Peki, Ne yapmalıyız?
Hatay ve diğer kentlerde, kadına yönelik şiddet ve cinayet haberlerinin kalabalığında ‘daha fazla kontrol’ ve ‘iyileştirme’ bekleyenlere yönelik harekete geçen Adalet Bakanlığı’na bağlı Mağdur Hakları Daire Başkanlığı, ‘www.magdur.adalet.gov.tr’ adresi üzerinden, mağdurlara hukuki, sosyal ve psikolojik destek veriyor. Peki, bu tabloda, ‘sığınma evleri’ sorumluluğunda olup da buna dair bir çalışma yapmayan Hatay ne noktada?
Kadına yönelik ‘şiddet, taciz, istismar’ vakaları, gündem olmayı sürdürüyor. En son, Defne Kadın Emeği Derneği tarafından ‘Kadın Cinayetlerine Dur De’ başlığında Antakya’da gerçekleşen eylemde, ‘kadına yönelik’ şiddet, taciz ve istismar olaylarının artarak sürdüğüne işaret edilmiş, kadın cinayetlerindeki artışa dikkat çekilmişti. Yapılan açıklamada ise, “Kadınlara yönelik cinayetler ‘katliam’ boyutlarına ulaşmışken, bu konuda alınan önlemler ve yaptırımlar son derece yetersiz” denilerek, ilgili ve sorumlu kurumlar göreve davet edilmişti.
-ÇÖZÜM OLUR MU?-
Konuya ilişkin harekete geçen Adalet Bakanlığı’na bağlı Mağdur Hakları Daire Başkanlığı, yaşama geçirdiği ‘www.magdur.adalet.gov.tr adresi ile ‘şiddet, taciz, istismar’ noktasında duran kadınlara rehberlik etme hedefinde. Birçok başlık altında sunduğu bilgiyle, kadınlara ‘ne yapılmalı’ konusunda yardım etme hedefindeki Bakanlığın verdiği bazı bilgiler, ara başlıklar halinde şöyle:
-ŞİDDET MAĞDURU-
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, şiddeti, derhal önlemeye ve gerekli desteği sağlamaya yöneliktir. Bu Kanun gereğince, şiddete maruz kalan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan herkes, ilgili makam ve kurumlara başvurabilir. Bu kurum ve makamlar, şiddete uğrayan ve şiddete uğrama tehlikesi içinde bulunan kişilerin bizzat başvurması zorunlu değildir. Şiddeti öğrenen veya tanıklık eden kişiler de başvurabilir.
-POLİS VE JANDARMA-
Şiddet mağduru veya şiddete uğrama tehlikesi altında bulunanlar, bulundukları yerin yakınındaki polis veya jandarma karakoluna başvurarak şikayette bulunabilirler. Polis veya jandarma, derhal tedbir alınması gereken durumlarda, önleyici ve koruyucu tedbirleri alır, diğer durumlarda Cumhuriyet Savcılığı’na yönlendirir.
-AİLE MAHKEMESİ-
Şiddet mağduru veya şiddete uğrama riski olanlar, bulundukları il veya ilçenin Aile Mahkemesi Hâkimliğine giderek, şiddeti önlemeye yönelik tedbirleri ve koruyucu tedbirlerin alınmasını isteyebilirler. Aile Mahkemesi’nin bulunmadığı yerlerde, Asliye Hukuk Mahkemesi Hâkimine başvuruda bulunulabilir. Hâkim, gerekli olan önleyici ve koruyucu tedbirlere karar verir.
-MÜLKİ AMİR-
Şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi altında bulunan kişiler, adliyede, Cumhuriyet Savcılığı’na da başvurarak şikayette bulunabilir ve gerekli tedbirlerin alınmasını isteyebilirler.
-BAŞSAVCILIK-
Şiddet mağduru veya şiddete uğrama tehlikesi altında olanlar, bulundukları ilin Valilik makamına, eğer ilçede yaşıyorlar ise o ilçenin Kaymakamlık makamına başvurarak, şikayette bulunup, koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınmasını talep edebilirler.
