29: “Çünkü Kur’an’ın /Zikrin buyrukları bana anlatılacağı zaman, o beni onlardan uzaklaştırmıştı. Gerçekten de şeytanın dostu olmuş arkadaş, insanı yarı yolda bırakıp rezil ediyormuş” diyerek hatasını itiraf edip duracaktır.
1) Şeytan özellikle Allah’ı anmaktan uzaklaşanlara musallat olup açıklarını gözler.
Zuhruf-36: Kim Rahman’ı anmaktan uzaklaşırsa, Biz de ona sürekli beraber olacağı bir şeytanı musallat ederiz.
Çünkü Şeytan, Adem’e secde etmemesi /yardım etmeyi reddetmesi üzerine Allah’a hitaben yaptığı konuşmada şöyle demektedir:
Nisa-119: “Böylece de kullarını saptıracağım, onları kuruntularla /hurafelerle Senden uzaklaştırmağa çalışacağım, hayvanların kulaklarını yarmalarını /onları Allah’tan başkası adına /putlara kurban etmelerini ve Allah’ın yarattıklarının daha Dünyaya gelmeden önce Sana vermiş oldukları “tek ilah Allah’tır” sözünü değiştirmelerini sağlayacağım” demişti. İşte bu şekilde her kim şirk koşarak Allah’ın yerine şeytanı dost /veli edinirse, artık apaçık büyük bir kayba uğramış demektir.
2) Kur’an’ı anlamaktan uzaklaştırır
Mücadele-19: Ve gerçekte şeytan, olumsuzlukları nedeniyle onları tamamen etkisi altına almış ve Allah’ı zikretmeyi /anmayı ve Kur’an’ı anlayarak çalışmayı /okumayı ve buyruklarını unutturmuştur /anlamaktan uzaklaştırmıştır. Onlar artık şeytanın taraftarları /hizbuşşeytan olmuşlardır. Şunu da iyice bilin ki, olumsuzlukları ile şeytanın taraftarları olanlar, kesinlikle zararda olacaklardır.
3) Şeytan, insanın düşünce ve niyetlerini okuyup izlemededir, yoldan çıkarabilecek bir yatkınlık, bir zayıf nokta, bir niyet bozukluğu, olumsuz bir düşünce ve bir açık yakalayabilmek için her an pusudadır ve dürtüklemeyi beklemektedir.
Araf-16: İblis de “Allah’ım, Sana yemin olsun ki bana verdiğin süre boyunca, onlar için beni kovduğun insanların nefslerini, sıratın müstakim /itidal /orta yola uygun aşamaya getirmemeleri, Allah ile yapılan anlaşmaya sadık kalmaya ulaşmamaları ve vahiy kitaplarında bildirdiğin kesin hükümlerinden uzaklaşmaları için yolları üzerinde oturup bekleyeceğim”, 17. “Sonra, önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından kendilerine yaklaşacağım. Böylece Sen, onların çoğunu şükreder bulmayacaksın” demişti.
4)Şeytan, Allah’ın yaşam kurallarını veya basitçe oyun kurallarını bozmaya niyetlenenler için sadece bir nevi oyunbozanlığı destekleyendir.
Meryem-83: Ya Muhammed! Bizim, şeytanları, şirk koşup küfre sapanların üzerlerine yolladığımıza ve onların yanlışlarını desteklediğimize dikkat ediyorsun değil mi?
5)Şeytan, insanın özgür iradesi ile alacağı kararlarda ve yapacağı iş ve davranışlarda henüz daha düşünce aşamasında iken bir açık yakalayıp müdahale etmeye, gururunu okşamaya, kibir özelliğini kullanmaya, kararsızlığını arttırmaya, konuyu makul göstererek kandırmaya, konuyu abartmaya ve süslü göstermeye, bedensel zevklerini-nefsini ön planda tutmasını fısıldamaya, güzellikleri ve olumlulukları unutturmaya, dünyevi maddî kazancını ön planda tutmaya ve ölümsüz olma hırsını uyarıp ikna etmek için uğraşmağa başlar.
