Şiddet…

      Yeterli düzeyde çağdaş eğitim sistemini oluşturamamış olan ülkelerde kaba kuvvete başvurma kuralının da yüksek olduğu hatırdan uzak tutulmamalıdır.       Bu nedenledir ki; kurtuluş mücadelesini veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşları çağdaş eğitimin önemini görerek, anlayarak ve içtenlikle özümseyerek bu doğrultuda bir politika izlemişlerdir.       Köy enstitüleri, köy okulları ve çağdaş eğitim için […]

      Yeterli düzeyde çağdaş eğitim sistemini oluşturamamış olan ülkelerde kaba kuvvete başvurma kuralının da yüksek olduğu hatırdan uzak tutulmamalıdır.

      Bu nedenledir ki; kurtuluş mücadelesini veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşları çağdaş eğitimin önemini görerek, anlayarak ve içtenlikle özümseyerek bu doğrultuda bir politika izlemişlerdir.

      Köy enstitüleri, köy okulları ve çağdaş eğitim için gerekli olan okullar ile bunların araç ve gereçleri aranıp bulunmuş, yaşama geçirilmek suretiyle, dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer alma imkanı elde edilmiştir.

      Zaman içinde bu anlayıştan ödünler verilmek suretiyle uzaklaşılmış ve çağdaş bir eğitim politikası yerine, günü kurtarmaya yönelik bir eğitim politikası izlenmesi yoluna gidilmesi suretiyle de kaba kuvvetin giderek arttığı bir ortam yaratılmıştır.

      Eğer çağdaş bir eğitim modeli titizlikle uygulanmaya devam edilse ve eğitimin değeri anlaşabilse idi, bugün gördüklerimiz görülemez, duyduklarımız işitilmez ve okuduklarımız ise var olmazdı.

      Eğitimin önemi azımsandıkça kaba kuvvet artmaya başlamıştır.

      Elbette ki insanlar düşüncelerini açıklarken, yazarken, konuşurken ve  karşı fikirde olanlarında var olacağını  düşünerek adımlar atmalı ve bu yolda kendilerine bir program çizmelidirler.

      Fikri karşı fikirlerle çürütmek, düşünceyi karşı düşünceyle karşılamak ve görüşü mukabil bir görüş ile tartışmak suretiyle doğru yolun  bulunacağı hatırdan uzak tutulmamalıdır.

      Eskiden kullanılan bir deyim var idi: Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar. Atasözü niteliğindeki bu sözün değerini, anlamını iyice bilmek gerekir.

      Eğer düşünceler karşı karşıya gelemez ve fikir alışverişi yapılamazsa, gerçekte ortaya çıkamaz.

      Bunun için düşünceleri tartışmak ve gerçeği ortaya çıkarmak için yapılması gerekeni yapma zorunluluğu anlaşılmalıdır.

      Bu nedenledir ki ; insanlar konuşarak , yazışarak,  birbiri ile anlaşmaya ve düşüncelerini ortaya koymak suretiyle gerçeği bulmaya gayret gösterirler.

      Eğer böyle hareket edilmez, şiddete başvurma yolu seçilirse, bundan hiçte iyi sonuç alınamayacağı hatırdan uzak tutulmamalıdır.

      Şu husus hatırdan uzak tutulmamadır: Şiddet karşı şiddeti getirir.

      Kaba kuvvet, aynı şekilde daha da artan bir kaba kuvveti ortaya çıkartır. Böyle oluncada, tartışmalar yerini şiddete ve kaba kuvvete dönüştürür ve anlaşmazlıkların çözümü çözümsüzlük yumağına dönüşür.

      Bunun içindir ki; bize kurtuluş mücadelesini veren ve Cumhuriyeti armağan edenler kaliteli eğitimin önemini ve değerini bilmişler ve bunun gerçekleşebilmesi için gereken adımları atmışlardı.

      Eğer hiçbir aksatmaya yer vermeden o doğrultuda yürünmüş olsa ve gereken çağdaş eğitim tam anlamıyla yerine getirilmiş olsa idi, bugünlerde gördüklerimiz yaşanmaz ve tartışmalar düşünce doğrultusunda kalırdı.

      Ama ne yazık ki; çağdaş bir eğitimin gerekleri zaman zaman kesintiye uğradığı ve geriye doğru adımların atılmak istendiği dönemler yaşandığı içinde bugünlere gelindi.

      Düşünce özgürlüğü yerine tartışmayı şiddete dönüştüren anlayışın terk edilebilmesi için gerekenler yapılmalı ve adımlar atılmalıdır.

      Bunun içinde eğitimli bir toplum olmanın yolları aranmalı ve bulunmalıdır.

      Düşünceyi karşı düşünceyle yanıtlamak ve böylece fikir tartışmasına, zorbalığa dönüşmesini önlemek için herkes kendine düşeni yapmalıdır.

      Eğer bu anlayışla hareket edilir, fikre ve düşünceye karşı aynı şekilde yanıt verilme yoluna gidilirse, hiçbir yerde şiddet, kaba kuvvet ve benzeri olaylara rastlanmayacağı hatırdan uzak tutulmamalıdır…

nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version