-İLGİLİ BİRİMLER-
Şiddet mağduru veya şiddete uğrama tehlikesi altında bulunanlar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı il ve ilçe müdürlüklerine ve bulundukları yerde varsa ŞÖNİM’lere (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezine) başvurabilirler.
-CİNSEL ŞİDDET-
Bakanlığın kadına yönelik rehberliğinde, “Cinsel şiddete uğradığımızda veya uğrama tehlikesi bulunduğunda ne yapmalıyız?” sorusu da var ve buna yönelik ‘ne yapmalıyız’ kısmında şu öneriler sıralanıyor:
-Bağırmalı, çevreden yardım istemeliyiz. Mümkünse, polisi veya jandarmayı aramalıyız. (Polis İmdat 155, Jandarma İmdat 156).
-Her türlü cinsel saldırı durumunda yapılabilecek ilk şey, hiç vakit kaybetmeden en yakın polis merkezine, jandarmaya veya sağlık kurumuna gitmektir.
-Saldırıyı gören tanık varsa, onu da karakola getirebiliriz. Polis merkezinde saldırganın nasıl göründüğünü tarif edip şikâyette bulunabiliriz.
-Saldırganın tüyü, saçı, bedensel sıvıları üstümüzde kalmış olabilir. Boğuşma sırasında tırnaklarımızın altına saldırganın derisi sıkışmış olabilir. Bunların hepsi önemli birer delildir ve saldırganın yakalanıp cezalandırılmasında çok etkili olabilir. Cinsel bir saldırıdan sonra, çoğu kadın hemen yıkanıp temizlenmek, yaşadığı deneyimi üstünden atmak ister. Ancak zor olsa da el/yüz yıkamak, ağzımızı çalkalamak, kıyafet
değiştirmek gibi bu kanıtların kaybolmasına yol açabilecek herhangi bir şey yapmamalıyız.
-Cumhuriyet Savcılığı’na veya Aile Mahkemesi’ne başvurabiliriz.
-Cinsel saldırı veya taciz suçunun takibi ve saldırganın yakalanması için suç duyurusunda bulunulması gerekir.
-Varsa tanıkların dinlenmesini ve gerekli delillerin toplanmasını istemeliyiz.
-Saldırıyı belgeleyen bir doktor raporu almak için savcılıktan bizi Adli Tabibe sevk etmesini isteyebiliriz.
-Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’ne (KOZA-ŞÖNİM) başvurabiliriz.
-Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüklerine başvurabiliriz.
-Alo 183’ü (Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı) arayabiliriz.
-Belediyelerin Kadın Danışma Merkezlerine başvurabiliriz.
-Baroların Kadına Yönelik Şiddet telefon hatları ve Adli Yardım Kurullarına başvurabiliriz.
-Kadın örgütlerine başvurabiliriz.
-Hiçbir şey yapabilecek durumda değilsek, en yakın sağlık kuruluşuna gitmeliyiz. Orada polis çağırılmasını isteyebiliriz.
-ELEŞTİRİ NET!-
Bakanlığın önerileri arasında yer alan ve şiddet gören kadına ‘adres’ olarak gösterilen ‘sığınma evleri’, yasal zorunluluk olduğu halde, Hatay’da bulunmuyor. Oysaki nüfusu
-BARO TESPİTİ-
Bu konudaki en net eleştiri, Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez’den gelmiş ve şu tespit paylaşılmıştı:
“Nüfusu 50 bini aşan belediyelerin Kadın Sığınma Evleri açması, belediyelere sorumluluk olarak kanun maddesiyle yüklenmiştir. Kanunla birlikte bu sorumluluk ‘zorunluluk’ haline geldi. Ancak belediyelerin Kadın Sığınma Evi açması zorunlu olduğu halde, bu sorumluluğu ‘Hatay için söylüyorum’ yerine getiren bir belediye yönetimi bulunmuyor.”
-Tamer Yazar-