Sımsıkı sarılarak….

      Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışma devam ediyor.       Çatışmanın ateşi bir düşüyor bir yükseliyor.       Biran için barış umutları ufukta beliriyor. Bu doğrultuda umutların yeşermeye başlayacağı sırada yeniden savaş çığlıkları atılmaya başlıyor. Böylece barış umutları söner gibi oluyor.       İşte dünya bu ortam içerisinde yalpalıyor.       En büyük sıkıntı da ekonomide oluyor.       Dünya, […]

      Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışma devam ediyor.

      Çatışmanın ateşi bir düşüyor bir yükseliyor.

      Biran için barış umutları ufukta beliriyor. Bu doğrultuda umutların yeşermeye başlayacağı sırada yeniden savaş çığlıkları atılmaya başlıyor. Böylece barış umutları söner gibi oluyor.

      İşte dünya bu ortam içerisinde yalpalıyor.

      En büyük sıkıntı da ekonomide oluyor.

      Dünya, zaten var olan ve Rusya-Ukrayna çatışması nedeniyle de had safhaya çıkan ekonomik krizi en az zararla atlatabilmek için çareler arıyor.

      Bulunan çareler sonucu alınan önlemler sayesinde krizin etkileri bir nebze olsun hafifletiliyor, ama bunlar ekonominin kuralları içerisinde yapıldığı takdirde fayda ortaya çıkıyor. Ekonominin kuralları dışında uygulamalar yapılmaya çalışıldığında ise kriz daha çok etkisini gösteriyor. Ekonomik buhran giderek boyutunu arttırıyor.

      Bu gerçekler göz önünde tutulmak suretiyle yaşanan krizin üstesinden gelebilmek için dünyanın dört bir yanında kararlar alınıyor, alınan kararlar uygulama safhasına geçirilmek suretiyle hareket ediliyor.

      Bazı ülkeler, bunlar yapılırken ekonominin kuralları dışına çıktıkları içinde krizin etkisini daha fazla hissediyorlar.

      Örnek olması, aldıkları kararların, attıkları adımların olumlu sonuçlar vereceğine inanılması gerekenlerin, zaman zaman çeşitli hesaplarla yanlış yola başvurdukları ve böylece krizin artmasına neden oldukları yine uygulamalardan görülüp anlaşılıyor.

      Birçok kez yazdığımız üzere, yaşanan ekonomik krizin üstesinden gelebilmek için iktisat kuralları çerçevesinde hareket etmek, kararlar almak, adımlar atmak gerekir.

      Bunun aksine bir yol izlenmeye çalışıldığı takdirde de başarı yerine başarısızlık ortaya çıkar.

      Dünya böylesi bir ekonomik kriz içerisinde çırpınırken, bundan en az zarar gören ülkelerin ekonomik bağımsızlığını ve ekonomik yeterliliğini koruyan ülkeler olduğu görülmektedir.

      Bir kez daha yazma ve hatırlatma gereğini duyuyoruz: Tam bağımsız olabilmek için ekonomik bağımsızlığa da kavuşmak gerekir. Bunun içinde tüketen değil, üreten ve kendi kendine yeten bir ülke olmak zorunluluğunu göz ardı etmeden kararlar alınmalı, yol haritası buna göre çizilmeli ve bu yol haritasına göre de gereken önlemler alınarak yaşama geçirilmelidir.

      Bunlar yapıldığı ve ekonomik yönden de bağımsızlık kazanıldığı takdirde yaşanacak olan her türlü krizin üstesinden gelebilmenin mümkün olabileceğini hatırdan uzak tutmamak gerekir.

      Daha Cumhuriyet bile ilan edilmeden, kurtuluş mücadelesinden zaferle çıkan Atatürk ve dava arkadaşları bu gerçeği görmüşler ve ona göre adımlar atma yoluna girmişlerdi.

      Böylece tüketen değil, üreten bir ülke olunmuş ve ekonomik bağımsızlığımız kazanılmak suretiyle dışa bağımlı bir ülke olma yerine kendi kendine yeten ve fazlasını da ihraç eden ülke olma başarısı sağlanmış idi.

      Bunun sonucu olarakta Osmanlının borçları ödenmiş, kapütilasyonlar sonlandırılmış, tarıma elverişli bütün alanlar işlenmiş, yurdun dört bir yanından bacalar tütmeye başlamış ve böylece ekonomik bağımsızlığın perçinlenmesi yolunda gerekenler yapılmış idi.

      Cumhuriyetin kazanımları sayesinde kendi kendine yeten ve fazlasını da dış ülkelere satış yapmak suretiyle parasının değerini koruyan, saygınlığı giderek artan ve aranan ülke olma konumunu uzunca süre muhafaza etmek suretiyle bu günlere gelinmiştir.

      Şimdi dünyanın içinde bulunduğu durum ve bunun sonucu olarakta ortaya çıkan ekonomik kriz nedeniyle, geçmişe şöyle bir bakmak ve hatırlamak suretiyle geleceğimizin olumlu yönden şekillenebilmesi için neler yapılacağına karar vermek gerektiğini anımsayarak bir kez daha gözler önüne serme gereğini duyduk.

      Eğer geçmişten ders alırsak, yapılan olumlu hareketlerden vazgeçmezsek, Cumhuriyetin kazanımlarına sımsıkı sarılmak suretiyle üreten bir ülke haline gelebilmek için her türlü çabayı göstermek suretiyle dışa bağımlı olmaktan kurtulur ve kendi kendimize yeten bir ülke olarak hareket edersek yaşanan krizden en az zararla çıkacağımızdan şüphe etmemek gerekir.

      Bu gerçekleri bir kez daha hatırlatmak suretiyle, yolumuzun aydınlık olabilmesi, ülkemiz üzerindeki kara bulutların dağılması ve aydınlık günlerin yeniden görülebilmesi için, her türlü kişisel beklenti ve hesapları bir yana bırakarak birlik ve beraberlik içerisinde hareket edersek tüm zorlukların üstesinden geleceğimizi bilmeli ve anlamalıyız.

      İşte o zaman mutlu, umutlu ve huzurlu oluruz…

                                                                                                                              nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version