Bitmemiş bir film, yarım kalan bir ezgi insanı alır götürür uzaklara. Şimdi yüreğimiz buruk,gözlerimiz ıslak, hayalin içimizde, düşlerimiz yorgun kaldı
Sinan.
Seni ne çok sevmişiz bir bilsen. Gözyaşımız sel oldu aktı ardından. Sevenlerin bir orman gibi sıra sıra dizildi,ağıtlar yaktı, Aynı yürek çarpıntısıyla seni uğurladı.
Sinan Antakya”ya sevdalı bir yürekti, yiğit bir gazeteciydi, kalemini hep halktan” iyiden,güzelden,doğrudan” yana kullanırdı.
Hümanist bir çizgiyle farklı düşünceleri daha güzel bir Antakya sevdası için birleştirici bir gazeteciydi sadece bir gazeteci değildi. Sosyal etkinliklerin de öncüsüydü”. Antakya Biriç Kulubü” başkanlığının yanı sıra birçok amatör faaliyetlerinin yaratıcısı olmuştu. “Liseler arası müzik yarışması” bunlardan sadece biriydi.
Biriç, yarışmacı bir spor etkinliği olduğu halde o centilmenliği, nezaketi hiç elden bırakmazdı. Önce rakibe saygı sonra da partnerine de hoş görüyü ön planda tutardı.Kulüp üyeleri O’nun için gerçek bir “abisi” gibiydi. Hepimize de öyle seslenirdi.
Gözlerinde sevgiyi, ellerinde emeği aktarırdı insanlara. Kırdı dallarımızı fırtınalar, boranlar Kaldı bahar çiçekleri üzerimizde senden yadigâr “Her ölüm erken ölümdür/Ama ayrıca aldığın şu hayat/Fena değildir/Üstü kalsın..” demiş Cemal Süreya Bu eşsiz dizeler gibi çok erken ayrıldın aramızdan. Sana olan sevgimiz sonsuza kadar sürecek, seni hiç unutmayacağız güzel insan…
SİNAN’I UĞURLARKEN…
Edebiyat Öğretmeni Cuma Turhan, acı kaybını yaşadığımız Sinan Seyfittinoğlu anısına bir yazı kaleme alarak gazetemize ulaştırdı. İşte o satırlar…