Taha-115: Yemin olsun ki Biz Adem’i ilk yarattığımızda, şeytanın kendisine düşman olduğunu bildirip tembih etmiş ve uyarılarımıza uyacağına dair de söz /ahit almıştık. Ama Âdem, Allah’a vermiş olduğu bu sözünü sonra unuttu ve şeytanın kandırmasına karşı koyma dirayetini gösteremeyip ona uydu.
Çünkü şeytan, Âdem ve eşini ölümsüz olma hırslarını kullanarak kandırmıştır.
İnsan zayıf iradeli ve nefslerine mağlup olma zayıflığında yaratılmış olup şeytanın başarılı olabilmesi, onun güçlülüğünden değil, insanın zayıf yönlerini, onun aleyhine kullanabilme ustalığıdır. Celaleddin-i Rumi Dünyayı baştan çıkarıcı ve büyüleyici bir kadına benzetir ve insanın da zayıflıkları nedeniyle kolayca kandığını ve olumsuzluklar yaptığına değinir.
6. Yine şeytan fakirlikle, ölümle, başarısızlıkla, Allah’ın terk edeceği ile korkutur, sersem edip insanın kafasını karıştırır ve Allah’ın yolundan saptırır.
Bakara-268: Şeytan, yardım etmemeniz için, size sürekli fakirlik endişesi ve aşırılıklara yönelmenizi telkin edip durur. Allah ise, sizin için hatalarınızdan bağışlanma ve bol nimetler vaat edendir.
Ali İmran-175: Ey insanlar! Şunu iyice bilin ki, sizlere musallat olmak üzere pusuda beklemekte olan şeytan, ancak kendisi gibi olumsuz düşünenleri /ona dost olanları korkutur ve öylelerini yoldan çıkarır. Fakat içtenlikle iman etmişseniz, şeytan ve dostlarından korkmanıza gerek yoktur, sadece Benden /Benim desteğimi kaybetmekten korkun.
7. Kur’an’ın yasakladığı aklı-muhakemeyi bulandırıcı maddeleri cazip /süslü-püslü gösterir ve bunları insanın kendine ve başkalarına zarar oluşacak kadar kullanmalarını kışkırtır ve bunları koz olarak kullanır.
Maide-91: Çünkü şeytan, bilinci bulandırıcılar veya kumarla, olumsuzluğa kayabilen düşüncelerinizi /nefslerinizi kullanarak aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı zikretmekten ve salâtı /sosyal faaliyetlerde bulunmaktan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyorsunuz değil mi?
Hicr-39: İblis de “Rabbim, beni huzurundan kovduğun için, müsaade et ben de insanlara yaşadıkları yeri süslü göstereyim ve yapmakta oldukları ve yapmaya niyetlendikleri olumsuz işleri cazip göstereyim ve çoğunu Senin yolundan saptırayım. Ancak onlardan sadece Sana içtenlikle ibad /kulluk edenlere ve bildirdiğin doğru yolundan ayrılmayanlara gücüm yetmesin” deyince.
Furkan-30’ncu ayette açıklandığı gibi Hz. Muhammed’in de tek korkusu zaten ümmetinin Kur’an’dan uzaklaşmaları olmuştur.
Furkan-30. Elçimiz Muhammed de ümmetinin başında şahit olarak bulundurulacağı Mahşer’de, Kur’an’a muhatap olup iman etmiş diye bilinen toplumunun olumsuz durumunu görünce, “Ey Rabbim, halkım Kur’an’ı terk etti /anlayamadığı için uzaklaştı /kendinden uzak tuttu /mehcura /ondan uzak durdu /anlamayıp makamı-nağmesi ile oyalandı ve sonuçta bu perişan duruma düştü” diyerek üzüntüsünü ve ümmetinden şikâyetini belirtecek.
Haftaya kaldığım yerden inşallah devam edeceğim.
NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: “DİN VE BEYİN”, “SON DAVET KUR’AN Tercümesi”, “KUR’AN KADINI KORUYOR”, “OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri”, “KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLȂNA”, “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR” ve “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”