Yeni bir sosyal mühendislik!
Necmettin Çalışkan: “Şırnak, eski mahalle kültürü yok edilmek üzere dizayn ediliyor. Tabi buradaki amaç, insanları apartmanlara toplayarak hem kontrolü sağlamak, hem de dejenere etmek.”
Şırnak Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi ve JAVS Congress işbirliğinde düzenlenen Uluslararası İktisadi ve İdari Bilimler Kongresi, 15 Temmuz Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşirken, iki gün devam eden Kongre’de İran, Ürdün, Irak, Filistin, Bosna-Hersek, İspanya, Cezayir ve Kazakistan yanı sıra Türkiye’den toplam 41 şehirden 307 fazla katılımcı 270 bildiri sundu. Bu önemli buluşmada konuşan isimlerden biri de Mustafa Kemal Üniversitesi’nden Doç. Dr. Necmettin Çalışkan oldu.
Çalışkan, Şırnak’taki toplantının ardından kente dair izlenimlerini kaleme aldı ve oldukça çarpıcı tespitlerle de, geride bıraktığı coğrafyaya dair önemli saptamaların altını çizdi.
-DAĞLIK YAPI-
Şırnak’a henüz gitmeyenler için kısa bir tanımlama yapan Çalışkan, “Evliya Çelebi’nin, seyahatnamesinde, bazı yerler için kullandığı ‘kahve tepsisi bile düz durmayacak yer’ şeklindeki tanıma uygun, dağlık bir yer, Şırnak. Hz.Nuh’un, tufandan sonra gemisinin karaya oturduğu yer olarak tahmin edilen ‘Sefine Tepesi’, Cudi Dağı’nın tepesinde hâlâ duruyor. Şehir, coğrafi ve tarihi özellikleriyle keşfedilmeyi bekliyor” dedi.
Yaşanan olayların bölgeyi derinden etkilediğine işaret eden Çalışkan, şöyle devam etti:
“Şehre giden yollar, eskiye nazaran hayli iyileşmiş. Bununla beraber acı bir gerçek de şu… Geleneksel doğu kültürünün kıyafetlere yansımasının değişimi kadar, fiziki değişim de söz konusu. Artık bilinen tek katlı evlerin olduğu eski Şırnak yok! Beton yığınlarından oluşan yüksek katlı apartmanların bulunduğu bir şehir var. Bu da, yerleşik kültürün ve geleneksel yaşam biçiminin hızla değişti-(rildi)-ğine bir işaret!”
-DÖNMEYENLER!-
“Yaşanan sıkıntılı dönemde Şırnak’ın birçok yerlisi şehir dışına taşınmış, dönenler olmakla birlikte, dönmeyenler çoğunlukta” tespitinde duran Necmettin Çalışkan, şöyle devam etti:
“Yani şehrin dokusunda da bir farklılaşma ve yabancılaşma söz konusu. Bölgede, hendek olayları ve yapılan operasyonlarla ciddi bir tahribat yaşanmış. Şimdi yaralar sarılıyor. Ne var ki, yeni bir sosyal mühendislik operasyonunun devreye girdiğini görüyoruz. Devlet imkânları seferber edilerek, konut sorunu çözülme yoluna gidilmiş, ama ciddi bir betonlaşma da göze çarpıyor.”
-YOK EDİLEN!-
Değişimle beraber Şırnak’taki eski mahalle kültürünün yok olmakla karşı karşıya bırakıldığına işaret eden Çalışkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şehir, eski mahalle kültürü yok edilmek üzere dizayn ediliyor. Tabi buradaki amaç, insanları apartmanlara toplayarak hem kontrolü sağlamak, hem de dejenere etmek. Bunun kime yarayacağı da meçhul. Yerli halkın bundan pek memnun olmadığı açık.”
-DEPREM RİSKİ-
Yüksek katlı yapılanmaların arttığı yeni Şırnak modelinde deprem riski noktasında duran ve buna dair şikayetleri paylaşan Çalışkan şunları dile getirdi:
“İşin kötü tarafı; şehir, deprem kuşağı ve heyelan bölgesi üzerinde duruyor. Bu risklere rağmen, iddialara göre, yeterli tedbirler alınmadan yüksek binalar inşa edilmiş. Bu durum, büyük tehlike olarak görülüyor. Hatta bazı apartmanların zemininin kaydığı söyleniyor. Şikâyetlerin yapıldığı, ancak kulak asılmadığı belirtiliyor. Esasen apartman hayatının bölge insanının yaşam tarzına uygun olmaması da sancılı bir değişimi beraberinde getiriyor.”
-GÜVENLİK!-
Bölgedeki güvenlik kaygılarının, kentteki güvenlik birimlerinin kalabalığına da doğal olarak yansıdığını söyleyen Necmettin Çalışkan, “Çevrede ciddi bir askeri hareketlilik ve helikopter ile
Şehrin gündelik hayatı içindeki kalabalığı da resmeden Çalışkan, gördüklerini ve izlediklerini şu şekilde sıraladı:
“Burada hayat, diğer şehirlere nispetle durgun görünüyor. Ticaret hayatı, neredeyse birkaç kahvehane ve lokantayla sınırlı. Bunlar da; bölgede bulunan emniyet, özel harekât, istihbarat, uzman çavuş, öğretmen gibi kamu görevlilerine hizmet ediyor.
Şehrin ekonomi çarkı, burada ikamet eden güvenlik güçleri ve diğer bürokrasi vasıtasıyla dönüyor. Görevliler, doğu tazminatı aldığı için gelir düzeyi yüksek. Zaten bu gerekçe de onları burada tutuyor.
Şırnak’ta, merkezle pek de ilgili olmayan kömür ocakları gibi istisnalar hariç, neredeyse üretim ve işletme yok. Bu nedenle bazı politikalar gözden geçirilmeli. Özellikle verimli arazilerle, tarım ve hayvancılık potansiyeli değerlendirilmeli. Yıkılmış bölgeye yeni yerleşim kurarken, başka ilkeler de göz önünde bulundurulmalı. Zira ilde görev yapan her memur, asker ve polis tayin istemek için gün sayıyor.”
-Tamer Yazar-